bugün

uludağ üniversitesi iibf akedemisyenidir. kamu yönetimi derslerine girer. seçmeli verdiği derslerden uzak durulması tavsiyelidir. sınavları test yapar ama efsane bir test sorusu şudur: "japonyanın millet vekili sayısı kaçtır?"
aynı zamanda devlet planlama teşkilatında çalışmaktadır. bursa büyükşehir belediyesinin birçok projesinde bulunmuştur.

kamu yönetimi derslerine girer.
uludağ üniversitesi iibf'de öğretim görevlisidir.seçmeli dersleri alınası hocadır.kendi deyimiyle ,seçmeli dersler öğrenci için birer zevktir,o yüzden kasmaya gerek yoktur.der
sakin bir şekilde ders işler,güleryüzlü bir hocamızdır.
duyumlarıma göre nurcu şahıs.
haftada bir gün pazartesi günleri bandırma iktisadi ve idari bilimler fakültesi'nde derslere giren öğretim görevlisi.
iyidir, hoştur. öğrencisiyle ilgilenir, tabi bu ilgi sınavlarda aşırı yoğundur...sınavdan çıktığınızda kameralar nerde diye etrafınıza bakarsınız, zira şaka gibi sorularla muhatab olmuşsunuzdur. zordur vesselam...
zor sormayı marifet sanan profesörlük sıfatını hak etmeyen, lise hocası bile olamayacak insan. yönetmelik, resmi gazete numarası soracak kadar psikopattır.

seçmeli dersinde de m.ö 300 yılında ne olmuştur diye soru sorar.
ezber ötesi, gerizekalı bir sınav tarzı var. sen de hocaysan var ya!
öğrencilik yıllarında büyük bir ihtimalle aşırı derecede asosyal olan uludağ üniversitesi profesörlerindendir. bu yüzden midir bilinmez, kızlara olan fazlaca ilgisini duymayan kalmadığı gibi azarladığı erkek öğrencilerinin de haddi hesabı yoktur. sürekli kızarmış bir suratı vardır nedense. sınavlarında boktan sorular sorar ve sınavları, iyi giden bir sınav haftasının içine edebilecek potansiyele sahiptir. ilk dersinde 'herkesin katıldığı bir ders' işlemek istediğini ifade eder fakat derslerinde asla yorum yapmaya izin vermez. tek umursadığı iyi bir ezber zekasıdır. ders içerisinde bol keseden sınavda ekleyeceğini söylediği puanlar dağıttığı gibi bazen abartıp yıldızlı pekiyi falan verdiği de olur. zor ve ayrıntı sormayı takıntı haline getirmiştir. bu tip sorularla öğrencilerini zorlu kpss sınavına iyi hazırladığını iddaa eder çünkü ona göre herkes a sınıfı memur kadrolarına girmelidir. fakat gelin görün ki liyakattan bahsederken iltiması da alelacele geçer veya hiç bahsetmez. işte böyle küçük kaçamaklarla işlerini halleden bir öğretim görevlisidir.
japonya da anayasa değişikliği için kaç millet vekilinin oyuna ihtiyaç olduğunu soracak kadar detaycıdır. mezun olunduktan sonra bir daha hiçbir sınavından sorumlu olunmadığı için en fazla sevinilen hocadır. *
geçen haftaki dersinde 2010 anayasasını öve öve bitirememiş, 'hocam neden sadece iyi yanlarından bahsediyorsunuz' diyen öğrencisine o bilindik tavrıyla gözlerini çıkarıp ben 16 yıldır oy kullanmıyorum biliyor musunuz diye çemkirmiş Kamu Yönetimi Bölümü Yönetim Bilimleri Anabilim Dalı Başkanı. (bkz: sakin ol şampiyon)
kamu yönetimi vize sınavında sorduğu abuk sabuk* sorular ile öğrencileri çileden çıkarmış hocadır.
sorular ve şıklardaki kanun maddelerini görünce anayasa hukuku sınavında mıyız yoksa kamu yönetimi sınavında mı pek ayrımına varamadık hocam!
fiziksel olarak mümtaz'er türköne ye fena halde benzeyen hocamızdır.
2011 itibariyle halen Uludağ Üniversitesinde Prof. olarak ders vermektedir.
kanaatimce onu tanımamak demek hayatta bir adım önde olmak demektir. derslerinden zor geçilen bi eğitmen olduğundan bahsetmek çok sıradan kalır onun yanında. o yeryüzünde yaşayan en gereksiz insandır. öle durur, bakar, sırıtır, gözlerini büyütür, ders anlatmak zordur der, dersimden geçmek zordur der, sadece editörü olduğu derleme kitabımı almak zorunlu der, camdan dışarı bakar, döner öğrenciye bakar sonra sınıftan defolup gider. dersin zorlugunu bosverin hayattan sogutur bu adam insanı. hep kendini över derse becerebildigi kadar konusarak, bi kere ders anlatır gibi yaptı avrupa birliğinin 5 organı vardır dedi 2010 yılının son aylarında söyledi bunu. bu yalan bilgiden sonra bi daha dersini dinlemedim.
Geçmesi zor değil. Sadece tarihlere maddelere çalış geç. kamu yönetimini öğretmekten ziyade, örnek olarak sölüyorum 125. mi 127. madde miydi diye düşündüren ezbere dayalı bir sınav formatı var. Kamu yönetimi gibi temel bir dersin bir döneme sığdırılması aslında yanlışın en büyüğü. ikinci olarak gözlemlediğim bekir hoca iyi bir hoca bana göre. derse katılanlara artı vermesi, yine ekstradan ödev getirenlere artı puan vermesi güzel. Bence hocanın eksik yönü sistemsiz ve gelişigüzel anlatması. Yani vurgusuz, tek tonda, enerjisi düşük olması. Bu konularda biraz daha dikkatli olursa kendisi ve ögrencileri ıcin daha iyi olur diye düşünüyorum
Okullar açılalı derslere girmeyen, sürekli şehir dışında denilen profesör kişisi. bugün duyduğum bir dedikoduyu da paylaşmak isterim. hoca istifa edecekmiş. istifa edeceği doğruysa, seçim öncesi olduğu için x partisinden aday olacağını düşündürttü bana.
ak parti samsun milletvekili aday adayı olmak için uludağ üniversitesindeki görevinden istifa etmiştir. zaten beklenen, kulaktan kulağa dolaşan bir haberdi.

keşke önceki seçimlerde olsaydı, keşke hiç tanımasaydım bir şey kaybetmezdim yani. kan kusturdu bizlere. neyse en azından bu dönemki dersinden yırttık.

bir öğretmen olarak kitap yazmak dışında pek bir başarılı olmayan hocamıza siyasi hayatında başarılar dilemekten başka bir seçenek yok. ha ama oy vereceğim ilde olsa vermem o ayrı. her sene bütün kitaplarının yeni baskısını çıkartıp, her ders sıraları gezerek kitapları kontrol edip eski basım alanları azarlayıp, bundan çalışırsanız kalırsınız diye tehdit eden bir öğretmendi. keşke bir de ders anlatabilseydi. bilgilidir o ayrı, umarım teoride olduğu kadar pratikte de iyi bir kamu yöneticisi olur.
uludağ üniversitesinde okuduğum yıllarda(2002-2007) bu üniversitenin iibf fakültesinde dersler veren, benim de kamu yönetimi derslerini aldığım hocaydı. şimdi milletvekili aday adayıymış. ne diyelim, hayırlı olsun.
akp'den samsun milletvekili adayı olmak için istifa etmişti, aday olmamış. listelerde ilk baktığımız isim fakat bekir hoca aday olmamış!!! bütün öğrencilerini kahretti bu haber, okulda o kadar çok konuşuluyor ki... aslında hoca yorgun olabilir birkaç ay tatil yapsa, hemen işe dönmeye ne gerek var...

en azından vizede yırttık, ona seviniyoruz.
akp den aday adayı olmuş fakat seçilememiş geri dönmüştür.derslerinde sadece ve sadece 'kuru bilgi' verir.slaytları okur okur geçer sınavları da birebir ezbere dayalıdır. derste kullandığı 'lozan Türkiye için çok talihsiz bir antlaşmadır' sözü ile bizleri fazlasıyla germiş sonunda da dersi bitirmiş incelenmesi gereken kişilik.
bugün sınavda 'ingiltere'deki ilk belediye teşkilatı kaç yılında kurulmuştur' sorusunu bize de sorar bu adam ya dediğim değersiz, ezberci sistemi olan Uludağ Üniversitesi kamu yönetimi hocası.

var mı ki yanlışlıkla yerel yönetimler çalışan ?
bekir parlak gerekli herşeyi öğretip, gerekli-gereksiz her şeyi soran bir akademisyendir.
arkadaşların da belirttiği gibi ezbere dayalı bir eğitim sistemi olduğu doğrudur ancak kimse bekir hoca ile ilgili "sistematik ders anlatmıyor" isnadında bulunamaz. uludağ üniversitesi kamu yönetimi bölümü'nde sistemsel disipline belki en fazla bağlı olan hoca bekir parlak'tır.
bekir hoca'nın bu kadar kötülenmesini anlayamıyorum yahu adam en azından uludağ kamu yönetimi hocalarından birinin yaptığı gibi* sınavlarda adam kayırmıyor! o adama sesini çıkarmayanların bekir hocayı lanetlemesi iki yüzlülüktür. Ayrıca sorular zorsa herkese zor, kolaysa herkese kolay; çan eğrisi diye birşey var, soruların zor olması bahane değil.
abartsız söylüyorum bir sınavında dipnottan soracak kadar habis ruhlu bir hocaydı. nurcu görünümlü fethullahçıdır. ama bunun bir asistanı var o da bunun aksine tam bir melek melek. ben son sınıftayken askere gitmişti şimdi ne yapıyor bilmiyorum ama
(bkz: zahid sobacı)
gereksiz, uç bucak, saçma sapan yerlerden sorular soran akademisyen(!)'dir.
komünist bir öğrencisi ile şöyle bir diyaloğa girmiştir:

+adın ne senin?
-zeki
+inşallah isminle müsemma biri olursun zeki.