bugün

arastırmacı yazar.özelikle yakın tarihimizde cereyan eden önemli meselelerde, arsivleri inatla acmayan statükocu zihniyete inat belgeli-bilgili cok sağlam yazıları ile dikkat cekmiştir.bilakis cumhuriyet tarihinin gizlenmeye calısan gediklerini ve kürt sorununa karsı ilginç yaklasımı ile taktir edilesi bir bayandır. (bkz: ukte)
içi insan sevgisiyle dolu, tüm ilişkilerinde mesafeli ama samimi olmayı becerebilen, hatta bunu yıllarca sürdürebilen, marka veya sosyal konularda reklam ve iletişim sektörü için odak grup moderatörü olarak da kimi zaman çalışan, meraklı, öğrenmeye açık, enerji topu, akıllı, bilgili, sevgili insandır.
http://www.izmirizmir.net sitesinde yazdığı makalesinde, bir yazarın, dünü anlatırken nasıl bugüne değinebileceği ve bugünü anlatırken nasıl dünden söz edebileceğine güzel bir örnek vermiş yazar;

yazısından bir bölüm:

"peki kuzey irak'a bir operasyon yapılmalı mı? yapılmalı. olayın iki boyutu var. birincisi sadece asker olarak baktığım zaman, evet yapılmalı. fayda sağlar mı? evet, sağlar" "içeri girip sadece pkk ile mi uğraşacağız yoksa barzani ile bir şeyler olacak mı?"

bu sözler genelkurmay başkanı yaşar büyükanıt'a ait.

"biz kadınlar savaşın ilk günlerinde haddimizi bildik, her yaptığınıza boyun eğdik. ağız açtırmadınız bize, sustuk. ama yaptıklarınızı beğeniyor muyduk? hayır. olanın bitenin pek ala farkında idik. Çok defa köşemizden öğreniyorduk önemli işler üstüne verdiğiniz kötü kararları. içimiz kan ağlarken, yine de gülümseyerek sorardık: bugünkü halk toplantısında barış üstüne ne karara vardınız? kocamız "sana ne? sen karışma! der, biz de susardık, başımızı derde sokuyordunuz, yine de bizim size öğüt vermeye hakkımız yoktu. ama sonunda siz kendiniz başladınız bağırmaya ulu orta: "erkek yok mu bu memlekette?" diye. erkekler cevap verdi size: "yok, erkek yok bu memlekette!" işte o zaman biz kadınlar toplandık ve yunanistan'ı kurtarmaya karar verdik. daha bekleyebilir miydik? söz bizim artık, susmak sırası sizde. aklınızı başınıza toplar, öğütlerimizi dinlerseniz, işlerinizi biz yoluna koruz!"

bu sözler ise tarihin en eski savaş karşıtı eseri lysistrata'dan alınma.

kadının eski yunandaki durumunu, rakiplerini, sınıfsal ve toplumsal konumunu anlatan ve günümüzde kadın sorununa bambaşka bir gözle bakılmasını da sağlayabilecek harika yazının tamamı için:

http://www.izmirizmir.net

http://www.izmirizmir.net...;file=article&sid=278
pazar günleri taraf gazetesinde tarih sayfasını hazırlayan yazar;

tarih nedir? sorusuna harika bir karşılık yazarak tam sayfaya giriş yapan ayşe hür, sadece bu tarih sayfası sayesinde, pazar günleri taraf gazetesinin satış adedini yükseğe çekebilir;

tarihe bakmak
"bir tarihçi balkan halkları için "o kadar çok tarihleri var ki, geleceği inşa etmeye ihtiyaç duymuyorlar" demişti. gerçekten de, tarihe aşırı önem atfetmek, deyim yerindeyse 'tarihe saplanmak' toplumlara ayak bağı olabilir. ama, 'fazla tarih' kadar 'az tarih' de iyi değildir. çünkü ancak tarihe bakarak bugünü anlayabilir, içinde yaşadığımız sorunların nasıl ortaya çıktığını, nasıl şiddetlendiğini, nasıl kemikleştiğini kavrayabiliriz. böylece geleceği inşa ederken daha az yanlış yaparız.

tarihsel gerçeklik
peki, 'tarihsel gerçeklik' diye bir şey var mıdır? 20. yüzyılda tarih yazımına yeni bir soluk getiren ingiliz diplomat, felsefeci ve tarih kuramcısı edward carr, tarihsel gerçekleri içine mızrak konmadan dik duramayan boş bir çuvala benzetmişti. 'boş çuvalı dik tutan mızrak' , tarihçilerin onlara yüklediği anlam ve önem, tarihçinin ideolojik duruşuydu. tarih, geçmişin, bugünün değer yargılarıyla yeniden kurulması idi. yani 'tarih yoktur tarihçi vardır' diyenler haklıydı.

objektif tarihçi
carr'a göre 'objektif tarihçi', kendini ideolojilerden ve döneminden soyutlamış kişi değildir. o, ortaya koyduğu eseri, kusursuz bir gerçeklik olarak sunmaya kalkan da değildir. aksine tarihsel gerçeklerin ve teorilerin sınırlarını kabul eden kişidir. dolayısıyla, bu sayfada yakın ve uzak geçmişten konuları ele alırken, amacımız okura bir yol haritası sunmak değil, bize, doğru diye belletilenlerin arkasında yeni, farklı bir şey var mı diye bakmaya heves uyandırmak olacak. kasıtlı olarak çarpıtılan, atlanan, abartılanlara dikkat çekmek olacak..."

sayfasını sunarken ayşe hür bunları söylüyor. daha ne olsun? türkiye'de başka hangi gazetede bunları söyleyecek cesaret ve doğru birikim var?
tarih yoktur tarihçi vardır başlığı altında iyi bir yazı yazmış araştırmacı;

yazısı için bakınız: http://www.izmirizmir.net...;file=article&sid=477
resmi olmayanından, tarihci gibi tarihcidir. anlattıkları lise tarih kitaplarında yer almamaktadır. maalesef.

makaleleri için:
http://www.radikal.com.tr...E%20H%DCR&foto=&a=
http://www.radikal.com.tr...E%20H%DCR&foto=&a=
http://www.diyarbekir.net...op=author_list;id=aysehur
bu kaçıncı harekat adlı araştırması kuzey ırak harekatı'na doğru bakmak için oldukça işe yarayabilecek kaliteli yazar. lise tarih bilgisiyle kalem sallayan kimi yazarlarımıza çok yardımı olabilir. yani bilgi sahibi olduktan sonra nasıl olsa fikir sahibi olunabilir, o manada...

bu makale daha önce radikal'de bir bölüm olarak çıkmış, sesonline ve yeni perspektif sitelerinde de yayınlanmıştır.
ortalığı dağıtan, taş üstüne taş bırakmayan yazardır, http://www.taraf.com.tr/Detay.asp?yazar=12&yz=58
tarihi cemal kutay, turgut özakman, kemal kara gibilerinden öğrenenlere bir numara büyük gelen kadın yazar,tarihçi. yazılarında antimilitarist, anti-otoriter, feminen bir üslup göze çarpar. açmazları öyle trajikomik bir üslupla ortaya çıkarır ki sıkılmadan sayfalarca ciddi ciddi yazılar okumanızı sağlar.
yalancı tarih yazılarının virüs gibi çoğaldığı şu dönemde tarihi olduğu gibi, çarpıtmadan yazan gerçek tarihçi.
yazdığı bazı şeyler birçok kişinin canını acıtsa da olayları olduğu gibi anlatan, yalancı ve inkarcı tarihçilerin söylemediklerini yazan araştırmacı.
resmi tarihin ısrarla örtbas etmeye çalıştığı tarihi gerçekleri ısrarla ortaya çıkaran tarihçi yazar. seçtiği konular genelde merak edilen ancak cevap bulma noktasında sıkıntı çekilen konular. tarihi sevmeyen bir insana bile yazılarını okutur bu insan. yalnız, bir kişinin tarihe dair en son okuduğu kitap kemal kara ise ayşe hür ona göre değildir.
seçtiği konular can alıcı demiştik. mesela, ittihat ve terakki devrimi ile ilgili bir yazısı var. *sayfayı yemek sofrası olarak kullanacaktım lakin baktım yazıya bırakamadım, kıyamadım. hemen çalışma masama kaldırdım -yeniden- okumak için. yani yazıları öyle bir göz gezdirilip geçiştirilecek cinsten değil. ciddi ciddi özümsenerek okunması icap eden derinlikli yazılar, tespitler.

yazının * girişinde bir devrim tanımlaması var ki yazmadan edemeyeceğim: jön türklerin devrimden anladığı osmanlı tarihi boyunca yeniçerilerin yaptıklarından ya da abdulhamit'e 1876'da 1. meşrutiyet'i ilan ettiren aske sivil bürokratların anladığından faklı değildi.
"osmanlı'dan bugüne kürtler ve devlet" isimli altı gün süren yazı dizisi taraf gazetesinde yayınlanmış olup hem kürtlerin hem de türklerin çıkarması gereken bir sürü derslerle doludur.

http://www.taraf.com.tr/haber/19489.htm

http://www.taraf.com.tr/haber/19532.htm

http://www.taraf.com.tr/haber/19615.htm

http://www.taraf.com.tr/haber/19827.htm

http://www.taraf.com.tr/haber/19780.htm

http://www.taraf.com.tr/haber/19899.htm
avrupa parlamentosu bünyesinde hazırlanan "dersim 38" adlı soykırım konferansına taraf gezetesi adına katılan yazar(!).

katılımcıların diğerleri;

prof. dr. ronald münch (bremen üniversitesi),
hilda çobayan (adalet ve demokrasi için ermeni federasyonu başkanı),
hans branscheidt (ab türkiye yurttaşlık komisyonu)
şerafettin halis (dtp)
aysel tuğluk (dtp)
Yazılarına gelen eleştirileri yayınlayabilen, çok yazmanın getirdiği olağan hatalarını düzeltecek kadar işine saygılı, gerçekten güzide bir tarihçimizdir. Ne vat ki yazılarıyla başına iş açmak üzeredir. (bkz: 1453te istanbulun egemenliğinin köpeklere geçmesi)
konuşmacı olarak katıldığı* habertürk kanalındaki kim haklı programında ileri geri konuşmalarıyla* diğer konuşmacıların** sözlerini kesmek asker arkadaşı gibi hitap etmek vs. durduğu yeri bilmemek hatta söylediklerinin fakında olmamak gibi niteliklere sahip yazar olduğunu öğrendiğim* insan yaratığı.
show tv'deki siyaset meydanı programında, gerçekleri gizlemek, bunca yıl sonra hala halının altına itelemek için akademisyen kimliğinden utanmadan çabalayan kimi kişiliklerin karşısında bilgisiyle dimdik duran yürekli tarihçi.
Son zamanlarda ne zaman TV'yi açsam karşıma çıkan tarihçi. Yalnız "ben objektifim tabulara karşıyım" ayağına türkiye'ye ait ne varsa hepsine saldırmayı kendine bir borç edinmiştir. abdullah öcalan bile yanında "ılımlı" kalır yani.
bir hayali olan insan.

http://taraf.com.tr/makale/9336.htm
Ayşe Hür (d. 1956, Artvin, Türkiye), araştırmacı yazar, tarihçi ve Taraf Gazetesi köşe yazarı.

Anne ve babası öğretmen olduklarından birçok şehirde bulundu. Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü, uluslararası ilişkiler ve siyaset bölümü'nü 1992 yılında bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü'ne Avrupa Birliği'nin Tarihle Barışma Noktaları ve Ermeni Meselesi üzerine lisansüstü tezini 2005 te verdi. Radikal Gazetesi ve Agos Gazetesi'nde siyaset ve tarih ile ilgili köşe yazıları ele aldı. 15 Kasım 2007'den itibaren Taraf Gazetesi'nde yazarlık yapmaktadır.
bugünkü yazısıyla "türkler'in rumlar'a soykırım uyguladığını" savunan hatun.
Gün gelir bir gün herhalde girit'te, mora'da, bulgaristan'da vd. balkan topraklarında katledilen müslümanların dramını da yazar herhalde. Ayda bir kesin bir Ermeni soykırımı yazısı yazar ancak nedense Ermenistan'da günümüzde neden hiç müslüman yaşamaz sormaz.
tarihçi olduğundan şüpheli olduğum, provakasyon için yazar olmuş kişi.
bugün izlediğim programda tayyip erdoğan'ı babasıymış gibi savunan, en nihayet türkiye'de özgürlüklerin önünün açıldığını düşünen ve kendisini eski sosyalist olarak nitelendiren kadın. bu son derece sosyalist insanın akp'nin tekel işçilerine tavrını görmediğini, tayyip erdoğan'ın işçilere ayak takımı dediğini duymadığını varsayıyorum.
ajan olma ihtimali çok yüksek olan kadın. (şahsi fikrim)