bugün

hiçbirşey ifade etmeyen olgudur. çok sıkı bir kemalist olarak şunu söyleyebilirim ki, bu bize hiçbir şey anlatmaz veya fenerbahçeye hiçbirşey katmaz, anlamsızdır. atatürk rakıyı çok severdi bende hastasıyım rakının diye övünmekten farkı yoktur. ayrıca eğer takımların taraftarları olan özellikle tanınmış kişiler takımlara birşeyler katacak yada götürecekse atatürk ün fenerbahçeliliğiyle övünen fenerbahçeliler rte'nin fenerbahçeliliğini nasıl açıklayacaklardır bu bir. ikincisi atatürk acaba bugün yaşasaydı avrupada istisnasız rezil olmaktan başka birşeye yaramayan fenerbahçeye, avrupada dönem dönem sürekli başarılar elde etmiş, uefa kupasını almış, şampiyon kulüpler kupasında yarı final, şampiyonlar liginde çeyrek final oynamış birde süper kupa sahibi olan ve avrupada yenmemiş takım bırakmayan galatasaraydan daha mı çok sempatiyle bakardı. en iyisi bu konuya hiç girmeyelim. atatürkün tuttuğu takımı tutmakla övünmeyi bırakalım gerçeklere dönelim bakın rte de atatürkle aynı takımı tutuyor ama şeyhler önünde diz çöküyor. demek ki neymiş önemli olan fikirlermiş. tutulan takımın,içilen içkinin,giyilen çorabın renginin bir önemi yokmuş.
(bkz: ataturk un fenerbahcelı olması)

edit: bu entry, ba$lık yanlı$ açıldığı için girilmi$, hatta ba$lığı açan yazarla mesajla$ılmı$, bir sorun olmadığı anla$ılmı$ ve moderatorlerin, ba$lığı düzeltmesi için burada durmaktadır. neyini eksiliyorsun karde$im, sözlüğü ben mi öğreteceğim sana? anlamadın mı neden böyle bir entry girildiğini? *
tabiki hiç bir şeyi degiştirmez! ama bu baslıktan bile fener e bok atmak isteyen zihniyetleri görmekteyiz! ama sunu bilsin ki bazıları daha düne kadar bundan 10-15 sene öncesine kadar fener in basarılarının nerdeyse yarısı kadar olan takımların taraftarları simdi aldıkları gecici basarılarla avunmasınlar cünkü bunlar ilk ve sondu 40 yılda bir olacak seylerde bir daha ancak torunları görür bunu! ve ayrıca fenerbahce nin neden bu kadar büyük oldugunu merak edenler biraz gecmiş yıllara baksın sırf geride kalan 10 yıllık tarihe degil!
ayrıca atatürk ün, aslında cok önemli olmasa da yine de fenerbahceli olması birilerinin bazı seyleri anlaması acısından sevindirici bir seydir...
atatürk,kendisinin fenerbahçeli olmasıyla övünen ama atatürk karşıtlarına oy veren,tuttuğu takımla içtiği içkiyle aynı takımı tutup aynı içkiyi içenleri ve sırf bu yüzden bununla övünenleri görseydi eminim kan ağlardı.bu arada atatürk hiçbir başarı tesadüf değildir kelimesini bizzat kullanmış insandır bilmem anlatabildim mi?
(bkz: galatasaraylıyım ve senden daha iyi atatürkçüyüm)
(bkz: atatürkçülük kimsenin tekelinde değil)
atatürk ün fenerbahceli olması belki bir tesadüftür belki degildir belki bir sempatidir vs. bunu tam olarak kimse bilemez ama sunu herkes bilmelidir ki kimse fenerbahce nin tarihine sacma sapan yalan iftiralar atamaz ve fenerbahceyi vatan hainligiyle suclayamaz! bu klubün futbol takımı bundan yaklasık 90 yıl önce ingiliz ve rum takımlarına sahada defalarca haddini bildirmiş ve türklerin gururu olmustur. ayrıca cepheye her türlü yardımı yapmıs, kurtulus savasına katılmıstır herseyi ile! bu yüzdendir ki türkiye de en cok fenerbahceli vardır en büyük fenerbahcedir bu yüzdendir ki en büyük türk fenerbahcelidir...
doğru olup olmadığı şahsen beni ilgilendirmeyen bir iddiadır. ha ben şunu belirtmek istedim sadece : Dr. Nazım Bey'in 1916-1918 tarihleri arasında Fenerbahçe Başkanlığı yaptığı doğrudur. ancak suikast olayı 1926'da gerçekleştirilmiştir. ayrıca dr. nazım'ın suikast olayına tam olarak karışıp karışmadığı da belli değildir. atatürk kendisinin suçsuz olduğuna inanmış olacak ki dr. nazım'In ailesine kendisi idam edildikten sonra maddi manevi destek olmuştur. bu suikast olayını fenerbahçe'yle bağdaştırmak bildiğin şeref noksanlığıdır. bel altına vurmaktır. eski gs başkanlarından faruk süren'de hayali ihracattan yargılanmıştır. çıkıp kimse "galatasaray dolandırıcı klüp, hayali ihracatçı bunlar" diyor mu? demiyor. öyleyse susun. adam olun!
Atatürk; 1930, 1932 ve 1933 yıllarında Galatasaray Lisesi'ni ziyaret etmiştir. Bunlardan ilkinin haberi Cumhuriyet Gazetesi'nde manşetten şöyle verilmişti:

'Reisicumhur dün Harp Akademi'sini, Mülkiye'yi, Harbiye'yi ve Galatasaray'ı ziyaret etti.'

ilk ziyaret sırasında lisenin müdürü olan Fethi isfendiyaroğlu o günün 'perde arkasını' yıllar sonra bana şöyle anlatmıştı:
Müdür odasındayız. Reisicumhur, 'lütfen masamı şereflendirmeleri' önerimi 'Hayır müdür bey! Herkes kendi yerinde oturmalı ve oturduğu yeri de haketmelidir!...' sözleriyle reddettiğinden ben de yanlarında ve ayakta durmayı yeğlemiştim. Okul ve öğrenimle ilgili sorularını yanıtlıyorum. Kahveler içilirken, içişleri Bakanı, yakın arkadaşı ve okulun eski öğrencilerinden Şükrü Kaya Bey, Gazi'nin kulağına eğilerek:

Harp Akademisi, Harbiye, Mülkiye anladım da niçin Galatasaray, Paşam, diye soruyor; yoksa siz de bizden misiniz?

- Ben kulüp tutmam, çocuk... Çünkü hepsi benimdir. Hem; sivil veya asker toplumun tamamına hizmet veya kumanda edenler bir kulübü tutsalar bile -görev sırasında- bunu açıklamazlarsa isabet ederler. Aksi halde, otoriteleri sarsılır ve tartışılır. Tefrika (ayrımcılık, nifak) yaratmış olurlar. O nedenle dikkatli olmalarını tavsiye ederim.

KAYNAK:
Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği
Orhan Karaveli
2005 (istanbul)
PERGAMON YAYINLARI
kesinlikle yalan ve uydurma bir düşünce.
şehir efsanesidir. elle tutulur, dişe dokunur tek bir kanıt bile yoktur, febelilerin kendini kandırmasıdır..
tarihin arka odası programında murat bardakçı'nın da dile getirdiği üzere, atatürk herhangi bir takımı tutmuyor aksine futbolla da arası neredeyse hiç yoktur. "kanıt" olarak gösterilen fenerbahçe kulübüne yaptığı ziyarette doldurduğu hatıra defteri mi ne o işte.

"türkiye'nin 4-5 futbol kulübünden birini ziyarete gidiyor, deftere 'siz ne rezil bi kulüpsünüz' falan yazacak değil. tabiki övgü cümleleri yazacak"

şimdi türkiye cumhuriyeti başbakanını ele alalım fenerbahçeli. galatasaray'ın herhangi bi avrupa başarısında, galatasaray'a tebrik mesajı gönderince nasıl galatasaraylı sayılmayacağı gibi mustafa kemal atatürk'ün de fenerbahçeli olduğu yönünde kesin kanıtlar yoktur.

çok önemli not : burda "atatürk ile tayyip'i kıyaslamış, ikisini aynı kefeye koymuş" diyecek ilk insanoğlu çeşitli dayak unsurları ile ödüllendirilecektir.
rambo okan var bi de hani şu fenerden daha fazla sportif başarısı olan.
fenerbahçelilerin kendini kandırmasıdır.
atatürk ün fenerbahçeli olmasını tartışmaktan çok fenerbahçe nin ne kadar atatürkçü olduğunu sorgulamak gerekir. kendisini cumhuriyet olarak lanse eden bir takımı Türkiye Cumhuriyeti nin kurucusunun tutuyor olması pek mantıklı gelmiyor. ayrıca demokratik olarak bakıldığında da fenerbahçe bir başkanlık sistemi gibi yönetilirken galatasaray parlementer sisteme şeffaf ve demokratik yönetim anlayışıyla daha yakındır. şimdi atatürk fenerbahçeli miydi ? tabi tabi...
(bkz: atatürkün tuttuğu takımın yarı brezilya takımı olması)
(bkz: atatürkün tuttuğu takımın türkiye kupasını alamaması ve küçümsemesi)
(bkz: atatürkün tuttuğu takımın avrupada sıfır çekmesi)
çok da tınlıyoruz hani..
aslında doğrudur diye bizler tarafından tekrar tekrar onaylanmasına hiç gerek olmayan konudur çünkü zaten fenerbahçelidir atatürk.

buna yanlış diyen zaten karakter olarak bitiktir, eziktir, biraz da salaktır. şimdi böyle birini hayal edin çıksın size "hayır değil" desin. ee sallamaya gerek var mı arkadaşım?
doğru olması durumunda diğer takım taraftarlarının ne atatürk'e bakışı ne de fenerbahçe'ye bakışını değiştirmeyecek - değiştirmemesi gereken iddia.
atatürk'ün bu kadar çok rakı içme sebebidir muhtemelen, aziz yıldıvım yoktu o zamanlar belki ama olsun fener sonuçta.

(bkz: içme sebebi)
kanıt;
http://www.turkfutbolu.net/tarih/ata.html

kabullenmeler;
(bkz: #5980201)
(bkz: #5980219)
(bkz: #5980224)
(bkz: #5980351)

kabullenilmese bu yazılanların hepsi, hayır atatürk x takımlıydı şeklinde olurdu, çünkü dediğim gibi karakteriniz bunu gerektiriyor. son olarak da eziklik ve salaklık taraf değiştirmiyor, aynı kişilerin etrafında hala.

edit ve bilgilendirme: fenerbahçe klubüne atatürk tarafından yapılan ziyaret 3 mayıs 1918 günüdür, diğerleri gibi 1930 larda değil.
her üç kulübüde ziyaret etmiş ve defterini aziz elleriyle imzalamıştır..
(bkz: http://www.galatasaray.or...h/pages/tarih_ataturk.php)

edit: haklısın bak yine değiştirmedi etrafında dönüyor, top elinde kaldı..
--spoiler--
Futbol meselesi de böyle bir ileri görüşlülük içerir.. Atatürk sanki o zamandan toplumun nasıl sapıtacağını kestirmiş, herhangi bir takım lehine aleni görüş belirtmemiş..

Hayatında futbol pek yok zaten..

Bugünkü Fener Stadyumu'na adını veren Şükrü Saracoğlu biraz kanına girmiş..

Bay Saracoğlu..

Şükrü Saracoğlu tam bir Fener fanatiği ve futbol hastası.. Atatürk'ün en şımarttığı iki hükümet adamından biri.. Diğerini de Hikmet Bayur diye bilirim..

Atatürk yüksek standartlarda yaşamayı seven bir keyif ehli.. Şükrü Saracoğlu da öyle.. Yemede, içmede, giyimde yaşam ölçüleri örtüşüyor..

Atatürk'ün teveccühünü çok iyi hissettiği için de yanında hem pervasız hem de tabir caizse biraz şımarık çocuk gibi..

Atatürk'ün hazır bulunduğu bir davete geç katılıp, ev sahibi hanımefendinin ne içersiniz sorusuna "Şampanya.." cevabı vermesi bu rahatlıktan..

Ev sahibi tedariksiz.. O zamanın Ankara'sında şampanyayı nereden bulacaksın? Polis müdürü Dilaver rakı damıtmayı bilir ama şampanyayı keşfetmemiş..

Saracoğlu'nun ikide bir "Nerede kaldı şampanyam?" diye çocuklaşmasından bunalan ev sahibesi kulağına "Babanız da mı şampanya içerdi.." diye fısıldamasın mı?
---
işin kötüsü bu fısıltılı kabalaşmayı Atatürk fark etmesin mi? Sevgili prensinin böyle azarlanmasına kızıp ayağa kalkmış ve "Hanımefendi.. Siz bir grup beyefendiyi ağırlayacak kadar iyi ev sahibesi değilsiniz.." diyerek evi terk etmiş..

Nuri Conker'in sinirini yatıştırmak için otomobilinde Ata'nın yanına oturması ve gülümseyerek;

"La hayre fi hinne, ve la budde min hunne.." demesi bu olaydan sonradır.. Kadınlara dokundurmuş.. Meali şöyle:

"Onlardan hayır yoktur ama lüzumludurlar.."

Maç kaç kaç?

Futbol konusunda Atatürk'ün kanına giren de Şükrü Saracoğlu'dur.. Rahmetli adalet ve dışişleri bakanlıkları yapmıştı.. inönü'nün de başbakanıydı..

Futbolla yatıp futbolla kalkardı.. Daha doğrusu Fenerbahçe ile..

1932'deki saha içi ilk büyük vukuatı o bastırdı..

Taksim Stadı'nda yumruk yumruğa birbirine girişen Fenerli ve Galatasaraylı futbolcuları bakan olarak adliyeden çekip alan, tutuklanmaktan kurtaran odur..

Atatürk'ü de ağır ağır işleyerek Fenerbahçeli yaptığı bilinir.. Hem de istanbul'da oynanan bir Fener-Galatasaray maçının sonucunu merak edecek kadar..

---
Yanımda kitaplarım olmadığı için kimin anılarında, hangi anekdotta rastladığımı yazamıyorum.. ilerde düzeltirim söz..

Maç istanbul'da oynanıyor.. Bunlar Ankara'da..

Atatürk telefonla maçın gidişatı hakkında bilgi alıyor.. Bir ara Fener 3-1 ileri geçince, Galatasaray'ı tutan bakanlardan Necmettin Sadak'a takılıyor..

Sadak'ın suratı asılıyor.. Derken bir telefon daha geliyor.. Atatürk mesajı öğreniyor ve Galatasaraylı Sadak'a dönüp "Sizinkiler de iki tane atmış.. Maç üç üç bitmiş.. iyi oldu.. Ne siz üzüldünüz ne biz.." diyor..

Artık anlayın hangi takımı tuttuğunu..
--spoiler--

galatasaray kongre üyesi selahattin duman - 23 nisan 2006
garip de bir önermedir. ben olsam başkanı beni öldürmeye çalışan bir takımı tutmam.
(bkz: doktor nazım bey)

not: kimselerin zoruna gitmesin. tamamen gerçektir.
fenevbahce zamiasının gurur kaynağıdır.
galatasaray'lı arkadaşların kabullenemeyip bok attığı gerçektir bu. bu gerçeği tasdik eden dönemin galatasaray'lı yöneticileri de vardır. hani şu masada 3 e 2 galatasaraylıların fazla olduğu anda "ben de fenerliyim 3 e 3 üz" dediği olaydaki galatasaray'lılar. kulüp defterine yazdığı samimi yazının hiçbir benzeri de başka bir kulüpte yoktur. galatasaray lisesine yaptığı ziyareti kulüp ziyareti gibi göstermek çocukça bir sidik yarıştırmacasından başka birşey değildir. 1932'de kulüp binamız yandığında da ilk bağış yine mustafa kemal atatürk'ten gelmiştir. hala kabullenemeyenlere soda öneriyorum.

e kabullenemekte mazur görülmesi gereken birşey. ulu önderin ezeli rakibi desteklemesi kimin hoşuna giderki ? aksi olsaydı ben de çok rahatsız olurdum. umursamayanlar içinse ne ala.
önderimizin kurtuluş savaşı sürecine bilfiil katılmış, silah kaçırmış şehit vermiş bir kulübün taraftarı olması durumudur.

doğaldır.

ya bunların mı destekçisi olacaktı?

Fransa bayrağının mağlup Osmanlı topraklari uzerinde gururla dalgalanmasını
sağlayan, nam-ı diger 'küçük Fransa', galatasaray camiasina ve ordumuz ileri
gelenlerini en güzel şekilde ağirlayan galatasaray lisesi öğretmen ve
görevlilerine teşekkürü bir borç bilirim"

20.3.1915
Fransa Isgal Ordulari Kumandani
Jean-Pierre DUMOULIN

tabi ki kendisi Türk tarafından olur,

Fenerbahçe Kulübünün her tarafa mazhar-ı takdir olmuş bulunan asari
mesaisini işitmiş ve bu kulübü ziyaret ve erbab-ı himmeti tebrik etmeyi
vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifasi ancak bugün muyesser olabilmiştir.
Takdirat ve tebrikatimi buraya kayd ile mubahiyim."

5.5.1334 (3.5.1918)
ORDU KUMANDANI

(bkz: Mustafa Kemal ATATURK)

edit: bir de şu var;

Hala bugün, sultani mektebinin salonlarını aleyhimizde konferans verdirmek için ecnebilere küşade bulunduranlar var, bu gibilere lanet... (Büyük Nutuk, 220. Vesika 8211; Mustafa Kemal ATATÜRK )