bugün

bir garip gri sehir. hem yalnizligini cektiginiz hem baglandiginiz hem nefret edip hem yere goge sigdiramadigimiz sehir. ankarayi sevmek biraz garip bi' olay.

(bkz: behzat c)

(bkz: cem adrian)

(bkz: meclis parki)

(bkz: tunali hilmi)

(bkz: melih gokcek)

(bkz: sakarya caddesi)

(bkz: dost kitapevi onu)

(bkz: karanfil)

(bkz: konur sokak)

(bkz: eymir)

(bkz: mogan)
Sebepsiz sevebilmektir!
doğa yerine adım başı biten avmleri mi sevelim,
doğa istiyorsan gitmen gereken 90 km. lik bozkır yolları mı sevelim,
tunalı hilmi de iki bira içicez derken birbirine yapışmış masalarda bol gürültülü sohbeti mi sevelim,
sakarya'ya geldiğinde ortamlarım kalitesizliğini mi sevelim,
eymir'e business kartsız girilemediğini mi sevelim,
parklarda başörtülü bacı rahatsız olmasın diye içilmeyen alkolü mü sevelim,
i.melik gökçek'in bir çok halktan * yol yaptı diye daire başına topladığı 600-2000 tl aralığındaki soyulmayı mı sevelim,
kadının etekli veya topuklu ayakkabı ile çoğu bölgesinde adının yollu olmasını mı sevelim,
çankaya'da bir daireye trilyon ödeyip, manzaranın karşıdaki osman ağanın dairesine bakmasını mı sevelim,
adına şiir - şarkı yazan adamı mı sevelim,
bilmiyorum gerçekten.
Sevilecek pek bir yanı yoktur keratanın.. Sebepsizdir.
Sebepsiz yere gerçekleşen eylemdir.
Sevebilmek icin en az 10 sene yasamak gerek. Fakat bu bir gercektir ki istanbul ne kadar buyukse ankara da o kadar ozeldir.
Bursa görülmemişse normaldir.

not: Ankara da yaşıyorum.
Bir şehri sevmek o şehri kimin sevdirdiğiyle alakalıdır.
içinde yaşarken hissedemeyeceğiniz eylemdir. Ben de orada yaşarken az küfretmedim ankaraya ama dışına çıkınca inceden bir özlemek de gelmedi değil hani.
her şey gibi bu da teknik bilgileriyle falan değil, içinizdeki yansımasıyla ilgilidir. burada tanıdığım insanlarla burada öğrendiklerimle çok özel ve güzel bir yer oldu. yaşadığım şeylerle şehri bağdaştırdığımda yüzümü sıcacık gülüyorken buluyorum. çünkü şehirle alakalı değil, en başta insanın kendisiyle alakalı bir durum. ama bana eşlik eden ankara’yı seviyorum, evet.
Bakın çok ilginç.. Ankara'yı sevenlerin ortak özelliği haftasonu, milli/dini bayram, izin gibi ilk boşlukta Ankara'dan kaçmalarıdır.
Mal eylemidir.
Şehri değil şehirdeki dostlukları severler genelde çok arkadaşımız var sahil kenarı şehirlerinde yaşayanlar , mezun olduktan sonra Ankara'yı özlüyorlar her halükarda.
Seviyorum ve terk etmeye hazırlanıyorum. Canım Ankara’m umarım bundan sonra çok sık görüşmeyiz.
istanbullu'yum.askerliğimde evet evet hemde askerliğimde ilk defa gördüğüm ankara'yı istanbuldan daha çok seviyorum.
sadelik var
safiyet var
dinginlik var
Anadolu asaleti var
Ve Bozkır...
ankara cok garip bir sehir. bir yandan nefret ederken bir yandan da seni icine cekebiliyor. bir bakiyorsun, guvenpark'ta sallana sallana dolmuslara yururken icinden ankara sokaklari soyluyorsun. bir bakiyorsun, sevdiginin yuzune bakarken icinden ankara'da asik olmak soyluyorsun. istanbul yolundasin, geri donuyorsun sehrine, istanbuldayim soyleyerek donuyorsun. bir daha donmek istemiyorsun, ayni yolda yeniden yurumem diyorsun ama kendini yeniden ne zaman bilet alabilirim diye dusunurken bulabiliyorsun.