bugün

taş oda konserlerini izledikten sonra boğaza bakıp sigara içebilmek.
üniversite sınavında eşşek yükü ile puan alabilmek.
iş başvurusnda ingilizce, sosyal aktivite, insan ilişkileri gibi sorularla muhatab olmamak.
diğer tüm doneleri ve yan unsurları bir yana koyup sadece almış olduğu eğitim sistemine binaen incelersek, sadece belirli ve kısıtlı konuların mevzu bahis bulması halinde farkedilebilecek(ki mesafe önemsizdir, kesinlikle fark edilirler) aksi halde gözünüze diplomasını sokmadığı müddetçe kesinlikle kaale alınmayacak güruh. Sebep kendisinin aptallığı veya diğer çeşitli hedeleri ile kesinlikle alakalı olmayıp olay tamamen boğaziçinin öğretim mantalitesiyle ilgilidir. Amaç aynı amerikan toplumunda gerçekleştirilmeye çalışıldığı gibi 'sadece bir şeyi bil fakat onu çok iyi bil' felsefesini oturtmaktır. Bu mantığın gerisinde ise ince bir depolitizasyon amacı sırıtır.
Tartışmaya açık bir öğreti olup, bu anlayış neticesinde bireysel açıdan elde edilecek tüm getirilerin uzun vadede toplumsal bazda elinden alınıp alınmayacağı ise muammadır. Velhasıl kelam, kazananları en azından puanlarından ötürü tebrik etmek gerekirken, direkt akla gelesi fakat kesinlikle sorulmayası soru ise 'ya orası da iyi eyvallah da neden odtü değil?' olmalıdır. Tüm bunların haricinde manzarası görülesi, havuzu gidilesi, bünyesinde barındırdığı briç klubü ise kesinlikle ibret alınasıdır.
ayrıcalıktır.
marka bağımlılığı tarzında bir övünç ifadesidir. aidiyet duygusunu tenzih etmek gerekir. bunun dısında herkesin güzel anılarla dolu hayatının bir bölümünü gecirdiği yer, okul, meslek vs. yerler için çoğaltılabilir. bogaziçili olmanın hiçbirşey ifade etmediği bir kişi için örneğin trabzonlu olmak daha saygın olabilir.
abartanları için (bkz: bogazici li ogrenciden satilik hat)
zengin ve dahi olmaktır. fakir ve dahiler için (bkz: odtü)
bir dönem erasmus oldum, coook özledimm. insallah tekrar birgun dönerim oraya, havasa ögretmenler, yemek ve ve manzara.