bugün

"bir reklam bu kadar mı amatörce çekilir" ve "bir ürün bu kadar mı kötü tanıtılır" dedirten reklam...
sadece ntv de yayınlanan bu reklamda, diş hekimi diye konulan robot abiyi mi dersiniz, sallanan kamerayı mı dersiniz, ışıkların yetersizliğini mi dersiniz, dekorların iğrençliğini mi dersiniz, ne ararsanız var...*
(bkz: dis hekimlerinin onerdigi dis macunu)
"25-30 senedir kullandığım diş macunu" ve "benim bildiğim diş macunu sensodyne'dir" derken hiç inandırıcı gelmeyen reklam. son derece uyuzcadır. hekim bey olayı daha da uyuzlaştırmış.

gelelim ayar kısmına:

*madem 25-30 senedir (mi her ne kadar süredir kullanıyosan) biz ismini neden 10-15 senedir ilk defa bu yıl duyduk? aptal mıyız biz?

*piyasaya belli ki yeni giriş yapmaya çalışan bir macun değilse de, piyasaya yeni girmeye çalışan bir diş macunundan daha beter ve amatörce yapıyosunuz bu işi.

*öncelikle reklamda güleryüzlü bir hekim tercih edilmeli. böylesine uyuz bir hekim (egoist, çok bilmiş, elitist bir renk veriyor) tercih edilmemeli.
sensodyne diş macununun sloganıdır. genelde diş macunu reklamlarında kullanılan filinta gibi adamlar cillop gibi hatunlar ve kulaklarına kadar sırıtarak herkesi muayene etemeye çalışan yakışıklı diş hekimi protitiplerinin terkedilmiş olması ilkin ailecene bizi sevindirsede olabilecek en suratsız ve samimiyetsiz konuşan bir diş hekimi bulmaları bünyelerimizde tekrar kapanmaz yaralar açmıştır.
diş macunu için reklam çekmek imkansızdır savının kanıtı olmuştur. diş macunu teması, reklamlarda gülünse de ağlansa da hep bi salak durmaktadır.
sensodyne diş macunu ben kendimi bildim bileli vardır ve clinomyn gibi, bunu da herkes bilmez. eskiden büyük kozmetik mağazalarda ve eczanelerde satılırdı, son 1 yıldır süper marketlerde de satışı yapılmaktadır, çok da iyi bir diş macunudur. önemli olan bu değil.

reklama gelince,o reklam bana kalırsa ürün tanıtımından çok, kullanıcısını mutlu etmek için yapılmıştır. ama çok afedersiniz çene kemiği dizinde olan bir adamı diş hekimi diye oraya çıkarıp, tek damla diş göstermeden, diş macunu reklamı yapılmaz. adamın yüzündeki "neden geldim istanbul' aaağğ" ifadesi, o diş macununun iyi olan itibarını da yok etmeye meğillidir. "hassas dişler için benim bildiğim diş macunu sensodyne' dir" diyen bir diş hekiminin, lisansı elinden alınsa yeğ dir. bir diş hekiminin bunu demesi, 30 senedir piyasayı takip etmediğini, mesleğinde özensiz olduğunu gösterir. kuru ve hassas dişler, boyalı ve röfleli dişler için diş macunları alıp başını gitmiştir. bir ürünün reklamı öncelikli olarak rakiplerle karşılaştırma, rakiplerinden üstün olan yönlerini ortaya çıkarma ve bu vesileyle ürün adını potansiyel müşteri kitlesinin aklına kazıma yolundan geçer. bu reklam, turgut özal dönemindeki "kemer sıkma poltikası" reklamlarını akla getiren, hatta onlardan bile kötü olan bir reklamdır.

-diş macununu neden atıyorsun?
-ay bu kurudu, ondan atıyorum
-a aa atma, sulandırıp yazın plajda sırtına sürersin

(bkz: turgut özal ın kemer sıkma politikası)
bu tv reklamı gerçekten kötü çekilmiş. ama yalan bir şey söylemiyor reklam. sensodyne gerçekten iyi bir diş macunuymuş. doktorların gerçek hayatta tavsiye ettiği markalardanmış. fatih solmaz'ın patates baskısı köşesinde okumuştum. colgate ve ipana'nın da aslında gayet dandik olduğunu ve tavsiye edilmediğini de yazıyordu. zaten öyle olmasa eczanelerde satılmaz. son bir kaç aydır marketlerde de satılmaya başlandığını gördüm.
temposuz bir sesle sona eren reklamın cümlesi. dinamik bir sesle, ürünün adıyla bitirilmemiştir. bu da reklamın yarım kaldığı hissini uyandırır. bir keresinde, bu reklam sessizce bitti ve hemen ardından "gedizpeeenn" diye bağıran gedizpen reklamı girdi. öyle ki, "dişlerinizde sorun istemiyorsanız, evinize gedizpen taktırın" mesajı çıktı adeta.