bugün
- ayça tilki10
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın10
- vatandaşlık farkı alan otel21
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler9
- sözlük kızından gelin olmaz9
- cumaya gidenlerin çok azalması23
- bik bik'in balona binmesi34
- anın görüntüsü16
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız11
- alınan en güzel iltifat11
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- türkiyede çok abartılan arabalar8
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim8
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası20
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan10
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım19
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- integralin müfredettan kaldırılması14
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı15
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel14
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
entry'ler (301)
kız çocuklarına ayaklarına terlik giymedikleri veya taşa oturdukları zaman genelde anneleri tarafından söylenen laftır. taşa oturduğu veya ayağına terlik giymediği için çocuğu olmayan görülmemiş olup, sırf bu lafı duyduğu için böyle bir anne olmak istemiyorum diye isyan bayrağını çekerek çocuk yapmamaya karar vermiş olanlar mevcuttur.
Pamuklu iç çamaşırı ve pijamada en iyi yerli üreticilerden olup, 1928'de istanbul'da kurulmuştur.
ermeni cemaatinde kullanılan bir erkek ismi olup saint christopher'dan gelmektedir.
köpeklere çiş terbiyesi vermek için yerlere serilmesidir.
eskiden "ünlü olmak için rejisörün yatağından geçmek gerekir" sözünü günümüze uyarlayan eylemdir.
annenizin uyandırması ile gerçekleşen neticedir.
iş dünyasının yeni iş yapma modelini oluşturan Sürdürülebilir Kalkınmakonusunda kurumları yakın zamanda karşılaşacağı tehdit ve fırsatlara hazırlamak için Boğaziçi Üniversitesi ve Bölgesel Çevre Merkezi (REC Türkiye) tarafından geliştirilen ve italya Çevre, Arazi ve Su Bakanlığı tarafından desteklenen programdır. Tam adı AB Katılım Sürecinde iş Dünyası için Sürdürülebilir Kalkınma Sertifika Programı olan program sürdürülebilir kalkınma konusunda Türkiye'de ilk defa başlatılmış olup, Avrupa Birliği'ne katılım sürecinde, yani Türkiye'nin AB mevzuatının tüm alanlarını iç hukukuna aktarmaya başladığı bugünlerde, kurumların AB'nin sürdürülebilir kalkınma ve çevre uygulamalarına ve ilgili mevzuatına hakim olmasını hedefliyor. Program ayrıca, söz konusu uygulamaların ve mevzuatın şirketlere getireceği tehdit ve fırsatların tespiti ve gerekli önlemlerin alınması ve eş zamanlı olarak süreçlerin hızlı, doğru, etkin ve en düşük maliyetle yönetilmesi için gerekli bilgileri aktarmayı ve böylece kurumlara sürdürülebilir bir rekabet avantajı yaratmak için destek olmayı amaçlıyor.
Kurumların yakın gelecekte hayatta kalabilmelerini sağlamak için gerekli insan kaynağını ve doğal kaynakları bugünden korumaları, bunu yaparken de hissedarlar için karlılığı artıracak şekilde gerekli strateji ve aktiviteleri oluşturmaları diye de özetlenebilen Sürdürülebilir Kalkınma modelinin kurumlar tarafından da uygulanabilmesi için tasarlanan Sertifika Programı kapsamında düzenlenecek eğitimlerde şu konular yer alıyor:
Türkiye'de uyumlaştırma çalışmaları başlayan AB çevre mevzuatı;
çevre mevzuatının sanayi açısından zorlukları;
çevresel yatırımların finansmanı;
kredilendirilebilir projeler;
çevre dostu innovasyon;
sürdürülebilir raporlama;
atık minimizasyonu;
karbon yönetimi;
enerji verimliliği;
yeşil pazarlama;
sürdürülebilir tüketim ve üretim.
Söz konusu eğitimler, Boğaziçi Üniversitesi, REC Türkiye, Avrupa Komisyonu, Avrupa'nın önde gelen üniversite ve özel sektör kuruluşlarında görevli, deneyimleri uluslararası ölçekte kabul gören pazarlama, ekonomi, çevre ve sürdürülebilir kalkınma uzmanları tarafından verilecek.
Boğaziçi Üniversitesi Bebek yerleşkesinde 29 Mart- 28 Mayıs 2008 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan ve iş dünyasının gereksinimleri hedef alınarak dört ayrı modülden oluşan Sertifika Programına kurumlardan talep gelmesi halinde modül bazlı katılım da mümkün olabilecek.
Birinci Modül'de; Sürdürülebilir Kalkınma alanında genel kavramlar ve uluslararası uygulamaları;
ikinci Modül'de; AB sürecindeki Türkiye’de yaşanan güncel ve teknik değişimler, iş dünyasının yükümlülükleri, doğacak fırsatlardan nasıl yararlanılacağı, maliyet ve olası risklerin nasıl yönetileceği ve AB'ye yeni üye ülkelerin deneyimleri;
Üçüncü Modül'de; seçmeli olarak iki bölümde enerji ve kirliliği önleme temaları ve;
Dördüncü Modül'de ise; somut uygulamalar ve şirketlerde sürdürülebilirlik yönetimi ve uluslararası finansman kaynakları derinlemesine işlenecek.
Ayrıntılı bilgi için bkz : http://www.sd-certificate.info
Kurumların yakın gelecekte hayatta kalabilmelerini sağlamak için gerekli insan kaynağını ve doğal kaynakları bugünden korumaları, bunu yaparken de hissedarlar için karlılığı artıracak şekilde gerekli strateji ve aktiviteleri oluşturmaları diye de özetlenebilen Sürdürülebilir Kalkınma modelinin kurumlar tarafından da uygulanabilmesi için tasarlanan Sertifika Programı kapsamında düzenlenecek eğitimlerde şu konular yer alıyor:
Türkiye'de uyumlaştırma çalışmaları başlayan AB çevre mevzuatı;
çevre mevzuatının sanayi açısından zorlukları;
çevresel yatırımların finansmanı;
kredilendirilebilir projeler;
çevre dostu innovasyon;
sürdürülebilir raporlama;
atık minimizasyonu;
karbon yönetimi;
enerji verimliliği;
yeşil pazarlama;
sürdürülebilir tüketim ve üretim.
Söz konusu eğitimler, Boğaziçi Üniversitesi, REC Türkiye, Avrupa Komisyonu, Avrupa'nın önde gelen üniversite ve özel sektör kuruluşlarında görevli, deneyimleri uluslararası ölçekte kabul gören pazarlama, ekonomi, çevre ve sürdürülebilir kalkınma uzmanları tarafından verilecek.
Boğaziçi Üniversitesi Bebek yerleşkesinde 29 Mart- 28 Mayıs 2008 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan ve iş dünyasının gereksinimleri hedef alınarak dört ayrı modülden oluşan Sertifika Programına kurumlardan talep gelmesi halinde modül bazlı katılım da mümkün olabilecek.
Birinci Modül'de; Sürdürülebilir Kalkınma alanında genel kavramlar ve uluslararası uygulamaları;
ikinci Modül'de; AB sürecindeki Türkiye’de yaşanan güncel ve teknik değişimler, iş dünyasının yükümlülükleri, doğacak fırsatlardan nasıl yararlanılacağı, maliyet ve olası risklerin nasıl yönetileceği ve AB'ye yeni üye ülkelerin deneyimleri;
Üçüncü Modül'de; seçmeli olarak iki bölümde enerji ve kirliliği önleme temaları ve;
Dördüncü Modül'de ise; somut uygulamalar ve şirketlerde sürdürülebilirlik yönetimi ve uluslararası finansman kaynakları derinlemesine işlenecek.
Ayrıntılı bilgi için bkz : http://www.sd-certificate.info
(bkz: bebeğim sağ olsun)
(bkz: bebeğim sağ olsun)
Avrupa Birliği mali desteğiyle Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen "Türkiye Üreme Sağlığı Programı" kapsamında resmi olarak 12 Ocak 2007 tarihinde başlayan ve bugüne kadar hazırlık çalışmaları tamamlanarak, uygulama aşamasına geçilen "Anne ve Yeni Doğan Sağlığı Konularında Toplum Bilincini Artırmaya Yönelik Kitlesel iletişim Kampanyası"nın kısa adı olan Bebegim Sag Olsun kampanyasının internet adresidir.
"Bebeğim Sağ Olsun" kampanyasının genel amacı; kitle iletişim araçlarını ve diğer iletişim kanallarını içeren bir bilgi ve eğitim kampanyası aracılığıyla anne ve yenidoğan ölümlerinin önlenmesine dair kamuoyunda farkındalığın artırılmasıdır.
Çünkü;
Ülkemizde yılda 1 milyon 780 bin gebelik yaşanıyor.
Türkiye'de anne ölüm hızı 100 bin canlı doğumda 28.5 olarak gerçekleşiyor,
1000 yeni doğandan 17'si hayatını kaybediyor,
Anne ölümlerinin % 61.6'sı Türkiye'nin mevcut koşullarında önlem alınabilecek nedenlere bağlı,
Anne ve yenidoğan ölümlerinin önemli bir bölümü ilk 24 saat içinde gerçekleşiyor.
Sağlıklı gelecek nesillere ulaşılmasının ilk adımını oluşturan sağlıklı gebelik, sağlıklı doğum ve sonrasının koşullarının anlatıldığı "Bebeğim Sağ Olsun" kampanyasının öncelikli hedef kitlesi; özellikle, kırsal bölgelerde yaşayan, eğitim edinimi ve sosyo-ekonomik düzeyi alt grupta yer alan 15-49 yaş arasındaki kadınlardır. Kampanya ayrıca, söz konusu kadınların karar almasında etkili olan eş, kayınvalide gibi aile bireylerinin yanı sıra toplum önderlerine de hitap etmektedir.
Kampanya tüm Türkiye'de uygulanacak olup, T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından tespit edilmiş olan 15 ilde kampanya faaliyetleri yoğunlaştırılacaktır. Söz konusu illerin tespitinde, T.C. Sağlık Bakanlığı'nın için "Türkiye Üreme Sağlığı Programı" kapsamında 2006 yılında gerçekleştirilen "Sağlık Arama Davranışı Araştırması" verilerinin de kullanılması sonucu, anne ve yenidoğan ölüm hızı yüksek Türkiye ortalamasının üzerinde, yoğun göç alan bölgelerden veya çevre illere etkisi nedeniyle merkez konumundaki illerin seçilmesine özen gösterilmiştir. Türkiye çapında uygulanacak "Bebeğim Sağ Olsun" kampanyasında Ağrı, Ankara, Artvin, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Kayseri, Kars, istanbul, izmir, Mersin, Muş, Siirt, Şanlıurfa ve Van illerine özel önem verilmektedir.
"Bebeğim Sağ Olsun" kampanyasının genel amacı; kitle iletişim araçlarını ve diğer iletişim kanallarını içeren bir bilgi ve eğitim kampanyası aracılığıyla anne ve yenidoğan ölümlerinin önlenmesine dair kamuoyunda farkındalığın artırılmasıdır.
Çünkü;
Ülkemizde yılda 1 milyon 780 bin gebelik yaşanıyor.
Türkiye'de anne ölüm hızı 100 bin canlı doğumda 28.5 olarak gerçekleşiyor,
1000 yeni doğandan 17'si hayatını kaybediyor,
Anne ölümlerinin % 61.6'sı Türkiye'nin mevcut koşullarında önlem alınabilecek nedenlere bağlı,
Anne ve yenidoğan ölümlerinin önemli bir bölümü ilk 24 saat içinde gerçekleşiyor.
Sağlıklı gelecek nesillere ulaşılmasının ilk adımını oluşturan sağlıklı gebelik, sağlıklı doğum ve sonrasının koşullarının anlatıldığı "Bebeğim Sağ Olsun" kampanyasının öncelikli hedef kitlesi; özellikle, kırsal bölgelerde yaşayan, eğitim edinimi ve sosyo-ekonomik düzeyi alt grupta yer alan 15-49 yaş arasındaki kadınlardır. Kampanya ayrıca, söz konusu kadınların karar almasında etkili olan eş, kayınvalide gibi aile bireylerinin yanı sıra toplum önderlerine de hitap etmektedir.
Kampanya tüm Türkiye'de uygulanacak olup, T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından tespit edilmiş olan 15 ilde kampanya faaliyetleri yoğunlaştırılacaktır. Söz konusu illerin tespitinde, T.C. Sağlık Bakanlığı'nın için "Türkiye Üreme Sağlığı Programı" kapsamında 2006 yılında gerçekleştirilen "Sağlık Arama Davranışı Araştırması" verilerinin de kullanılması sonucu, anne ve yenidoğan ölüm hızı yüksek Türkiye ortalamasının üzerinde, yoğun göç alan bölgelerden veya çevre illere etkisi nedeniyle merkez konumundaki illerin seçilmesine özen gösterilmiştir. Türkiye çapında uygulanacak "Bebeğim Sağ Olsun" kampanyasında Ağrı, Ankara, Artvin, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Kayseri, Kars, istanbul, izmir, Mersin, Muş, Siirt, Şanlıurfa ve Van illerine özel önem verilmektedir.
"Bebeğim Sağ Olsun, Avrupa Birliği mali desteğiyle Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen "Türkiye Üreme Sağlığı Programı" kapsamında resmi olarak 12 Ocak 2007 tarihinde başlayan ve bugüne kadar hazırlık çalışmaları tamamlanarak, uygulama aşamasına geçilen "Anne ve Yeni Doğan Sağlığı Konularında Toplum Bilincini Artırmaya Yönelik Kitlesel iletişim Kampanyası"nın kısa adıdır.
"Bebeğim Sağ Olsun" kampanyasının genel amacı; kitle iletişim araçlarını ve diğer iletişim kanallarını içeren bir bilgi ve eğitim kampanyası aracılığıyla anne ve yenidoğan ölümlerinin önlenmesine dair kamuoyunda farkındalığın artırılmasıdır.
Çünkü;
Ülkemizde yılda 1 milyon 780 bin gebelik yaşanıyor.
Türkiye'de anne ölüm hızı 100 bin canlı doğumda 28.5 olarak gerçekleşiyor,
1000 yeni doğandan 17'si hayatını kaybediyor,
Anne ölümlerinin % 61.6'sı Türkiye'nin mevcut koşullarında önlem alınabilecek nedenlere bağlı,
Anne ve yenidoğan ölümlerinin önemli bir bölümü ilk 24 saat içinde gerçekleşiyor.
Sağlıklı gelecek nesillere ulaşılmasının ilk adımını oluşturan sağlıklı gebelik, sağlıklı doğum ve sonrasının koşullarının anlatıldığı "Bebeğim Sağ Olsun" kampanyasının öncelikli hedef kitlesi; özellikle, kırsal bölgelerde yaşayan, eğitim edinimi ve sosyo-ekonomik düzeyi alt grupta yer alan 15-49 yaş arasındaki kadınlardır. Kampanya ayrıca, söz konusu kadınların karar almasında etkili olan eş, kayınvalide gibi aile bireylerinin yanı sıra toplum önderlerine de hitap etmektedir.
Kampanya tüm Türkiye'de uygulanacak olup, T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından tespit edilmiş olan 15 ilde kampanya faaliyetleri yoğunlaştırılacaktır. Söz konusu illerin tespitinde, T.C. Sağlık Bakanlığı'nın için "Türkiye Üreme Sağlığı Programı" kapsamında 2006 yılında gerçekleştirilen "Sağlık Arama Davranışı Araştırması" verilerinin de kullanılması sonucu, anne ve yenidoğan ölüm hızı yüksek Türkiye ortalamasının üzerinde, yoğun göç alan bölgelerden veya çevre illere etkisi nedeniyle merkez konumundaki illerin seçilmesine özen gösterilmiştir. Türkiye çapında uygulanacak "Bebeğim Sağ Olsun" kampanyasında Ağrı, Ankara, Artvin, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Kayseri, Kars, istanbul, izmir, Mersin, Muş, Siirt, Şanlıurfa ve Van illerine özel önem verilmektedir."
Kaynak: http://www.bebegimsagolsun.org
"Bebeğim Sağ Olsun" kampanyasının genel amacı; kitle iletişim araçlarını ve diğer iletişim kanallarını içeren bir bilgi ve eğitim kampanyası aracılığıyla anne ve yenidoğan ölümlerinin önlenmesine dair kamuoyunda farkındalığın artırılmasıdır.
Çünkü;
Ülkemizde yılda 1 milyon 780 bin gebelik yaşanıyor.
Türkiye'de anne ölüm hızı 100 bin canlı doğumda 28.5 olarak gerçekleşiyor,
1000 yeni doğandan 17'si hayatını kaybediyor,
Anne ölümlerinin % 61.6'sı Türkiye'nin mevcut koşullarında önlem alınabilecek nedenlere bağlı,
Anne ve yenidoğan ölümlerinin önemli bir bölümü ilk 24 saat içinde gerçekleşiyor.
Sağlıklı gelecek nesillere ulaşılmasının ilk adımını oluşturan sağlıklı gebelik, sağlıklı doğum ve sonrasının koşullarının anlatıldığı "Bebeğim Sağ Olsun" kampanyasının öncelikli hedef kitlesi; özellikle, kırsal bölgelerde yaşayan, eğitim edinimi ve sosyo-ekonomik düzeyi alt grupta yer alan 15-49 yaş arasındaki kadınlardır. Kampanya ayrıca, söz konusu kadınların karar almasında etkili olan eş, kayınvalide gibi aile bireylerinin yanı sıra toplum önderlerine de hitap etmektedir.
Kampanya tüm Türkiye'de uygulanacak olup, T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından tespit edilmiş olan 15 ilde kampanya faaliyetleri yoğunlaştırılacaktır. Söz konusu illerin tespitinde, T.C. Sağlık Bakanlığı'nın için "Türkiye Üreme Sağlığı Programı" kapsamında 2006 yılında gerçekleştirilen "Sağlık Arama Davranışı Araştırması" verilerinin de kullanılması sonucu, anne ve yenidoğan ölüm hızı yüksek Türkiye ortalamasının üzerinde, yoğun göç alan bölgelerden veya çevre illere etkisi nedeniyle merkez konumundaki illerin seçilmesine özen gösterilmiştir. Türkiye çapında uygulanacak "Bebeğim Sağ Olsun" kampanyasında Ağrı, Ankara, Artvin, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Kayseri, Kars, istanbul, izmir, Mersin, Muş, Siirt, Şanlıurfa ve Van illerine özel önem verilmektedir."
Kaynak: http://www.bebegimsagolsun.org
"Hayır, uyumuyorum, sadece gözlerimi dinlendiriyorum"
sahtekar insandır.
kocasına, kocasından fazla maaş aldığını söylemeyen kadındır.
-yooo, dışarda değilim. walla, babamlar geldi eskişehirden, evdeyiz. yahu dışarıya çıksam seni de kesin çağırırdım, biliyorsun. müzik sesi mi? yok yok, televizyonun sesi o.
bir gün mercedes'e, bir gün alfa romeo'ya binen komşumuzun yakışıklı oğlu. mühendis olduğuna dair rivayetler var ama ben onun daha çok bir oto galerisinde çalıştığını düşünmeye başladım.