bugün

baba gümrükçü veyahut nakliyeci ise daha da çeşitlenebilen nesnelerdir. son muhabbet şu şekilde gelişmiştir;

- baz istasyonu işe yarar mı la ?
+ ne baz istasyonu ?
- alet yav, aleti..
+ sen iyice hoş oldun haldun!
- ne biliim kızım, paso ondan geliyor şu sıra yurtdışından.
iş..
(bkz: Yinemi eve iş getirdin)
koltuk takımı, duvardan duvara halı, yavrulu yatak, el şeklinde koltuk. nasıl mı?
(bkz: bellona)**
kirli sefer tası.
kalem takımları, evraklar, dosyalar...

edit: bir de yorgunluk.
tükenmez kalem.
bir adet kokuşmuş çorap,
renk son derece kaymış pantolon ve tişört.

he unutmadan cigara.
aldığı rüşvete göre değişiyor.
genelde asık bir surat ve huzursuzluk.
baba ve hava.
et, köfte...
(bkz: kasap)
yemekten bıktım. bir tas çorbayla bir kilo eti takas edebilirim. *
(bkz: fırıncı)
(bkz: ekmek)
babamın değil ama memur olan amcamın daireden getirdiği kurşun kalemlerin de içine girebileceğini düşündüğüm eşya grubudur. kalemlerin üzerindeki devlet malzeme ofisi damgasını bıçakla kazımadan asla okula götürmememizi de sıkı sıkıya tembih ederdi.
gıda sektöründe ömür tüketiyorsa babamız, bayat ve istenmeyen yiyecekler iyi birer örnek olabilir.
hastane içindeki eczanede çalışan biri olarak ayda 1, bi dünya ağrı kesici gelir.
(bkz: iphone 3)
yazılı kağıtları, dönem ödevleri, kurul tutanakları vb vb gibi şeylerdir.
genç, meslek liseli, güzel, kız stajyer. *
bol bol ajanda, tükenmez kalem, karalama defterleri.
e bir de yılbaşında getirdiği sepet. *
küp not kağıtlari ve tukenmez kalemler. kısacası eşantiyon urunler.
Gerginlik, paronaya, despotizm.. Gelme ve getirme dedirten üçlü.
mert'e babası her çıkan telefonlardan getiriyor.çocuk bizden teknolojik.
nadiren de olsa güleryüz.
ayak kokusu. bunun haricinde birşey getirse yüzüne tükürürdüm.