bugün

kelimelerin kifayetsiz kalması durumudur
hissettirilemeyen bir durumun ifadeye dökülme isteği üzerine ortaya çıkmış olan başlık...
bir insan için final lap niteliğinde bir durumdur.ancak save etme şansın pek yoktur,geçtin geçtin..
kelimelerin kifayet konusunda aciziyet geçirdikleri durumdur. bu gibi durumlarda jest ve mimikler aksesuar parçalar olarak devreye girseler de çoğu zaman el ve kol hareketleri kullanılır..Misal yüksekten uçan birine nah göstermek onu defalarca mantıklı olmaya davet etmekten kat be kat daha hayırlıdır.
(bkz: vücut dilini kullanmak)
aşk'tır mesela.. ama her aşık şu soruyu mutlaka işitmiştir.. "benim neyime aşıksın müjdaat?" olmaz böyle bir soru. eğer sorulursa -ki soruluyor- da cevabı yoktur..
sonu boka saran eylemdir.
baktın anlatamayacaksın hiç girme konuya. eğer başlarsan sonu gelmiyor. ee sonu gelmeyince de duygu falan kalmıyor haliyle bünyede.
teşebbüs etmemekte fayda vardır. anlatacağım illa diye kasmak, anlatılmak istenen duyguları sıradanlaştırma tehlikesini de içerir ki bazan susmak daha çok şeyi anlatır.
duygu hoş insandır anlatılamayacak tarafı yoktur.
(bkz: iyi bilirdik)
(bkz: susmak)
(bkz: anlatılmaz yaşanır) geyiğiyle işin içinden sıyrılanabilinirse de* bu geyiği yapmamanız önemle rica olunur. **
(bkz: anlatamiyorum)
(bkz: sen sus da gözlerin konuşsun)
örneklendirmeyle kolaya indirgenecek olgu... $öyle ki :

- hadi bana mutluluk denilen $eyin tanımını yap...
+ mutluluk; sabah erken, örneğin saat 6:00'da kalkmak zorunda olduğumuz gece uyanıp, saate baktığımızda, saatin henüz 03:00'ü gösterdiğini görüp yumu$acık yastığa tekrar dönüldüğünde ya$anan duygudur.
anlatılamayacak duyguyu anlatamamakla sonuçlanacak durumdur.
anlatmaya çalışırsın, karşındaki anlamamakta ısrar eder, biraz daha açık olayım dersin ve saçmalamaya, batırmaya başlarsın. sonra ne mi olur? aslında hiç düşünmediğin, söylemek istemediğin sözler dökülür dilinden, susmayı da bilmek gerekir bazen diye iç geçirirsin.*
-bana nasıl aşık oldun birden mi?
-....
-en çok neyimi seviyosun peki?
-ya hayatım bunlar anlatılamayan duygular şimdi beni konuşturup saçmalamama sebeb olma.
-hadi ama ya iyi ki bişey sorduk.
-hani dolmuşta fazla para verirsin üstü gelmez adam da para alış verişini bitirmiş inceden yola odaklanmıştır şimdi seslenip tüm dikkatleri üzerine çekmek ve adamı da vay şerefsiz tadında zan altında bırakmamak için o anda bağırıp bağırmamak arasında kalır düşünürsün, "ya inerken isterim" yada "lan inerken bu şerefsiz inkar eder bizim paranın üstüne yatar en iyisi soğumadan istemek" falan filan diye.
-eeeee
-işte ben senin en çok; öyle bi anda bizim 5 milyonun üstü vardı diye bağırabileme cesaretini sevdim.
-ne acayipmiş.
-ya öyle soruya böyle cevap işte.
aslında anlatmaya çalışan kişinin de anlamlandıramadığı lakin bi şekilde içinde varolan duygulardır. o anda ne edebiyat, ne güzel konuşma becerisi sadece kafa karışıklığı ve karşısında 'en azından duyguları var' diye düşünerek bile mutlu olabilecek değerli ama kırık bir kalp!!!
karşıdaki kişinin anlatılamayan duyguları anlamaya çalışmasıyla bir döngü yaratacak kavram, olay, olgu.
hicbir zaman yapılamayacak istir. iyi ki yapılamayandır cunku yetersiz kelimelerin etrafında donerek sıradanlıga kavusturulan bir duygunun, o anlatılamadıgı, kisinin sadece kendisinin hissedebilecegi halde kalması en guzelidir.
yapılması zor olan bir iştir. genelde birkaç kelime ile, bazen de anlam yüklü bakışlarla anlatılır, uzun uzadıya cümleler kurmak ve kendini hırpalamak anlamsız olanıdır. istersin içini dökmek, istersin ki tam anlamıyla anlatmak aklından geçenleri. ama dil buna izin vermez... cümlelerin yerini kelimeler, kelimelerin yerini bakışlar, bakışların yerini de dokunuşlar alır bazen.
belki de yazmak denenmelidir anlatabilmek için.
duyguları resmetmeye çalışmanın daha etkili bir yöntem olacağını düşünme durumu.
kişinin kendi saçını başını yolmasına yol açan hadiseler toplamı.