bugün

(bkz: tanrı nın varlığının kanıtları)
1-burnumla koku alıyorum fakat bu kokuyu göremiyorum, allahıda göremiyoruz.
2-kulaklarımla duyuyorum fakat kulağa gelen bu sinyalı göremiyorum, allahıda göremiyoruz.
3-yerken tad alıyorum fakat bu tadı göremiyorum, allahıda göremiyoruz.
4-yolda yürürken yerde bir tablo buluyorum fakat imzasız, sahibini tanımıyorum, yeri göğü yaratanın bir rab olduğunu kabul ediyoruz (yahudiler, hristiyanlar, müslümanlar, deistler ve tanrının varlığına inan herkes) ama onuda tam olarak tanımıyoruz.
5-kuran, hz muhammedin 40 yaşına kadar bir çoban olduğunu düşünürsek, bu kitabı nasıl yazabilir? hem geçmişi anlatarak (hz.musayı, hz.isa ve diğer peygambeleri) hem geleceği öngörerek,spermin 40 gün sonra vucuda dönüştüğünü, böyle bir kitabı o çağda bir insan kesinlikle yazamaz.
6-küçük kıyamet alametlerini anlatan hadisler: ahir zamanda kadın şarkıcıların çoğalacağını, çobanın bina yaptırmak için birbiriyle yarışacağını, cinayetlerin ,fitnelerin, fuhuşun çoğalacağını, 70'ten fazla sahte resulun çıkacağını, çocuklar öfkeli olup büyüklere saygısızlık yapacağını, depremlerin artacağını.

(liste daha uzayabilir anlayana bu kanıtlar yeterlidir diğerleri masal gibi okusun)

kıyametin büyük alametlerinden biride güneşin batıdan doğacağı, bilim adamları diyor ki 21 aralık 2012'de eğer dünya havaya uçmazsa, rotasyan değiştirecek, yani yön değiştirecek, büyük ihtimalle güneş batıdan doğacak.

edit : kadın şarkıcılar 1900'lardan itibaren türemeye başladı.
kendi kararlarını verebilecek kadar akıllı olman yeterlidir. farklı yoldan gidersem çok dikkat çekerim özentisi olmasın yeter. zaten bu özenti varsa akıldan da söz edilemez. yani sadece akıldır.
en kayda değer örneklerden birisi:
enbiya suresi 32.ayet: Ve semayı (gökleri) muhafaza edilmiş bir tavan kıldık. Ve onlar, O'nun âyetlerinden yüz çevirenlerdir.
kaç bin yıl önce atmosferden bahsedilmesi allahın varlığını kabul ettirmez de ne yapar?
* tanrının varlığını ve ya yokluğunu kanıtlayacak bir gerçek yoktur.
bir adam doğadaki bir oluşuma, bir olaya.. bakar ve diyebilir ki: Şu yaradılışa bak. allah kesin var.
başka bir adam aynı şeye bakar ve diyebilir ki: şu doğanın işine bak! kendi işini kndi sistemiyle nasıl hallediyor.

gibi.
En gerçekleri şunlar ve benzerleridir!

(bkz: allah diyen aslan)
(bkz: üzerinde allah yazan balık)
Bir universite profesoru ogrencilerine su soruyu sorar; -'Var olan herseyi Tanri mi yaratti?' Cesur bir ogrenci ayaga kalkar ve yanitlar. -'Evet herseyi Tanri yaratti!' Profesor sorusunu yineler ve ogrenci yine 'evet efendim ' diye yanitlar. Profesor devam eder; -'Eger herseyi yaratan Tanri ise ve seytan var olduguna gore seytani da Tanri yaratmis olur ve calismalarimizda uyguladigimiz 'Kesinlestirme' prensibine gore de Tanri seytandir. Ogrenci boyle bir onerme karsisinda sasirir ve yerine oturur.Profesor ise ogrencilerine bir kez daha Tanri'nin icindeki kaderin bir efsane oldugunu kanitlamaktan oturu oldukca mutludur.Bu arada bir ogrenci ayaga kalkar ve -Bir soru sorabilirmiyim profesor? der.Profesorde sorabilecegini soyler. Ogrenci ayaga kalkar ve 'Soguk varmidir? diye sorar. Profesor; -'Nasil bir soru bu boyle,tabiki vardir ' diye yanitlar. 'Sen hic soguktan usumedinmi?' Ogrenci ; -'Aslinda, fizik yasalarina gore soguk yoktur. yasamda/realitede biz sogugu sicakligin yoklugu olarak dusunuruz.Herkes veya nesneler o enerji oradaysa veya bir sekilde enerji iletiyorsa onu deneyimler.Ornegin,Absolute 0 (-460 derece F) sicakligin kesin yoklugudur (hic olmadigi seviyedir)..Soguk yoktur,o yalnizca sicakligin yoklugunda duyumsadiklarimizi tarif etmek icin yarattigimiz bir kelimedir' der ve devam eder, -Profesor, karanlik varmidir? profesor; -'Tabiki vardir'. Ogrenci yanitlar, -'Korkarim gene yaniliyorsunuz efendim. Cunku,Karanlik da yoktur. Yasamda/realitede karanlik isigin yoklugudur.Biz isik uzerinde calisabiliriz ama karanligi calisamayiz.Gercekte,biz Newton'un prizmasini kullanarak beyaz isigi kirar ve renklerin cesitli dalga uzunluklari uzerinde calisabiliriz.Ama karanligi olcemeyiz.Bir basit isik isini karanlik bir mekani aydinlatarak karanligi kirmis olur yani karanligi gecersiz kilar. Siz belli bir mekanin/uzayin ne kadar karanlik oldugundan nasil emin olursunuz? Isigin miktarini olcersiniz! Bu dogrudur degilmi? Karanlik insanlik tarafindan , isigin olmadigi yer/mekan icin kullanilan bir kelimedir. Son olarak ogrenci profesore gene sorar; -'Efendim seytan var midir? Bu kez profesor pek emin olamamakla birlikte yanitlar; -'Tabiki, acikladigim gibi, biz onu her gun ,her yerde onu goruruz.Seytan/kotuluk bir kisinin baska bir kisiye her gun sergiledigi insaniyetsizliginin bir ornegidir. O, dunyadaki islenmis tum suclarda,siddette yer alir.Bunlarin tumu seytanin kendisinden baska bir sey de degildir.' der.. Ogrenci devam eder; -'Seytan yoktur efendim.Yani o kendi basina yoktur. Seytan basit olarak Tanrinin yoklugudur.O aynen karanlik ve sogukta oldugu gibi insanin tanrinin yoklugunu tarif etmek uzere yarattigi bir kelimeden ibarettir.Tanri seytani yaratmadi. Seytan/kotuluk insanin tanrisal sevgiyi yureginde duyumsamadigi zaman deneyimlediklerinin bir sonucudur.O aynen sicakligin olmadigi yere gelen soguk ya da isigin olmadigi yere gelen karanlik gibidir. Profesor yerine oturur. Genc ogrencinin adi ALBERT EINSTEIN'dir.
(bkz: bülent ersoy)
bunu da yaratmış olamaz inanmıyorum ulen o zaman.