bugün

aradan günler geçti, aylar geçti. ayları yıllar kovaladı. fakat ben hala bıraktığın yerdeyim, bıraktığın gibiyim. lanetli bir el zamanı durdurdu, her şeyi dondurdu sanki.

yaptıkların, yapacaklarını düşünmeme engel değil hala... bu ne demek biliyor musun? bilme. bilmedin de hiç. bilmediğin için, yoluna bi başkasıyla devam etmeyi tercih ettin. sahi, bu bir tercih miydi? ben çizginin diğer yarısında mı kaldım şimdi? şimdi? şimdi mi? aradan günler geçti..... aylar geçti... sonra.. ayları yıllar kovaladı. fakat ben hala bıraktığın yerde, bıraktığın gibiyim.

kabullenemiyor muyum?
Bugün senin yastığınla uyudum senin kıyafetlerinle daldım uykuya. Senin gülüşünle senin saçlarında senin gözlerinle senin ellerinle senin kokunla sana olan nefretimle sana olan kızgınlığım sana olan aşkımlaydı bütün gece beynim.
Birbirleriyle savaştılar bütün gece boyunca. beynimin içinde sana dair olan herşey cephane sağladı sana hiç bitmeyecekcesine. Ama nefretimde o kadar güçlüymüş ki bütün herşeye karşı direndi.iki Tarafta o kadar güçlüydü ki berabere bitti savaş. sadece savaş alanı olan ruhum harap oldu.Tabi sende harap oldun biraz. nefretimde yara aldı biraz.Eminim Sana olan aşkım kendini yine inanılmaz bir hızla iyileştirecek ama bu savaş daha çok devam edecek içimde.

Ben bu savaşın içindeyken Sen belki başkalarının omzunda belkide başkasının dudaklarındaydın. Umrunda da değildi değil mi. Geldim hayatına girdim seni biraz mutlu ettim ve hayatından çıkmıştım öylemi. Ya o bana yaptığın neydi peki.bu dünyada bunu hak edebilecek en son kişi ben değil miydim.Nasıl oldu bunca aydan bunca yıldan sonra.Neden yaptın diye sormuyorum sana nasıl yapabildin diye soruyorum sadece. Sen severdin beni Belki hiç aşık olmadın ama severdin beni değil mi. Git desen gitmezmiydim belki Çıldırtırdım yalvarırdım ağlardım sızlardım ama sonunda giderdim.Bunu yapmasan olmaz mıydı kendimden senden herşeyden bu kadar nefret ettirmen gerekir miydi. Seni bu kadar severken, sen bu kadar benken neden di bunca nefret.. Yine ''seni çok seviyorum ama'' diye başlayan bir cümle kuracaksın biliyorum. Kurma artık cevapta istemiyorum senden. Hep Böyle başlayan cümlelerin öldürdü beni.Sende benden nefret et artık.içinde en ufak minnet duygusu kaldıysa sesini duydurtma bana yüzünü gördürtme izin verme kafamda ki aşkının savaşı kazanmasına.

Belki Kafamda aşkımla nefretin arasında ki savaş yeni başladı Ama bir gün sadece sana dair nefretim kalacak içimde. En sonunda onu öldüreceğim. Sende yardım et bana olur mu ?
belki
bu yüzden hep mutsuz dolanıyorum bu coğrafyada hatalarımı bula bilmek
için, belki bu yüzden ara sıra mutluyum nehir kıyılarında hatalarımı
bulup nehre attığım için . ...???...
ya gerizekalı mısın? arasanaaa.

g.t yaa.
zaten benim için sen dünyalar güzeliydin de, üniversite ortamında kendini bir ayrı yenilemişsin. sen kendini yenilerken, ben eskide kaldım çok belli. bu artık çok koymuyor. alıştım da. ama bazen, bazı gecelerde seni hatırladıkça gözlerimin yaşarmasını hala durduramıyorum.
oysa ben çocuktum
yüreğime parmak izini basıp geçtin
silemedim
avuçlarından içtiğim aşkın imlasını bozan ben değildim
ki yerli yersiz üç nokta iliştirdin sevdama
ömrümü vesairelere sığdıramadım
çocuktum
hazırda umutlarım vardı.

ben bu şehre adınla biten şiirler serperim..
sokaklarına konduramadım bedenimi..yoktu...
kapımın önünden geçmeyecektin
penceremden bakamayacaktım sana...
yaralandım

çocuktum işte
gelirsin sandım
yanıldım
bitti derken
her günümde seni bir bir çoğalttım.
sabırsızlığım,açlığımdan senli günlerime.

çocuktum adın yaktı ellerimi
tutunamadım bir daha ''sen'' diye hiç kimseye...
yollar,yıllar,hasret bitirmedi seni;beni bitirdiği kadar...
çocuktum
yüreğimi alıp kaçtın!
hani diyorum son defa gözlerimden düşsen
sevdanın yatağını şaşırmış nehirlerine..

büyümek buymuş işte...
korkuların biçim değiştirmesi
gece yatağıma
gündüz yanağıma yapışan

oyun oynarken bile kambur gibi sırtımda taşıdığım telaşlarımdın
eziktim
çocuktum işte...yüreğime parmak izini basıp geçtin
bir ses...bir adamın sesi
ve bir kadın...hayatı avuçlarının içinde taşıyan..
kurduğum hayallere çakılan korkularım
''kalktım'' derken düştüğüm
''başladım'' derken bittiğim
artık boş mezarlıklara dönen evlerde adım anılır.
ve ben yeniden doğmak için
kahramansız masallar dinlerim
hep ''yokmuş'' diye başlayan...

çocuktum..adın elime battı
koparmışken tutunduğum ipleri
dizginlerimi salmışken boşluğa
zamansız bir aşk yağdı....ıslandım....
korunaklarım yoktu...
sokaklarda minyatür aşklar yaşanıyordu
yüzü yoktu hiçbirisinin
kaldırımlarına gölgeler düşmüyordu bu kentin...heybesine gün sarhoşu mart çığlıkları yüklemiş yolcular
geçip gidiyordu aklımın dolambaçlı yollarından.
kimsesizliğe yenilen...
korkusuna eksik anlamlar yüklenmiş erguvanlar,
uğurlarken hüzün kuşlarını,
uzak kentler yıkılıyordu gözlerimin tutunduğu boşluklara.
ve hiçbir aşk vitrinlerini süslemiyordu
bir yığın beden gülüşlerini arıyordu köşe başlarında
ve hiçbir yangın içimi ısıtmıyordu sevdan kadar
tarifi yoktu kederimin...

çocuktum işte
geçtiğim yollara baktım yaşamın dikiz aynasından
yüzlerce ben bırakmışım ardımda
ve yaşın kadar sen tanımışım omuzlarımda
yüzüm yere eğik,gözlerimde hüzün...

Sonhbarlar taşımışım gidişine
sevdanın köşe başında tutuklanmışım sensizliğe
çocuktum işte
kendimi kendimden kaçırırken
içimde yüzlerce gedik açıldı
yıllardır soğuk rüzgarlar çarpıp geçiyor çocukluğum yamalı geçmişine
kendimi tırnaklarımla deşerken
gizli gizli kan akıttım soğuk yatağıma
kan denizinde gömüldüm uykulara..

çocuktum işte
yaşamın dikiz aynasından baktım geçtiğim yollara
sarsıntısıyla bozulup dağılmış bir aşk hikayesinin,
her biri ayrı zamanlarda yaşamış kahramanlarını; durmadan büyüyen boşluğuna ittim.
kaidesini arayan kara suratlı bir heykel gibi kargaşanın ortasında.
asılı kaldım bir halatın ucunda....
çocuktum işte
olanca ağırlığınla çakıldım gözbebeklerine.
ve artık karanlığın kendisi kadar, yuvadan atılmış bir kuş yavrusu kadar yalnız, sensiz geçen her gün kadar farksızım.
bugün yanında olduğum günlerden tek fark; sızım...
yine gözlerin geldi aklıma.. Buğulandı gözlerim bir anda.. Seni bugün de özledim sanıyorsun değil mi? Bu sefer doğruları söyleyeceğim. Haksız da değilsin hani..
aşk ölmez biz ölürüz!
öyle büyük ki ağrım horon tepseler ağlıyorum.
sevgilinin haberi yok, mecbur kalınmış ayrılığa... o kadar aşık ki "habersiz sevgiliye", gözlerinden öpüyor... ölürken dahi seviyor...
gittin dur diyemedim işte o gün. onun yüzünden gittin şimdiye kadar cesaret edemediğim bütün şeyleri de bugün buraya yazmak istedim. burada da sözlük formatı kısıtladı yine anlatmaktan vazgeçtim ne varsa aklımda. alkollüyüm yarın bu entry yüzünden kendimden utanacağım. arkadaşlarım denk gelmesin okumasın dalga geçmesin diye dualar edeceğim. belki yarın sözlüğe girdiğimde bu yazıyı daha fazla kimse okumadan sileceğim. bu yazıyı sana yazmasam da senin yüzünden yazdım.
Benle tanışınca nasıl davranacağını çok merak ediyorum.
Umarım seversin; iyi anlaşırız.
Elimden geldiğince iyi davranacağım sana.
Sen de babanın hatrına; iyi geçiniyoruz izlenimi ver yeter.
Ben pek üzülmem de, onun üzülmesine dayanamam.
Madem aile olacağız;sen tatillerde gelip gittiğinde huzursuzluk olmasın.
Ah ama sen çok küçüksün daha.
Oy kıyamam sen beni sevmesen de ben sana iyi davrancam.
bugün yüzümde garip bir gülümsemeyle uyandım. Sanki dünyalar benimdi. Sadece 2 saniye de olsa seni rüyamda gördüm. Her şey çok güzeldi. Gel artık aşkım gel.
ne fark ettim biliyor musun? şimdi ölsek, ardımızda dostluğumuzu kanıtlayacak bir resmimiz bile yok. tuhaf. sanki inkar ediyoruz birbirimizi, kendimizi. belki ben gerçekten de yokum. olric değilim belki ve sen de turgut değilsin. gözlerim donuk ve düşünceliyim; kafamı kaşıyorum işaret parmağımla; bu halimi en iyi sen bilirsin. burada işler oldukça karışık anlayacağın.

neyse marcovaldo gelmiş, pencerenin önünde, sesleniyor aşağıdan, ben gidiyorum. parkta oynayacağız. işini bitirince gel de biraz salla bizi.

üzgünüm, şimdi benim yüzümden seni de deli sanacak arkadaşların. benden kimseye bahsetme sakın.
ben bu yazıyı sana yazdım pilates topu. Gün göreme inşallah. Yuvarlan yuvarlan sonunda patla inşallah.
Hayatımı zehir ettin ulan. bir de diyorlar ki pilates zayılatıyor. Strestendir o. Vallaha stresten. Seninle bir tek ebru şallı forma girebilir. O da zaten formda olduğundandır. Yoksa sen kimseyi forma falan sokamazsın yani. Allah seni kahretsin de Sende rahatla bende kurtulayım.
hiç kimsenin iyi gelmediği yerden sarıyorsun yaralarımı, hiç kimsenin
dokunamadığı yerden kanatıyorsun sonra .
sana yazmaktan artık usandım başlık.
biraz ağlasada, anıları sıkı sıkıya sarmış haydarpaşa,
gidişlerin zorluğunu anlatır gibi sitemkar olsada,
akreple yelkovanı üst üste saklamış,
kucak dolu sevişmelerin en görkemli tanığına,
belki bi' umut!
insanın hayatında emin olduğu 1 kişi olur hep.o 1 kişi hep değişebilir ama arada kimse olmamalı.50 tane yol gelir önüne ama sen her birine girip cikarak değil tek bi yolda ilerleyerek mutluluga erişebilirsin.yoksa girdiğin o yollarda, yolunu kaybedersin.
''yolunu kaybetmişlere''
biter bir gün diyordum...bitti.
12 sene oldu be kızım .facebook ta bile yoksun. facebooka bir hesap aç.
Merhaba benim gerizekalı eski sevgilim. Benim sana aldığım kitabı sen niye gidip tavlamaya çalıştığın kıza hediye ediyorsun beyinsiz herif.Atsaydın bu kadar koymazdı bana.
nasa yetkililerinden beni seçmelerini, benim dna'ma arseniği enjekte etmelerini ve beni yukarılara bir yerlere göndermelerini rica ediyorum.
saygılarımla..

mhmtnsyz.
(bkz: okuma bilmediğin halde)