bugün

10 numara 5 yıldız dizi.
martin scorsese reyiz el attığı her şeyi güzelleştiriyor mu ne?
kamera çekimleri, diyaloglar, senaryonun sürükleniş biçimi harika harika.
her bölüm bizi paz de la huerta'nın memeleriyle şenlendiren aşmış dizi.
memeler falan bir yana gerçekten muhteşem, büyük prodiksiyon.
gerçekten "adamlar yapmış abi" dedirtiyor.
yazı hafiften spoiler içerebilir. birkaç cümle o da en fazla olsa. o yüzden dikkat.*

normalde dizi 6. bölüme geldi ama ben pilot bölüm hakkında birkaç bişey yazsam, bu dallama da neyin nesi demezler herhalde değil mi ?

martin scorsese martin scorse martin scorsese... pilot bölümün yönetmeni ayrıca dizinin yapımcısı, seni televizyon dizilerinde görmek de varmış demek. hoş geldin.

ilk bölümü itibariyle mekanlar kostümler müzikler harikulade. plaktan müzik dinlemek bir insanın ruhunu ne kadar huzura erdirir bu dizide rastlayabiliyoruz.

nam-ı diğer mr.pink steve buscemi müthiş oyuncu. onu izlemek onun mimiklerine hayran olmamak elde değil. tek itici yanı sesinin biraz ince olması sanırsam. burada da arkası epey çok, halkın sevgisini kazanmış olan karakter rolüne bürünmüş. yakışır.

micheal pitt'i micheal haneke'nin yönetmenliğinde funny games'de izlemiş ve beğenmiştim. her ne kadar film, insanı gerim gerim germiş olsa da. burada da kendisini gangsterlik yolunda ilerleyen hanım yüzlü (kusura bakmayın) biri olarak görüyoruz. biraz garip geldi ama zamanla alışırız herhalde.

karakterler oldukça fazla ilk bölüm itibariyle, bazen karakterler karışabiliyor bu da normal olsa gerek. çok cesur sahnelerde yer almakta, gerek cinayetler gerekse sevişme sahnelerinde.
--kısa bir spoiler--
margaret schroeder'ın kocasından dayak yediği sahnede ağlayan küçük kız (Emily Schroeder) sen nasıl ağladın da öyle, benim yanağımdan yaşlar süzüldü ? tüylerim diken diken oldu.
--kısa bir spoiler--
edit: ilk satır eklendi. kasabaya gelen yabanci' uyardı da.
--şıpoylır bölüm 1--
ilk bölümüyle "yaşlanmışsın be steve buscemi" dedirtmiş, çalan ilk plak şarkısı "some of these days" ile bulantı'yı hatırlatmış, yine diğer şarkılarla damardan nostalji vermiş, dönemin amerika'sını -yaşamamış olsam da- etkileyici bir şekilde tasvir etmiş; al capone'u duyunca heyecanlandırmış, jimmy darmody'yi canlandıran aktör sağolsun hemen bir bağ oluşturmuş, rothstein'ın yanında takılan elemanın ölümünü şimdiden sabırsızlıkla bekletmiş ve bunların çoğunu muhtemelen scorsese'in yetkin eline borçlu olan dizi. bu istikrar ile giderse klasmanında birinci olması işten bile değil.
--spoiler--
diğer hbo dizileri gibi her sahnesi özenilerek çekilen kaliteli suç dizisi. ülkemizde hak ettiği ilgiyi bulamamasının sebebi amerika'nın o dönemlerine yabancı olmamız ve içeriğin ağır gelmesi sanırım. dizi boyunca enoch nucky johnson(gerçek soyadı thompson değil), arnold rothstein, lucky luciano, al capone ve meyer lansky gibi içki yasağı döneminin önemli suç liderlerini ve çevirdikleri işleri görebiliyoruz. favori karakterim kesinlikle richard harrow. bu adam üzerine kesinlikle ayrı bir dizi çekilebilir ya da kitap yazılabilir kanaatindeyim.

bir de dizi içinden nucky reisin okyanusa nazır şöyle bir resmini aldım;

http://i.imgur.com/ev23Cwk.png

tam kapak fotoğrafı yapmalık.
beşinci sezonu için çok rahat bir şekilde büyük oranla fiyasko diyebileceğim bir dizi. maalesef daha daha uzun sürmesi planlanan ama umduğu reytingi bulamadığı için 5. sezonda 12 bölüm bile yaptırılmasına izin verilmeden 8 bölümde alelacele bitirilmek üzere anlaşılan bir dizinin hikayeyi toparlaması elbette ki oldukça zordur ve çok rahat söyleyebilirim ki senaristler bu "zor" başaramadılar bu sezonda.

şuana kadar 5 bölüm yayınlandı ve en ufak bir heyecan bile duymadan hepsini izledim. eminim ki son 2-3 bölümde az da olsa heyecan katacaklar işin içine seyirciye ayıp olmasın diye ama bu 8 bölüm benim için "sezon" değerinde olmayacak maalesef.

amerikan mafyasını çok iyi bir kurguyla ve sürükleyici bir şekilde anlatan bir dizi maalesef mali sebeplere binaen yarım kaldı.
sezon finali ile kendinden bekleneni yapmış ve seyir zevkini doruga cıkarmıstır.
steve buscemi'nin oynadığı bir film ya da dizinin kötü olma ihtimali yoktu zaten...

boardwalk empire, prison break'in saf sade ve yüzeysel heyecanına alışmış ya da vampir günlükleri gibi sikimsonik bir diziye hayran ergen bünyelerin kaldıramayacağı türden bir dizi. öncelikle bunu belirtmeliyim. he aman yanlış anlaşılmasın prison break'e bi laf ettiğimiz yok o dizi dördüncü sezonuna rağmen hala bir efsanedir. ve seinfeld gibi lost gibi bir efsane olarak da kalacaktır...

ancak ve ancak bu diziyi diğer dizilerden farklı bir yere koymak lazım bir kere. bu tarz diziler de sürprizli bir bölüm sonu aranmamalı ya da gelecek bölüm için "lan acaba bu hafta ne olacak" denmemeli. yalnızca dizinin süresi olan o 50 dakikada alınabildiği kadar görsel bir zevk ve haz alınmalıdır.

"lan sikerim böyle diziyi bu ne la böyle" diyen bünyeler de olacaktır elbet. anlayışla karşılanmalı. ama bu tarz düşünen tiplerim bile en azından oyunculuklar, kostümler ya da hiç olmadı memeler uğruna bu diziye bir göz atmasını tavsiye ederim.

--spoiler--
2.sezon mükemmel olacak lan. zira en kötü ihtimal 2 çok önemli olay izleyeceğiz. bunlardan birincisi ve en ön planda olanı jimmy'nin ve eli'nin nucky'i saf dışı bırakarak şehri ele geçirme gayretleri, diğeri ise al capone reyisin yükselmesi olacak.
--spoiler--

otomatik olarak entrynin sonuna bakanlar için not: hiç olmadı al capone reyiz için izlenir bu dizi.

(bkz: al capone)
son zamanlarda izlediğim en güzel dizi. umarım devamı gelir.

steve buscemi ise oyunculuğu ile döktürmektedir.
yerini doldurulacağı düşünülen the sopranos ile kıyaslanınca hafif kaldığı görülebilen ama yinede izlenilebilirliği olan hbo dizisi.
--spoiler--

s02e02 ile kendini aşmış, fezaları delmiş dizidir. izlediğim en iyi boardwalk empire bölümlerinden biriydi. d'alessio kardeşlerin infazı gibi bol aksiyonlu sahneler yoktu ama ortalıkta dönen entrikalar en kral infaz sahnelerinin tadını veriyor insana.

nucky, her zaman olduğu gibi en sevilen karakter olma özelliğini yine korudu. adam mağrurken de mağdurken de sevdiriyor kendini. nasıl bir karakter bu? bayan schroder ise "mız mız hatun" sınıfından "sevdiği adamın yanında olan cabbar hatun" sınıfına yükseldi, tebrik ediyorum kendisini. nucky'nin ofisine gidip rol kesmesi, paraları alması, nucky'i şu birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğu günlerde yalnız bırakmaması takdir-e şayandı.

jimmy darmody, çoğu bölümde olduğu gibi bu bölümde de orospu çocukluğu yapmaktan geri durmadı. ne pis, lanet bi' adammışsın ya! arkadaş ne diye nucky'i satarsın? herif karnını doyurmuş, bokunu temizlemiş, büyütmüş beslemiş asker eylemiş ama sen kalk verilen ilk gazla adamı sat. karakterine sokayım senin. lan babanla konuşmuyordun yıllardır şimdi kalkmış nucky'ye karşı koalisyon. allah belanızı versin hepinizin. git ananı, luciano'ya becert, seni küçük sarı pislik.

eli denen ibneye jimmy'e kızdığım kadar kızmıyorum. zira kişiliği, haysiyeti olmayan loser bir tip. "nucky'nin kardeşi" olmaktan başka bir meziyete sahip olmayan döl israfı. şimdi kalkmış commodore ile iş birliği yapıp abisinden yılların acısını çıkartmaya çalışıyor. ama bekle sen, nucky senin götünden kan almayı bilir eli.

atlantic city'nin kodamanlarına gelirsek; fleming harici hiçbiri adam değilmiş. nucky'nin düşmesini bekliyormuş yavşaklar. ama ne diyor büyük üstad nucky thomphson: "bunu halledeceğim, ed. ve hallettiğimde, bugün buraya kimin geldiğini kimin gelmediğini hatırla." gelmeyen atlantic city kodamanları nucky'nin arkasından iş çevirmenin ne menem bir şey olduğunu öğrenecekler allah'ın izniyle.

chalky white'ın hapiste zenci bir pisliği haklamak için attığı nutuk feci şekilde game of thrones'tan aparma. catelyn stark'ın handa yaptığı süpersonik etkili konuşma aynen taklit edilmiş. o konuşma game of thrones'un kitabında hem de dizisinde yer alıyor. yani "biz kopya çekmedik" demenin bi' yolu yok. keşke daha orijinal bir şey yapsalardı. kötü olmamış ama game of thrones'ı bilen için hoş olmuyor tabii.

velhasıl, bugün boardwalk empire'ın 3.bölümü hbo'da yayınlanacak. yarın ise torrentlara düşer.
hayırlısı bakalım.


--spoiler--
şiir gibi bir dizi. bir saat boyunca, -doğru düzgün aksiyon sahnesi olmamasına rağmen- soluksuz izletiyor kendini. anlayamıyorsun bir saatin nasıl geçtiğini. her bir sahne, her bir diyalog, her bir kadraj ayrı bir şiir resmen. bunun için uzun muhabbetler, alengirli ali cengiz oyunları vs. sıkmıyor. velhasıl böyle ahenkli dizi görmedim arkadaş.

--spoiler--

02x06 etkileyici bir bölümdü. en çok etkileyen ise gebe hatunun(lucy) sahneleriydi. çaresizlik, acı ve yalnızlık ancak bu kadar güzel anlatılırdı. hatunun kendi başta olmak üzere emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. ayrıca nelson'ın oyunculuğuna hasta olduğumu da belirtmek isterim.

içki işlerine gelirsek... valla hacılar ben yoruldum bu işlerden siz yorulmadınız. herkes birbirini satıyor arkadaş, kimse birbirine rahatça götünü dönemiyor. döndüğü anda göt gidiyor. bırakın şu nucky reisin peşini artık. adama ağız tadıyla bi' kaçakçılık yaptırmıyorsunuz. döl israfı jimmy yine nucky'nin işlerini bozma peşinde. baban gibi yamul emi.

--spoiler--
ağleb-i ihtimal 5. sezonu 8 bölüm ile bitecek olan dizi. ama belki de bu yıl 8 bölüm, seneye de diğer 8 bölüm şekline 16 bölümle de bitirebilirler.
son sezonuna 1931'li yılları anlatarak devam edecek olan dizidir. izlemeyen varsa izlesin.
az önce pilot bölümünü izleyip, pilot bölüm yönetmeni olan scorsese için oluk oluk küfürler ettiğim dizi.

ulan scorsese böyle dizi bölümümü olur, beni mala çevirdin diziye hayran bıraktın. şu filmi biraz daha uzatsan bildiğin oscarları silip süpürecek sinema filmi çıkartırsın sen sinemacısın bu kadr yüksek kaliteyi dizi sektörü kaldıramaz. ciddi diyorum atmosfer, firürasyon, oyunculuklar ve kurulan sahneler dünyada başka bir dizide yoktu. bu söylediklerimi sadece pilot bölüm için söylüyorum.

pilot bölümü itibari ile beni benden alan diyebilirim.