bugün

senin hakkında çok güzel şeyler söylüyorlar. bakma sen hakkında ileri geri konuşanlara, sen bizim ustamızsın. böyle olmaya devam et.

(bkz: ulu önder recep tayyip erdoğan)
tayyip kafan çok güzel güle güle kullan.
başbakanlık yapma demiyorum hobi olarak yine yap. *
haci iyi edebiyat yapıyosun. edebiyatçı olsaydın her sene nobel alırdın...
beni chp ye oy vermek zorunda bıraktın,otur bir düşün neden benim gibi seçmenler var?
senden büyük allah var.
(bkz: kedi canını senin)
(bkz: durmak yok yola devam)
sayın başbakan, iktidara geleli 9 yıl oldu. iyi yaptığın şeyler oldu. alkışladık destekledik. kötü yaptığın şeyler oldu. yapma dedik.
sevabınla günahına baktığımızda sevabın daha fazla diyebilirim. ama düne kadar.

dün yaptığın açıklama tam bir fiyasko. az çok tecrübe yaşadın. böyle acılı bir günde, kendi andıç imzanın izahını yapıyorsun. siyasete giriyorsun. muhalefete giydirmeye çalışıyorsun. kılıçdaroğlu'na hiç bakmıyorum bile. o zaten devlet adamlığı'nın ne demek olduğunun farkında bile değil. ama her şehit haberinde teknik ayrıntıya girmeden hamaset dolu cümleler bir işe yaramıyor.

halbuki beklerdik ki; terörle mücadelede konseptimiz değişecek, yeni çözüm önerilerini kamuoyuna duyuracaksınız. kısacası açıklamanız tırt. konuya yaklaşımınız da tırt. pkk öyle bir sorun ki; ya çözersin o biter. ya da o seni çözer sen bitersin. %50'ye güvenme haberin olsun.

(bkz: pkk ülkemiz için bölüm sonu canavarıdır)
senin yüzünden dinimden soğudum, senin yüzünden faşist oldum, senin yüzünden hepsi senin yüzünden. ne yaparsan yap sana oy yok beyim.
edit:genç şakirtler rahatsız. ben hayatımda bu kadar eksi oy almadım noluyo lan. illuminati misiniz olum.
hamd olsun teyet geçti...
başbakandan açıklama: "Metanetinizi koruyun..."

şehit anasından açıklama : "Senin 80 yaşında annen öldü, sen metanetini koruyamadın.. 20 yaşında ki evladını kaybeden anadan bunu isterken utanmıyor musun?"
fiat alcaktım. yine fiat alcam hacı.* ya da reno.
temkinli yazılması gereken yazıdır. zira iki gün önce facebook'ta kendisine hakaret edildiği için dava açmıştır.

edit: entry sayısındaki azalmada payım yoktur inşalah haha. 4 dakikada etkisini gösterdi.
senin yaptığını herkes yapar. eğer başbakan sıfatına uymak istiyorsan önce terörü bitir.
--spoiler--
Sürekli sorular soruyorum umarım rahatsız etmiyorumdur sizi sayın başbakan..
Uzun zamandır yaptıklarınızı takip ediyorum, başbakanlık öncesi dönemlerinizi de araştırıyorum üstüme vazife olmadan kusuruma bakmayın artık.. sormak istediğim birkaç(!) soru vardı.. müsadenizle...

Sizi destekleyen bazı arkadaşlar ısrarla kabullenmiyorlar, bende size sorayım siz bide bizi tatmin edin istedim.. hani ben de o arkadaşları tatmin ederim böylelikle..

Sayın başbakan,

"10 kasımda yaygara kopartıldı" diye bir cümleniz var mı! yok mu!
(14.11.1994 / hürriyet)

"ben ülkemi pazarlamakla mükellefim" dediniz mi! demediniz mi!
(06.03.1996 / hürriyet)

"maaşım yetmediği için ticaret yapıyorum" dediniz mi! demediniz mi!
(2004)

"büyük Ortadoğu projesinin eş başkanıyım" şeklinde bir ifadeniz var mı! yok mu!

2002 seçimi öncesinde "değiştim" diyip, 2006 da bir röportajınızda "asla değişmem" dediniz mi! demediniz mi!

El kaide terör örgütünün finansörü olarak bilinen ve uluslar arası suçlu sayılan Yasin El Kadı hakkında "hayırsever bir işadamıdır, kendisine kefilim" dediniz mi! demediniz mi!

1994 yılında "Ata'ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok" şeklinde bir demeciniz var mıdır! Yoksa ben uyduruyor muyum!

"ben islam'ı devlet planı içinde düşünüyorum, Türkiye'nin yarınında Kemalizm'e ve benzeri rejimlere yer yoktur" diye bir cümleniz var mı! yok mu!

Artık şehit cenazesi görmek istemediğini söyleyen bir şehit ailesine "askerlik yan gelip yatma yeri değildir" dediniz mi! demediniz mi!
(04.09.2006)

Sonrasında bunu düzeltmek için "askerlik turistik bir yer değildir demek istemiştim" cümlenizi sormayacağım.. mutlaka dememişsinizdir...

1994 yılında "elhamdülillah şeriatçıyım" ifadesini kullandınız mı! kullanmadınız mı!

2005 senesinde "laik değilim, laikliği korumakla yükümlüyüm" diye bir cümle duydum sanki sizden! Benim bir safsatam mı bu! Yoksa dediniz mi cidden!

"tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye, yahu millet istedikten sonra laiklik tabi elden gidecek" şeklinde bir cümle söylediniz mi! söylerken gaza gelip mi söylediniz! Yoksa bu da mı benim kafamda kurduğum bir söz!

"demokrasi amaç değil, ancak araştır.. Türkiye kendisine din olarak Kemalizm'i almış, başka hiçbir dine hayat hakkı tanımayarak kitlelere zorla dikte ettirmiştir" şeklinde bir cümleniz var mı! yok mu!

"hem laik, hem Müslüman olunmaz" şeklindeki cümlesini kurdunuz mu! kurmadınız mı!

"anayasayı sarhoşlar hazırladı" gibi bir cümleniz var mı! yok mu!

"referansımız islam'dır, tek hedefimiz islam devletidir" dediniz mi! demediniz mi!

"hadi ananı da al git buradan" şeklinde slogan niteliğinde cümle size ait mi! değil mi!

"sen ne mutlu Türk'üm dersen, onunda ne mutlu kürdüm demeye hakkı vardır" diye bir cümleniz var mı! yoksa ben bitarafımdan mı uyduruyorum!

filistin'de 'müslüman din kardeşlerimizi katlediyorlar' dediğinizi hatırlıyorum.. peki kuzey ırak'ta müslüman din kardeşlerinizden olan 15 yaşında bir kıza tecavüz edilirken, bunu yapan abd askerine 'inşallah sağ salim evlerine dönerler' dediniz mi sn başbakan.. bence uyduruyorlar bunu da! bunu derken çekilmiş görüntüleriniz montaj bence!

Sayın başbakan cahilliğime verin.. bunlar hakkında çok çelişkili ifadeler olduğu için soruyorum(!) hani bunları söylediyseniz kimse size oy vermez.. hani ben sizi bi parça kurtarayım diye soruyorum.. yani sizin tabi bunları söyleme ihtimaliniz yok bunu ben biliyorum da (!) hani bi de siz yanıtlayın 'hayır arkadaş demedim' diyin de insanların size güvenleri artsın...

Ben son zamanlardaki söylediklerinizi duydum ama onları da bi şekilde inkar etmenin yolunu buluruz.. ya da sallayalım gündem ardına, unutulsun gitsin.. yok edelim ki istikrar sürsün, Türkiye büyüsün... ben söyleyeyim buradan hangileri olduğunu siz medyaya gerekli talimatları verin ki gündeme getirmesinler...

izmirliler gavur,
Galatasaray taraftarı geri zekalı,
Şehitler kelle,
Eczacılar sahtekar,
Tekel işçileri provokatör,
Bakkallar gereksiz,
Hopalılar eşkıya,
Öğrenciler beyinsiz,
Aleviler ehli sünnet dışı sapık mezhep,
Hayırcılar darbeci
Dekolte giyenler tecavüzü hak eder...

Ben buradan gazetecilere de sesleniyorum, bunları yok edelim arkadaşlar... aman ha gündeme falan getirmeyin.. ayıp (!)

Selametle kalın sayın başbakan..
Biz size inanıyoruz (!)
Ben biliyorum ki üstte yazdıklarımın hiçbirini siz söylemediniz.. ve bu yüzden insanlar size yine oy verip iktidar yapacaklar...

Mehmet Tanrıverdi

8 haziran 2011

--spoiler--
ses verme artık icraata geç.
Maalesef artık inandırıcı olamıyorsunuz. Kimse yemiyor artık "mücadelemizi devam ettireceğiz" teranelerinizi.
sayın recep tayyip erdoğan sizin hiç bir suçunuz yok siz her konuda haklısınız. bizler bir suçlu aramak istiyorsak her iki kişiden birine bakmalıyız çünkü onlar sizin böyle olmanıza neden oldu. eğer bu millet böyle yapmasaydı siz bunların (#13453640) hiç birisini yapamazdınız.

evet bu ülkenin vatandaşları takım tutar gibi parti tutmaya devam ederse sizin yaptıklarınız yapacaklarınızın yanında sönük kalacaktır ve size oy verenlerin sizi oy vermeyenler kadar eleştirmediği sürece bizler hep karanlığa mahkum kalacağız.
her yeni doğan güne, ölüm haberini duymak ümidiyle uyanıyorum. başka türlü seninle aynı oksijenden faydalandığım düşüncesi midemi bulandırıyor çünkü.
edit. eğitim politikalarını eleştiri niteliğindedir.

edit. 1. paragrafı okuyup eksileyenlere, sonuna kadar oku yine eksile.

sayın başbakan. iktidara gelişinizin üzerinden 10 yıl geçti. bu 10 yıllık süreçte türkiye'nin hem ekonomik olarak, hem siyasi olarak gözle görülür şekilde ivme kazandıgı yadsınamaz bir gerçek. gerek darbecilere yargılama yolunun açılmış olması gerekse din eğitimi yönünde atılan adımlar kimileri tarafından eleştirilip samimi bulunmasa da bence mevcut şartlar içerisinde yeterli.

ama...

10 yıllık iktidarınızda ihmal ettiğiniz öyle bir konu var ki! türkiye'nin ekonomik göstergeleri trilyon dolarlarla da ifade edilse affedilemez.

eğitim...

okullaşma ve eğitim kalitesi olarak çeşitli icraatlar yapılsa da bunlar hiçbir zaman yeterli olmadı ve olmayacaktırda. malumunuz yakın zamanda klasik ezberci eğitim felsefesini bırakıp modern öğrenci merkezli, ilerlemecilik felsefesini temel alan yapılandırmacı bir eğitim programı benimsedik. bu programa göre "öğretmen" öğreten, belleten yani bilindik manasıyla öğretmen değil, öğrencinin öğrenmesinde, bilgiyi yapılandırmasında, bilgiyi yasantı ürünü haline getirmesinde rehber niteligi tasıyan bir role soyunduruldu. amenna, olması gereken bu.

fakat... benimsenen bu eğitim felsefesinin uygulama ayagı hep sakat kaldı. bu benimsenen felsefenin uygulanması ve maksimum verim alınması için gerekli olan okul ve sınıf şartları yerine getirilmedi. haliyle benimsenen programın uygulanması ve fayda sağlaması bir yana, klasik eğitim programlarına nispeten "öğrenme" fiili açısından bir gerileme mevcut. çünkü, benimsenen programda hazırlanan kitaplarda, bilgiyi sunmak yerine arastırmak, sınıf ortamında etkileşimli bir biçimde paylaşmak, tartısmak gerekmekte. büyük şehirlerin bazı okullarında ve özel okullarda bu mümkün olsa da, ülkenin % 99'luk kısmında sıkıntılar yasanmaktadır. doğuda birleştirilmiş ve kalabalık sınıflarda bu program nasıl uygulanabilir. doğu bir kenara batıda kalabalık sınıflarda nasıl uygulanabilir. bu sistemden maksimum verim alınabilmesi için, sınıf mevcudunun en fazla 18 öğrenciden oluşması gerekir ki, şu anda bu şartları tasıyan kaç tane sınıfımız ya da okulumuz vardır?

eğitimde okullaşma ve sınıf ortamında bu kadar sıkıntı varken, tablet gibi ütopik ve gereksiz bir uygulama ne kadar akıl karıdır sormak isterim? madem aktarılacak kaynak var derslik sayısı arttırılmalı. ileride şartlar uygun oldugunda gerekirse tablet uygulaması zaten getirilir. ama bugün okul ortamı bu sıkıntıları yasarken, benimsenen eğitim felsefesi ile sınıf ortamı arasında dağlar kadar fark varken, bu uygulama ancak ekonomiye birkaç milyar dolarlık kayıp ve eğitim için harcanan boş zaman olarak tarihe geçer.

kısa zamanda tablet yanlısınızdan dönmenizi temenni ediyoruz.

bunun yanı sıra, benimsenen felsefeye uymayan öğretmen profilleri var. 30 yıllık, 40 yıllık yası geçmiş ve hala klasik kafada olan öğretmenler var. yasları dolmasına ragmen hala emekli olmuyorlar. atanamayan öğretmenler konusunda bu fosil öğretmenlerinde payı var. 40 sene olmuş hala öğretmenlik yapıyorlar ve çoğu ders işlemeden seneyi idare ediyor. bunların acilen emekliye sevk edilmesi gerekmektedir.
milli eğitim bakanı eğitim fakültelerine öğrenci alımını kısıtlayacagız açıklamasından çok çok önce burada yazdıgım bir konuyu dile getirmek isterim (bkz: milli eğitim bakanına öneriler/#13202314) aklın yolu bir okudugunda kendi işinden baska bir işte çalışmak istemeyen bir kalabalık oluşturulacagına bu bölümlerin sayısı ve öğrenci adedinin sınırlanmasında fayda var. bunun yanı sıra öğretmenlik meslegi için emeklilik yasının bir kereye mahsus öne çekilmesi önerim var yakın zamanda bununda gerçekleşecegini umuyorum.

--spoiler--
Bir kereye mahsus öğretmenler için emeklilik yasını 4 yıl düşürsünler, ve emeklisi dolanlar hemen emekli edilsin...ayrıca eğitim fakültelerine belli bir süre öğrenci alınmasın ya da sınırlı sayıda öğrenci alınsın...Çok fazla kadro açılacaktır...yine öğretmene ihtiyaç doğarsa emekli öğretmenler ücretli olarak çalışsın..
--spoiler--

öz olarak, çılgın boğaz projesi, ülkeyi bölünmüş yollarla donatma projesi, tablet projesi evet önemli projeler. ama ihmal edilen "eğitim" hepsinden daha önemli.

kaynak sıkıntısı varsa belki popülist bir yaklaşım olacak ama türkiye şartlarına göre çok çok çok abartı maaslar alan bürokratların maaşlarında tenzilata gidilsin 15-20 bin tl maas alanlar var, tamam yaptıkları iş önemli ama aldıkları maas ülke sartlarının çok çok üzerinde,

kaynak2. yine bir meslek olarak algılanan milletvekilliği tekrar gözden geçirilsin, milletvekillerin maşş almalarına sözüm yok ama milletvekilliğinden emekli olmak gibi bir garabet var. bu garabete acilen son verilmeli. bir adam milltvekili olduysa daha önce hangi kuruma baglı olarak sigortası yatırılıyorsa aynı şekilde devam etsin. hem 3 yılda kim emekli olabilmiş ki milletvekili olsun. böyle bir hakkı kim veriyor.

kaynak3. her yıl bahar aylarnda belediyelerin el birliğiyle başlattıkları kaldırım taşı döşeme senliklerine bir son verilsin. dünyada bu ülke kadar tası yerinden oynatan baska belideyeler var mı gerçekten merak içerisindeyim. belediyelerin buralara aktarılacak kaynakları okul ve derslik yapmaya harcamaları sağlanmalı.

kaynak4. her yıl milli eğitim müdürlüklerince okullara belli miktarlarda ödenekler yollanır. bu ödenekler yıl sonuna kadar kullanılmaz, hesapta tutulursa, okulun bir ihtiyacı olmadıgı için ertesi yıl bu okula ödenek çıkarılmaz. okul müdürleri de bu ödenekten mahrum kalmamak için yıl sonunda tamirat, boya gibi gereksiz ıvır zıvıra para dökmektedirler. ve her yıl milli eğitime ödenek olarak ayrılan milyonlarca tl bosa heba edilir.

netice itibariyle devlet sizin elinizde. devletle hiç alakam olmadıgı halde, kaynak kalemleri hakkında sıfır bilgim olmasına ragmen, lüzumsuz yere harcanan bir kaç kalem ben buldum. siz isterseniz bu ülkeye her yıl milyarlarca tl tasarruf ettirebilirsiniz. mühür siz de süleyman sizsiniz.

saygılarımla.
istifa edin.

saygılarımla.
ananı da al git. daha da gelme.
bu dünya sultan süleymana kalmadı sanamı kalacak sayın erdoğan.
adaletini al git, biz kalkiniriz.