bugün

"dünyadan ve yurttan gün içerisindeki tüm gelişmelerle karşınızdayız" diyerek yayına başlayan,yayın saati kanaldan kanala farklılık gösteren televizyon proğramı.
türkiye'de halka, maddî elitlerin menfaatine göre fikir pompalayan, ahlâkî çöküntüyü öven, genel getirilerine bakıldığında ülke halkına, günah keçisi yapılmak istenen kurtlar vadisi'nden çok daha fazla zarar vermiş olan programlar.

"ana haber bültenleri yayınlanmasın" diyorum ben de. destek verenler "135 uyandırma hattı"nı arasınlar.
bazi kanaldakilarin magazin programlarindan farkli olmadigi bultendir.
insanların farkında olarak veya olmayarak her türlü psikozlarını, nevrozlarını ve bilimum psikolojik arazlarını masturbatif bir edayla izleyerek (her ne kadar çoğu öyle görünmese de) üzerine bir de sigara yakacak kadar rahatladıkları kesinlikle üzerinde ayrıntılı bir doktora tezi yapılabilecek, akşamlarımızın olmazsa olmazı, çayımızın şekeri, birbirinden sıkıcı akaşamlarımızın keyfi. tv. izlemememin en büyük nedeni.
(bkz: assolist)
artık bir saat süren ama sürmeyen ve kim kimin eline vermiş, şok şok bilmemnenin poposu gözükmüş, onun çocuğu varmış ama bakireymiş gibi magazin haline dönüşen zımbırtı.içi boş ve haberle alakası olmayan bültenlerdir.
seviyesiz insanların birbirlerine karşı sarfettiği seviyesiz cümlelerle başlayan ve muz cumhuriyetinde yaşayan manken, şarkıcı, oyuncu veya futbolcuların tamamen kişisel yaşamlarından anlam dolu dakikalarla sonlanan programlardır.
içeriğindeki magazin haberlerinin çokluğundan ötürü artık ana haber özelliğini yitirmiş olan haber bültenidir. Tabi lafımız cnn türk, ntv gibi kanallara değil.
özellikle show tv'de içeriğinden dolayı kusma nedeni olacak yayın zamanı.
ülkemizde gittikçe "az sonra"laşan, birkaç kanal dışında adam akıllı izleyemeyip sinir olduğumuz yurttan ve dünyadan -tv kanallarının %90ında haber değeri taşımayan- haberlerin enkırmenlerce sunulduğu program
Ülkemizde kanayan bir yaradır. Erdinç Dinçer ve Nedim Doğan gibi sanatçılarımızın vefatını bir cümle kelam bile etmeden geçerken, AĞACA asılacak adamları çıkarırlar haber bültenlerine; aklı fikri olana yer yoktur ana haber bülteninde en azından ülkemde anasıda babasıda aynı bok olandır, ana haber bülteni.
sunucularının deli para kazandığı tv programları.
gerilim dozu açısından en afilli hollywood yapımıyla her kulvarda yarışabilecek tv programları.

şahsen ben izleyemiyorum. itiraf ediyorum çok korkuyorum. bütün geceyi tüylerim diken diken, nabzım tavan yapmış şekilde geçirmek istemiyorum. requiem for a dream filminin müziği altında verilen her haber ürkütüyo beni. yasaklara karşıyım esasında ama valla yasaklasınlar şu müziğin haber bültenlerinde kullanılmasını. hadi akşam saat 7 ev kalabalık; anneye yakın oturunca etkiyi absorbe edebiliyo insan bi şekilde. ama o gece tekrarları yok mu? allahınızdan bulun emi...
memurların, emeklilerin, işçilerin neredeyse hiç kaçırmadan izlemeye çalıştıkları yayınlardır. iyi bir haber duymak için izlerler ama nafiledir. iyi olanı güzel olanı haber yapmazlar.
televizyonun en ciddi izlendiği anlardır. ses yapanlar susmaları için ikaz edilir. genellikle yemek saatleri ana haber bülteniyle çakışır. çatal bıçak sesleri eşliğinde izlenir. haberine göre aile bireylerinden alınan tepkiler sırasıyla şöyledir.

baba: senin allah belanı versin.
anne:gebermedi gitti bu.
ben:patronu konuşturuyo bunu.
baba:yemek ye konuşma olum.
ramazan dolayısıyla yine saçmalayama başlamış bültenlerdir.
göz damlası orucu bozarmı
uzmanlar ne yenmesini tavsiye ediyor
bilmem nereli 100 yaşındaki mahya ustasının acı hikayesi
sıcaklarda oruç tutacaklara tavsiyeler
hayır anlamıyorum büyük kısmı müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz bunlar bize dini en baştan saçma örneklerle öğretmeye çalışıyorlar. hepsi çok zeki biz izleyenler aptalız ya.
(bkz: iyi akşamlar türkiye)
(bkz: her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan)
(bkz: bsg)
yıllar içinde dandik mi dandik, adi mi adi bir hal almıştır bu haber bültenleri.
böyle vıcık vıcık, kalitesiz iğrenç şeyler haline gelmişlerdir. bir de utanmadan "haber" derler bu abidik gubidik şeylere, bir de utanmadan bir enchorman'i olur bu programımsı şeyin.

mesela, eşşek kadar büyüklükteki yazıda seyirciye el sallayan, göz zevkini bozan, hatta sinirini bozan imla hataları mı dersin, bir ilkokul çocuğunun bile üstesinden gelebileceği anlatım bozuklukları mı dersin, harf oyunlarıyla ilginç olduğu zannedilen, iğrenç haber başlıkları mı dersin.

torlasan toplasan, adam gibi, haber değeri taşıyan konulardan çıkartabileceğin yayın süresi 15-20 dk arası.
ama yok, saatlerce haber(!) veriliyor. bir de araya reklam falan sokuluyor. rezillik rezillik üstüne.
ya da youtube'da çok izlenilen bir video - şirin köpek, bebiş, komik kedicikler, cici civcivler, müthiş çocuklar - dahi haber niyetine veriliyor. yakında sözlükten en beğenilen entry'lere yer vermeliler bence. sözlüğün neyi eksik? o da çıksın ana habere.

mesela bugün show tv ana haber'de rastladığım o müthiş ve mutlaka prime time'a taşınması gereken haber şöyleydi;
muhabir kaplıcalara gitmiş, hamamda çekim yapmış dedelerle -hayır lan, o dedeler değil. bildiğin dede işte yanlış anlama-. haber bu. böyle yaşlı yaşlı adamlar hamamda suların içinde, göbek taşının üstünde, keselenirken, yıkanırken, hamam sonrası mayışırken falan... muhaberi de muhabir hani, işini o kadar iyi yapıyor ki, kendisi de girmiş hamama, kameramanını da sokmuş. böyle bizzat yaşayarak bildiriyor seyirciye. vay anasını ya!

bu muhabir şimdi haber yapmış, çalışmış mı oluyor? hamamda geçirdiği dakikalar ve dedelerle yaptığı neyi amaçladığı çözülemeyen röportajımsı şeyler haber mi? bu adam gazeteci mi? dedelerin hamam sefası bir haber mi?

bir de o bahsettiğim muhabirin haber bülteninde özel bir bölümü varmış, adı da dizi haber.
dizi haber ne lan?!

zaten ana haber bültenlerini sikimsonik isimler vererek 5-10 parçaya bölerek iş yaptıklarını zannedenlere de hastayım.
muhteşemler gerçekten, inanılmazlar, dahiyaneler.

bok haber, ot haber, zart haber, zurt haber... yaptığın habere sokayım senin ben.
uğur dündar, ali kırca ve mehmet ali birand'dan kurtulamadan gideceğimizin resmi olan bültenlerdir.
iki siyaset
iki facia haberi
gerisi
laylaylom galiba sana göre sevmeler tadında geçen
saçmalıklar bütünü.
eskiden haberler ana haber bültenlerinde izlenirdi. oturup haberlerin başlayacağı saati beklerdik ve o saatte haberleri izlemekten başka şey yapılmazdı. ama sonra haber kanalları türedi bir bir, saat başı bültenleri olmaya başladı, internet gelişti isteyen istediği zaman istediği haberi okuyup isterse de yorumlayabiliyordu.
dolayısıyla haber bültenlerinin eskisi kadar değeri yok artık.
neden baba haber bülteni yok diye sorduğum sorudur.
cinayet haberleri, mobeseye takılmış trafik kazaları, hırsızların dükkanı nasıl soyduklarını ve(ya) yakalandıklarından oluşan haber bülteni.
direkt küfür edilmemesi ama eleştirilmesi gereken bülten bozuntusu sıçmıklardır türkiye'de.

not: entry'i kişisel çevremden ve kendimden yola çıkarak yazdım, sonuçta nick benim entry benim. kısacası benim gözlemim.

öncelikle çocuk, kadın, erkek ve genç açısından ciddi değerlendirilmesine acilen ihtiyaç vardır zanımca. nedeni çok açıktır halkımızın (tüm kesimlerin) en az %70'i tarafından izlenmektedir. http://www.canlitv.com/rating/ şuradan bir toplama hesabıyla ulaşılabilir. (burada arka sokak tekrarı izleyen çaresiz kitleyi pepe izlemeye davet ediyorum, yeter ulan)

%70'lik bir halka yani türkiye'nin geleceği ve şimdisi olan kesime ne katıyor diye deşersek ucundan. yandaşlık artık zerre umrumda değil, bu dünyada televizyondan zaten gerçek bir bilgi öğrenmeyi bekleyemezsin. benim deşeceğim konu bunu her gün bir saat insanın ne hale geldiği.

bir çocuklar için; çocukken hüseyin üzmez'in tecavüz ettiği bir kız vardı, benimle aynı yaştaydık. bu haberi izledikten sonra o kadar korkmuş ve ağlamıştım ki. gece gündüz beddua etmiştim. ve o andan itibaren aklıma bir şüphe olarak yerleşti tecavüz ve hukukun fahişe olduğu gerçeği.

belki de zihnime bilime, şiire, yaşamaya, fiziğe, kitaba, kadına, erkeğe dair şeylerin yerleşmesi gerekirken acı gerçekler olarak tecavüz, aldatma, magazin, intihar, dayak, kavga, maganda, terör,.. bunlar yerleşti. bunlar üzerine roman bile yazılabilir biraz zorlasam o derece ayrıntılıydı, bir genç kız olan münevver ve daha niceleri.

bi haber bülteni bana cern diye bir projeden bahsedebilirdi ya da tiyatrodan ya da
futbol oynayan bir kız çocuğundan. herhangi bir şey olabilirdi. ya da boktan bir bina yapan müteahhidin yanına iyi bir mimarı ekleyebilirdiler.
belki dünya insanlar yüzünden parlak bir gezegen değil ama bir çocuk olarak, genç olarak, kadın olarak, erkek içimdeki parlaklığı dünyaya yayabileceğim inancını almamalıydılar.

belki çocuklar daha kolay etkileniyor ama böyle sapık ve sadist şeylerin herkesin izlediği bir yerde olduğu durumda evimize davet ettiğimiz bu enkırman zırtoları akıl hastahanesine kalifiye eleman olarak hepimizi yetiştirdiler, yetiştiriyolar. ülkecenek kafayı neden yedik diye düşünmeye hiç lüzum yok artık.

not: bir ara şey stratejileri vardı: haftasonuna cinayetli, kanlı, uyuşturuculu haber fazla koymayalım onun yerine bahar geldi, turşu nasıl yapılır tarzı dinlendirici haberler koyalım, millet dinlensin diye. sanırsam ondanda vazgeçtiler mübarekler artık gece yataktan kaldırıp cinayet haberi verecekler detaylı, capsli.
bir ara düzenli olarak izliyordum. bir faydasını görmedim. bıraktım.
(bkz: kilim mektebi)