bugün

virüs programı kurmaya nasıl cesaret ettim arkadaş..
vatandaş herşeyimi sorguluyor, program indiriyoruz vay efendim neymiş güvenli değilmiş..
hemen cart diye siliyor..
nasıl bir belaya bulaştım ben arkadaş ya..
bir arkadaşımın aşırı gaza getirmesi sonucu gmax'e binmek.
Amacım neymiş acaba?
herkes evdeyken manitayla arka odada yiyişmek.
Üniversitedeyim. Devlet yurdunda kalıyorum ilk senemde.Sevgilim vardı bir tane. Gece telefonda çok fena kavga ettik. Kendime yediremedim. Telefon yetmedi tabi. Gecenin saat 4'ü. Çağırdım onu yurdun önüne, çok acil gel, konuşmamız gerek diye. Yakın bi arkadaşla yatak çarşaflarını birbirine bağladık. Aralara düğümler attım. inerken tutunayım diye. Hani babam rambo ya benim. Ellerime bebe pudrası sürdüm. Balkon ile yer mesafesi 8 metre kadar. Yani aşağıdan bayağı yakın görünüyor. Çarşafları balkon demirine bağladım. Hatırladığım son şey, sabah ezanının sesi... Ayağımı çarşafa doladım ve sallana sallana son hız aşağı inerken, yaklaştım sanırım deyip kendimi bıraktım. Küüüt diye bir ses. Sanırım öldüm.. Ezan sesini de duyunca, aha dedim selam verilecek şimdi. Ama yok ölmemişim. Yerde nefessiz bayağı bir debelendim.sırf üstü düşmüşüm. Sevgilim beni havada uçarken görmüş olacak ki, koşarak geldi. Beni kaldırdı. Bir arkadaşın evine gittik taksi ile. Hava aydınlanınca ssk hastanesine gittik. Film falan çekildi. Yumuşak doku travması var dendi. O zamanlar final zamanlarıydı. ilk günler çok üstünde durmadım. Tam 18 gün katlanılmaz acılar çektim. Eve vardığımda annem ayağımı görünce şok oldu. Zira, sonrasında öğrendiğimiz üzere, sol ayak topuğumda okkalı bir kırık mevcutmuş. Ve ben o kırıkla hergün okula seke seke gittim geldim be sözlük. Kırığın bir kısmı kaynamış.. Sonuç : 1 ay boyunca ayaktan dize kadar eşşek ölüsü ağırlğında yazın sıcağında alçı ile durmak zorunda kaldım. Aileme de oldukça saçma bir yalan söyledim.

Sevgilim mi.. Yok çoktan ayrıldık.
babama ilk sevgilimi itiraf etmem.
deli cesareti gelmiş olsa gerek. kahve yapıp götürmüş oturmuştum karşısına, 'baba erkek arkadaşım var desem ne dersin?' diye soruşumu hiç unutmam.
babamın yüzüme bile bakmadan 'biliyorum derim' deyip lafı oturtuşunu da...
olay tuzla piyade okulunda geçer,
merkez şubede yazıcısınızdır. yazıcıyı burdan anlatmayalım bildiğin amele işte, fakat merkez şubenin olayı
kim nerde askerlik yapacak kimin hangi vasıflarda askere ihtiyacı var,
ona göre düzenlemesini yapar ve gelenleri yönlendirir. Yazıcıyım ülkenin tüm asker ihtiyacları benim önüme düşüyor
bende emir olarak okula dağıtıyorum, örneklersek,fayans işinden anlayan er-erbaşların konyaya sevkine.
sivilde ahçı aşçı belki onların sevkine saz çalanından tutda baklava açanın sevkine merkez şube karar veriyor.
düşün işte bende orda yazıcıyım.bir gün bir emiri tüm okula dağıtmak için yazıyorum emir kısaca şöyle

sinema ile ilgili bölümlerden mezun, yada sivil hayatında film projelerinin içinde bulunmuş askerlerin tesbiti ve
kuvvet komutanlığına bildirilmesi... emri yazarken oha dedim adamlar beni arıyor... Emri tüm bölüklere yazdık gönderdik
tabi cevap hep tırttır. Yani istenilen asker birtürlü bulunamaz aslında vardırda cevap otomatik işte.

neyse 3-5 nöbetiydi heralde ben kafamda kurdum. çıkıcam şube müdürünün karşısına ankaradan beni istiyolar diyecem.
şube müdürü binbaşı bende bildiğin erim...

neyse bigün çıktım karşısına...
altı dükkan olan evimizin, ortası cam ve iki tarafında iki kanat bulunan penceresinin bir kanadından çıkıp, pencere kenarından yürüyerek diğer kanadından içeri girmek. çocukluk işte. şimdi kafama silah dayasan yapamam diye düşünüyorum.
frankfurt' ta holiday park' taki " rot achterbahn" dedikleri alete nasıl binmişim hala anlamış değilim.
-bankamatik sırasında bir arkadaşla halay çekmek
-lys çıkışı iki arkadaş ve bir babayla halay çekmek
-yurtta 5 arkadaşla halay çekmek
-metro durağında bir arkadaşla halay çekmek
-yürüyen merdivende bir arkadaş ve bir ablayla halay çekmek
-bahariye caddesinde gece 4 arkadaşla halay çekmek
- otobüste iki arkadaşla halay çekmek.
abimin telefonundan sevgilimle mesajlaşmak. O zamanlar da avea mesajlarında problem vardı geç gidiyordu. Şimdi düşünüyorum da ne cesaretmiş. Tüm gece nasılda tutuşmuştum ya mesajlar gece giderse abime diye. Yani mesaj gitmesi problem değil de çocuk abiminde tanıdığı olunca bir tehlike arz ediyordu.
Torpille bahçe duvarı patlatmak yıl 2003 falan. bebeyiz daha. ama bir o kadarda ibneyiz *
Kendi tercihim olmayan bir bolumu istemeyerek okuyup bitirip o alanda calismak, yillarimin belki omrumun törpüsu olacak o keskelerle gececek senelere nasil cesaret ettin! Nasil! Ve bir daha hic karsilasmamak uzere biraktigin o yerde kuntlesmis garip duygularini ne cesaretle dilini topragini seni bilmeyen ve de bilmeyecek birine actin ne cesaretle.
5 dakika önce yaptığım şeydir.

ulan pazartesi ne diye yüzüne bakacağımı kara kara düşünüyorum. vay .mına koyayım ya.
aslında cesaret edemediğimiz için zor olduğunu kanıtlayan eylemler bütünü.
Bir organizasyon için gidilen Iğdır'da gezilecek olan kervansaray'ın dağda olduğu öğrenilip dağa çıkılır ve anahtarının ilerdeki jandarma karakolunda olduğunun söylenmesi üzerine, arabadan inilip karakol'a doğru yürünmeye başlanır, aynı anda 6 ayrı yerden tüfek doğrultulup, mermi'nin tüfeğin ağzına verilme sesi gelir, karakol'da hareketlenme olur ve amm mangası tam techizatlı olarak dışarı fırlarken, gayet sakin bir şekilde ''yaw durun yok birşey'' denilerek karakol'a doğru yürünmeye devam edilir. o anda akla gelmeyen şey ise orada silah doğrultan 20 yaşındaki çocuklardan biri heyecanlanıp tetiğe bassa ve arkası gelse vücuttan kaç mermi çıkacağıdır.
isvecte otobus duraginda tanistigim 2 cocugun evinde kalmak. biri tacikistanli, digeri ise ermeniydi.

onun haricinde sanirim beni ben yapan her seyi ifade etmek icin kullandigim soz obegi.
bir sözlükte erkek nicki alarak erkek gibi yazmak.

tuhaf olan ise, bir müddet erkek gibi yazdıktan sonra kendimi rolüme iyice kaptırdığımı farkettim. Öyle bir an geldi ki, erkek olduğumu sandığımı farkettim. böylelikle hemen kendime geldim ve yeni bir nick alarak durumu düzelttim.

Oyuncuların rollerine adapte olurken de aynı şeyleri hissettiklerine eminim. Mesela Nicole kidman "bir leydinin portresi" filminden sonra uzun süre kendine gelememiş. Ben de yarattığım kişinin gerçek görünmesi için çok çaba sarfetmiştim.

Aynı rolü bir daha oynamaya niyetim yok.
çocuk sahibi olmak.
Atatürk baraj gölünde ki ,derinliği en az iki minare boyu olduğu rivayet edilir, sandalın baş kısmında ayağa kalkıp sandalı devirmeye çalışmak. bünyede alkol dahil herhangi bir kafa yapıcı yokken...
bir yaz aksami sevgilinin dogum gunu google dan caldigim fikirle zeytinburnu sümer mahallesini ( sevgilinin mahallesi) ateşe vermem .. ben istemiyorum ki sümer halki beni ailemle ansin ama oldu iste zalimsin Jülide zalimmm
eskiden torpil patlatmak çok meşhurdu, biz de ufağız tabi canımız çekiyor.

yazın en sıcak günlerinden birinde, öğlen vakti cebimizdeki tüm parayla bakkaldan torpil alıp top oynadığımız çayıra gittik. 3 kişiyiz. torpilleri patlatacağız ama işe biraz aksiyon katmak için numara düşünüyoruz.
nihayet tilki kafalı arkadaş;
-olum bak bu pet şişenin içine 2 tane torpil atalım, patlayınca şişede havaya uçsun.

akıla bak amk. neyse düzeneği kurduk sıra ateşlemeye geldi. kibritle torpili ateşledik ve 4-5 metre uzağa çekildik bekliyoruz. normalde torpilin patlama süresi 6-7 saniye, fakat 10-15 saniye geçti tık yok. herhalde söndü diyoruz ama yanına gitmeye de korkuyoruz. o sırada baktık ki çayır yanıyor. kupkuru otlar zaten. söndürelim diyoruz ama ya diğeri patlamamışsa, yanına gidince patlarsa diyor öteki. alevler iyice yayıldı, biz artık dayanamayıp yanına gittik ayakkabılarımızla ateşe basıyoruz ki sönsün. diğer arkadaş da 30 metre ilerdeki evin bahçe musluğundan ağzına ve ellerine su alıyor koşa koşa gelip ateşe döküyor. arkadaş üstün zeka demeyin öyle.

biz bu ateşi söndüremeyiz hacı, kaçalım biz burdan dedik ve korkudan topukladık işte. eve gelince günlerce düşündüm kendi kendime, ne bok yedik biz diyorum. bir süre diğerleriyle de görüşmedim.
sonradan öğrendim ki civar evlerden biri çıkıp söndürmüş ateşi. yalnız o korku bana yetti.
babamı otomobil sporlarına olan yeteneğime ve tutkuma ikna etme çabası, hayatımdan çıkarmak istediğim insanlara siktir git diyemek, lan bide bi kız vardı başkan açılamamıştım yememişti amk..
bir fotoğrafım var, ankara mamak'a giderken otogarda çekildiğim... askerlik için gidilen yerdi mamak. şimdi baktıkça, mamak'ta yaşananlar akla geldikçe...

vay be...
küçükken koltuktan koltuğa atlardım. bu benim için büyük bir şey. hani düşünüyorum da bunu cesareti bırak nasıl üşenmemişim. hayatım gayet sıradan işte en büyük olay bu o derece sıradan.
benim gibi bir deli için sıradan olan davranışlar. lise 2 de teknik resim dersindeyiz. ödevi elimle çizdim. yani cetvel ve pergel kullanmadan. hocaya gösterdim. hoca dedi niye böyle. cetvel ve pergelim yoktu dedim. hoca dedi bir daha olacak. tamam falan. götü kalktı ya yumuşak başlı oğlanı görünce. dedi şimdilik sadece düzenden sıfır veriyorum. bir daha olursa aynısı hepsine sıfır veririm. dedim hocam o antet niye var. sadece düzen sorunluysa ben ödevi boşuna mı yapmış olacam? çok saçma. yine aynı şekilde düzenden sıfır verirsiniz olur biter. hoca pek bi cevap veremedi ama okul bitene kadar arkadaşların dilinden düşmeyen bi konu oldu.