bugün

entry'ler (443)

bir hobi olarak tırnak yemek

bir hobi olarak tırnak yemek imkansız olaydır zira tırnak yemek hobi değil, saç yolmak, deriyi tahriş etmek vb. gibi bir obsesif kompulsif bozukluktur.

metallica

hilal cebeci dinlediği için hedefi olmayan kitle tarafından bırakılmış gruptur lakin bilmezler ki son yıllarda ülkede olan metal konserlerine sosyetenin (bakın ünlüleri, alakasız magazincileri geçtim sosyete diyorum) akın akın gittiğini. ha ayrıca zaten müzik evrenseldir, evrendeki herkes dinleyebilir. koskoca fenriz çıkıp "ben türkiye'den selda bağcan'ı dinliyorum" diyor; adam black metal efsanesi. khaled denen adam nasıl ünlendi, afrika folk müziği abd'de nasıl patladı, reggae jamaika'dan çıkıp nasıl sana servis edilebiliyor? normal şartlarda sen binlerce kilometre uzaktaki bir türk olarak metallica'yı ne bileceksin ki?
yani anlatmak istediğim bu işin ne kitlesinin ne de kendisinin bir sınırı vardır. sonuçta popüler kültür nesnesidir ve öyle olmasa sat-maz. dolayısıyla metallica dünyanın gelmiş geçmiş en devrimci gruplarından biridir. sürekli hayran kitlesi değişir ama gerçek seveni diğer gruplarda olduğu gibi değişimini gelişim olarak düşünür ve sevmeye devam eder. müzik de her şey gibi gelişen bir şey('şey'ler evreninde kaldım çıkarın) sonuçta ama müzikteki üç-beş şahsi yobazlık hiç değişmiyor.

kuşu diri diri pişiren israil askeri

"şöyle böyle israil askeridir" ? "Ya hu, ülkende tavuğa, köpeğe, ördeğe, eşeğe, bilumum hayvana ayrıca bebeğe, çocuğa, yaşlıya, kadına, erkeğe tecavüz ediliyor; reyhanlı'da çoluk çocuk demeden hükumetin himayesine aldığı adamlar patlama gerçekleştiriyor; polisin otelin içine atıp durduğu gaz bombaları yüzünden bir kadın bebeğini düşürüyor; ölüler var, sakat kalanlar var; ülkende gümrükte kalan hayvan sağ çıkamıyor, sıcaktan, açlıktan, bakımsızlıktan orada inleye inleye ölüyor; barınaklarındaki adamlar dokuz günlük bayram tatilinde gidiyor o hayvanlar açlıktan birbirini yiyor; barınaktan çıkacak hayvanları ormana "birbirlerini yemeleri için" atıyorlar ve sen hala kuşu canlı pişirmiş israil askerine israilli diye sövüyorsun. bu memleket ne ala ya, ne güzel! bunların hangisine karşı çıkıyorsun, hangisinin karşısında durabiliyorsun, ne zaman bir hayvanın aç kalmaması için kapına su koydun, ne zaman civarından belediyece alınıp götürülen bir köpeğin akıbetini sordun? Peki, barınak arazileri parsel parsel satılırken o hayvanları canlı canlı toprağa gömdüler, topluca itlaf ettiler ne zaman buna engel olmaya çalıştın? neden önüne bir görüntünün gelmesi gerekiyor neden bir perdeyi de sen açıp o güneşi görmüyorsun? ülkende hala avcılık spor sayılıyor "canlı öldürülen spor olmaz" demeyi neden hiç akıl etmedin?

israil askeri kuşu canlı pişiriyor, peki sen ne yapıyorsun?" diye düşünmeme sebep olmuş askerdir. ayrıca nereli olduğu fark etmez, bu tür cinayetler ileride bu kişinin daha büyüklerini yapabileceğinin göstergesidir. her katil önce hayvanlarla başlamıştır, empati eksikliği ve sadizm fark edildiğinde toplum yararı için müdahale edilmesi gereken bir hastalıktır.

adnan menderes vs turgut özal

ikisi de ülknin içine etmiştir. yolsuzluklar tarihine bakılırsa Menderes ve Özal dönemi göze çarpacaktır. menderes ve sonrası türkiye toplanamamış, alt grup yapılanmalar hızlanmış, çok sayıda aydın ve genç öldürülmüş, gazeteci hapse atılmış, ekonomi çökmüştür. özal ise ülkeyi liberal politikalara açıyorum diyerekten başladığı yolda kendi hanedanlığını kurmuş, oğlundan başlayarak tüm sevdiklerine ülke kaynaklarından ciddi yatırımlar yapmış, ülkeyi savaşın eşiğine getirmiştir. özal'ın tek iyi yanı kürt sorununa ciddiyetle yaklaşıp çözmek istemesidir ki bu da kendisinin sonu olmuştur.

cahil insanın aşağılama eğilimi

anladığım kadarıyla cahil insanın aşağılama eğilimi adı altında cahil olmadığını iddia eden insanlar tarafından aşağılanan birileri. hayat hiç garip değil, vapurlar da insan işi....

tanrıyı öldürdüm artık mutluyum

(bkz: senin duanla doğmadım ki bedduanla öleyim)

erkek olduğu halde küpe takan insan

saçma cümledir, yanlış kurulmuştur. (neyse o kısım mühim değildir diğer kısım da pek mühim değil ama canım sıkıldığı için uzun uzun yazabilirim)

tarih diye bir şey var, bilen bilir. kemal kara dışında da insanların yazdığı bazen yazılmadığı arkeolojik kazılarda ortaya çıkan falan. dövme, küpe, kolye vb. aksesuarlar klan belirten şeylerdir. eskiden kimlik yoktu biliyorsunuz ve buna karşın her zaman için mal, mülk, beslenme, toprak ve yayılma bir gereklilikti. böyle olunca da insanlar birbirleriyle savaşıyordu. bu durumlarda karışıklıkların önlenmesi maksadıyla insanlarda mensup oldukları topluluğu belirten işaretler bulunuyordu. bugün hala ortadoğu'da, güneydoğu'da(anadolu) gördüğümüz yüzü gözü dövmeli insanlar, afrika'da sık sık rastladığımız farklı renk boncuklar takan, küpeler takan insanlar bu nedenle bunlarıtyakmaktadır.
çook uzaklara, amerika kıtasına gidelim. daha keşfedilmemiş ve yerliler yaşıyor. ateş kartalı kod adlı reisimizde küpe var. neden? bu soruya yukarda cevap verdiğimden eşeğin kulağından dolayı diyerek geçiştiriyorum.

neyse, onu da geçiyoruz, büyük bir yanılgıdır ki yavuz sultan selim malum tablo nedeniyle sık sık şah ismail'le karıştırılır fakat o resim yavuz sultan selim'in olmadığından dolayı o küpeli kişi de o değildir. bunun modernlikle falan da alakası yoktur bir erkek ya da kadın için. hatta aşırı geleneksel bir durumdur aslında, modern dünyadan başka dünyaları bilmediğiniz zaman bunları da bilmemek normal ancak aksesuar öncelikli olarak erkeklerin kullandığı bir şeydir. antik dönemden beri bu böyledir. şimdi bir geçmişe yolculuk yapıyoruz, firavunlardan, peygamberlere, vikinglere kadar özellikle soylar şeklinde yaşayan her toplulukta dövme, küpe ve diğer aksesuarlar görülür. zamanla bu büyüklüğü,zenginliği gösteren işaretlere de dönüşür, altın küpeler ya da öldürülen kişilerle ilgili kahramanlık göstergeleri aksesuarlar halini alır.bunlar anormal ya da utanç duyulacak şeyler değildir. şayet bu tür şeylerin tepeden indiğini ve bir gün birinin çıkıp da "hadi kadınlarımızın kulaklarını delelim süs olsun taksın takıştırsın kezban" dediğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

ayrıca küpe takmanın erkekler için kromozomlara ve cinsel münasebete bir etkisi olduğunu hiç işitmedim. aşağılar yargıların tümünün sahiplerinde kendi cinsel organlarıyla ve cinsleriyle ilgili sorunlarının yansıması olmalı zira altına yatmadığı adamın küpesiyle cinsiyetini değerlendiriyorsa biri, onda bir sorun var demektir. altına yatıyorsa zaten cinsel tercihini ve erkekliğini sorgulaması gereken de o olur mantık olarak. bunlarla erkeklik değerlendiriliyorsa sırf giyiminden ve tercihlerinden dolayı östrojenle yüklü olduğunu söyleyebileceğimiz milyonlarca erkek vardır ayrıyetten. neyse sıkıldım, iyi ramazanlar. ayırmayın birbirinizi, hadi kardeş kardeş. öptüm.

ekşiyi öven yazarlar

kız çocuk doğurmak istiyorlardır(ye ekşiyi çıkar ayşe'yi)
pardon da ekşi ne, ne o ekşi? türk dili eğitimi çin halk cumhuriyetinde bile daha gelişkin. size özne-"nesne"-yüklem-zamir ve bilumum yazım ve dil ögesini öğretmeyen hocalarınızı onlarda kabahat yoksa öğrenemeyen beyinlerinizi seveyim.

cinsel saldırı

basit ve nitelikli cinsel saldırı olarak ikiye ayrılır. basit cinsel saldırıda dokunma, elleme gibi olayları kapsarken cinsel organa herhangi bir girişi kapsamaz ancak nitelikli cinsel saldırıda cinsel organa giriş de dahildir.
basit cinsel saldırının cezası iki ila yedi yıl arasıdır.
basit cinsel saldırı vakt-i zamanında başıma gelmiştir, saldırgandan şikayetçi olmam üzerine dosya savcılığa gitmiştir, savcılık karşı tarafı haksız bulunca kamu davası açılmıştır. mahkemede(asliye ceza'da) kendisine hapis cezası verilmiştir. Tek önemli nokta sonuna kadar vazgeçmemektir, her yerde ikişer kez ikişer kez sorarlar şikayetçi olup olmadığınızı. Zaten böyle bir şikayetle gittiğinizde emin olun polisler de çok duyarlı yaklaşıyorlar.

Ben bu vesileyle öğrendim ki laf atan, ıslık çalan vs biri tacizden yargılanır ve 2 yıla kadar ceza verilebilir; dokunan biri basit cinsel saldırıdan yargılanır ve 2 yıldan 7 yıla kadar ceza verilebilir; bir cisim ya da direk cinsel organıyla tecavüzde bulunursa, (zorla oral seks yaptırmak da dahil)7 yıldan başlayan ve eylemin şiddetine göre uzun süreli cezalara varır o iş.

sevgili arkadaşlarım, lütfen korkmayın, siz vazgeçene kadar kimse sizi görmezden gelemez şikayet durumunda. kamu davası olarak başlayan davaya da zaten müdahale edilemez, bu nedenle böyle bir durumla karşılaşırsanız vakit kaybetmeden karakola gidin. ancak şunu unutmayın, böyle bir sektör oluşmuş, yani bir kadın gidip "beni şu kişi taciz" etti diyebiliyor ve savcılığa gidene kadarki süreçte karşı taraftan para isteyip davayı çekeceğini söyleyebiliyormuş. ve eğer ki dosya savcılıktan geçerse, mahkemeler genellikle davalı lehine karar veriyorlar " şikayetin durağan hayatın akışına aykırı" olduğu gerekçesiyle. bu nedenle size ilk etapta inanmayabileceklerini de aklınızda tutun ve yine de böyle bir olay yaşandıysa hakkınızdan vazgeçmeyin. genellikle bu tip davalar ilk celsede kapanıyor ve sonunda size maddi manevi tazminat talebiyle dava açıp açmayacağınızı soruyorlar. açın efendim. 1 lira da olsa o davaları açın. sevgiler.

matematikte bulunan mantık hatası

matematikte bulunan mantık hatasını bulandaki mantık hatası olarak değiştirilebilecek saçmalıktır. buna inanmak için de işlem sonucuna göre hareket etmek yeterlidir.

radyonun fiyatı 25'e düştüyse bu adamların verdiği para 9 lira değildir zira iki lira çırağın cebindedir. oldu mu 27? oldu, iade edilen üç liralar da eklendiğinde bu sayı olur otuz.

herkes bütün para vermiştir, para bölünmüştür. radyonun fiyatı 25 liraya düştüğünde otomatikman bir kişi fazladan bir lira vermiştir zaten. paylaşımsızlık, 1'in 2'nin hesabını yapmayın, arkadaşlar arasında lafı olmaz. ayrıca o ne pis bir çıraktır kardeşim. yan kesici piç.

magazin dedikodu ve dizi sevmeyen kız

türk kızıdır, sevmediği halde hepsini yapar(kıyamam). bütün arkadaşları, tarafından çekiştirilmiş, magazinin en dibine kadar haberdar olmuş, dizileri de ezbere bilen kızdır kısacası.

bir erkeği adam edip başkasına kaptırmak

Genellikle erkek çocuk annelerinin yaşadığı durumdur. yıllarca "kocasını başkasına kaptırma" korkusu yaşadıklarından, oğullarının sevgililerine/eşlerine hayatını dar etmek sebebinin sözel ifadesi.

Ayrıca bir de sevgiliyle olanı vardır anlatayım(daha doğrusu canlandırma yapayım);

sen boyuna posuna, kıçına başına, six packlerine kanarsın, çocuk değil adam sanırsın. anasına kızar, eroin için nenesinin kolundan altınlarını alır, babasını döver. "aa neden yaptın git annenden, ninenden, babandan özür dile, pedere git günah çıkar" dersin. bir gelir ağlamış! sonra geçen dört senede bir şeyleri değiştirdiğini sanırsın, arada meme gösterirsin, bacak gösterirsin, "onu yapma bunu yap, onu giyme bunu giy" dersin... bir şeyler diyorum, önemli bu. sonra bir gün bir bakarsın yorulmuşsun, değişeceğini söyler, ama o kadar yorulursun ki yüzüne kapıyı kapatırsın. bana ne sefasını da başkaları sürsün. oh ya oh ya. gerizekalı mal, okuyorsan bunu gör yeaani. yaşlandırdın beni köpek.

buna benzeyen bir hikayeden de öğrendik ki, sözlükte ilişki dökümüne de yararmış.
(bkz: çok dertliymişsin)

idit: benim hikayem değil bu, lütfen yani böyle bir şeyin gerçek olması ihtimali var mı allahınızı severseniz? eroin kullanan adamda six pack mi olur, olmaz. zayıflıktan kasları görünebilir ama o da boylu olsa bile poslu olmaz. sümük gibi bir şey olur. konunun başlangıç entrysine bakın anasını döven o. dövmediyse de bağırıyordur yani. neyse baydım gittim. zaten benim sevgilim eroin kullansa önce polise şikayet eder sonra terk ederim, işim mi yok onunla uğraşacağım.

sabetaycıların kuzu günü

ötekileştirilen insanların illa ki toplanıp gruptan gruba koştuklarını düşünen insanların uydurduğu bir şeydir. ulan grup seks bu, semavi dinlerde olmayan bir şey. sabetayist adam kendini müslüman ya da hıristiyan tanıtan dışlanmış yahudidir. bu insanlara bok atmak, tıpkı alevilerin mum söndü adında grup seks geleneği olduğunu söylemek gibidir. bunu iddia eden adamların aklından şüphe ederim, beyinlerinde de grup seksler olduğuna yemin ederim. baktığı her yerde skiş sokuş görüyordur onlar. hayır, var diye iddia edenin bu iddiayı hangi kanıtlarla desteklediği de muallak yani ben şahsen görmediğim bir şeye "var" diyemem. e, bunun gelenek olduğunu iddia edebilmek için de birkaç zaman bu tür bir grupta eşimle beraber bulunmam gerekir. bunun varlığını iddia eden insanlar bir oturup düşünmeli bence. karımı grup sekste sktirmeden nasıl böyle bir şey derim diye.çünkü söz konusu insanlar hakkında bir yargı oluştururken onların da gönül bağları taşıdığını unutmamak gerekir.

mezar taşı neden beyaz olur sorunu

ölümün beyazlıkla ifadesi düşünülürse sorun haline gelmeyecek konu. ölü gömülmeden önce yıkanır,tabutu(artık taş da kullanıyorlar ama) genellikle beyaz olan musalla taşına konur.cenaze beyaz kefenle toprağa verilir, beyaz mermerden de mezarı yapılır. ortaçağ türk cenaze kültüründe beyaz temizliği simgeler, ruhun arınmasını simgeler çünkü. işte bundandır. ha bir de, sorun yapana içten dileğimdir ki, başka sorunun olmasın dostum.

şişman kadın çirkindir

cümleyi söyleyen kişinin(Ebru şallı) burnunun estetikli, çenesinin törpülenmiş, göğüslerinin silikon, kaşlarının koltuk altından ektirme ve içeriden klispli, dudaklarının doldurulmuş ve yüzünün botoks manyağı olmuş olduğunu düşünürsek, yaptığı çirkin tarifini bir kez daha düşünebiliriz.

atatürk ün türkiye dışında tanınmaması

(şu an aklıma gelenler)küba, yeni zelanda, şili, avustralya, romanya, japonya ve daha pek çok ülkede en kalabalık meydanlarda veya parklarda atatürk'ün heykellerinn, rölyeflerinin bulunduğunu bilmeyen bünyenin sanrısıdır. yazık ki mustafa kemal atatürk dünyada tanınıyor ancak kendi yarattığı ülkede tanınmıyor.

erken ölmek

konuyu deneyimleyen kişinin deneyimini aktaramayacağı konudur. çünkü "erken ölüm"ü hemen her aklı eren kişi tanımlayabilir ancak "erken ölmek" konusu başkadır. sadece deneyimleyen kişi tarafından nakledilecek bilgidir. ayrıca "erken" gibi bir zamanlamaya bağlamak da doğru değildir, görecedir o. ölüm sebepli bir şeydir zira siz bilseniz de bilmeseniz de.

fotoğraf çektirirken söylenecek söz

"hiçbir şeyi yerinde yapamıyorum" olabilir. zira fotoğraf çektirirken poz vermek daha iyi bir fikirdir. kamera karşısında poz verirken bir şey söylemeniz gerekiyorsa tebrik ederiz canlı yayın muhabiri olmuşsunuz.

jaguarlı üniversite öğrencisi

üniversite öğrencilerinin "fakir olmaları gerektiğini?!?!" bilmiyordur.
diyelim ki evinizde gümüş kaşıkla yemek yiyorsunuz, bir yere misafirliğe gittiniz ve sofrada gümüş kaşık vardı. yemeğinizi yediniz, fakat ardından laf edildi "yemeğini gümüş kaşıkla yiyor" diye. garip olmaz mı, zaten her gün yaptığı bir şeyi adam neden cumhurbaşkanı davetine giderken yapmasın, neden kullanmıyor kendi aracını? mesele köşke giden çocuğun arabası değil mesele köşke giden kişi/kişiler olmalı. vakıf üniversitesinde ücretini ödeyerek okuyan öğrencilerin (bir kısmını tenzih ederim)çoğunun en büyük derdi ders çalışmakken ve genellikle aktivist öğrenciler içerisinde bulunmazken neden bilkent üniversitesi öğrencisi; "öğrenci sorunlarını görüşmek üzere" köşke gidiyor ki? asıl saçma olan buyken neden "jaguar" marka aracı mesele oldu anlamadım, parasının olması bir hata değil; elde etmek için hiç eylem yapmadığı öğrenci talepleri için orda olması hata. ha zaten sonrasında konuşturulursa saçmalayacak, gündem değişecek. ne şiş yanacak ne kebap. bu nedenle görüşmek için tercih o "jaguarlı çocuk" zaten, zekasından dolayı değil, bazı cümleleri kuramayacak olmasından dolayı.

yeni şafak

çalışanlarına maaşlarını 2-3 ay vermeyen, kurumsallık konusunda mahalle köftecisinden daha beter halde olan gazete. hatta üst düzey yöneticileri yeni şafak binası içinde geğire geğire gezerler de hiç utanmazlar "bu insanların parasını vermedik" diye. enteresan bir yer.