bugün

çoğunluğu laiklikten nefret eden müslüman türk milletinin laikliği benimseyen bir ülkede yaşamasının sonucunda haklı isyan cümlesidir. bir müslüman olarak bu isyana katılıyor ve sözlük yazarlarına soruyorum. allah aşkına nedir bu laiklik..
(bkz: laiklik insanın kendine yakışanı giymesidir)
devletin dini gerekçelere göre değil çağın gereklerine göre yönetilmesidir, bu kadar basit.
(bkz: laiklik halkın kendi kendini yönetmesidir)
(bkz: almanlar yenilince bizde yenilmiş sayıldık)
suudi arabistan ve iran'da 2 gün yaşa öğrenirsin diye verilebilecek cevaptır laiklik.
--spoiler--
çoğunluğu laiklikten nefret eden müslüman türk milleti
--spoiler--

türk milletinin sizin köyden ya da mahalleden ibaret olmadığını öğrenmen için önce coğrafya, sosyal bilgiler gibi derslerle başlaman lazım.

(bkz: eğitim şart)
solcular için sağdan kolay kolay alt edemeyecekleri bir parti gelince giden bir seydir. hep gider, hiç durmaz. gider gider uzaklaşmaz.

(bkz: laiklik elden gidiyor beyler)
(bkz: bir alex değildir)
bir devlet niteliğidir laiklik. devletin her inanışa aynı mesafede durma biçimidir. devletin her inanışı eşit şartlarda koruması gerekliliğidir. bireyler laik olmaz devletler laik olur.
haksız bir isyan cümlesidir. iyice araştırıldığında laiklik ilkesi içinde geçen özgürlüklerin kuran-ı kerim de geçtiği farkedilebilmektedir. (bkz: ibadet özgürlüğü) bu sorunun cevabını nutuktan öğrenebilirsiniz, provakatör ve troll yazarların olduğu bir sözlükten değil. her zaman olduğu gibi araştırarak, sorgulayarak, mantık çerçevesinde düşünerek cevabı bulunabilir diye cevaplanacak sorudur.
kısa bir şekilde laikliğin tanımı ise ; halkın dinini özgürce ve istedikleri şekilde yaşayabilmeleridir.
gazeteci-yazar Ağrı'ya gider (il il gezen bir yazardır kendisi) Ağrı'lı bir vatandasa sorar (ilkokul mezunu-yaşlı bir amca)

y.d. : laikliği bilir misin amca?
amca : bilirim ya bilmem mi?
y.d. : nedir laiklik?
amca : layıklık; herkes kendine layıktır camiye giden camiye layıktır kerhaneye giden kerhaneye layıktır.

amca süper özetlemiş.
türk milletinin laiklikten nefret ettiği sanrısına kapılanlar için iyi bir laf salatasıdır.

millet adına değil de, kendi adına nefret edip bunu dile getirebilen (en azından dürüst) insanlar için bir meşguliyettir.
kendisine başka meşguliyetler bulasıya kadar bu konuyla meşgul olabilirler.

aksini düşünenler için hayatın olmazsa olmazlarından biridir.
üstüne o kadar düşülüp olsun mu olmasın mı diye kafa yorulmasına gerek yoktur.
olması gerekenlerden biridir.
laikliğin ne olduğunu merak eden insan hezeyanıdır muhtemel ki.

örnekleyerek anlatmak gerekirse;

bir çekirdek aile düşünün. bu ailemiz, ortalama bir evde yaşıyor olsun(2 oda, 1 salon). evdeki oda paylaşımı da bir ebeveyn yatak odası, bir çocuk yatak odası ve bir de paylaşımlı oturma ve misafir odası olsun. eğer laik sistem varsa ve mahremiyet evin salonuna taşınmıyorsa, salonun halısına bulaşan baba spermi, ana rahmine ulaşıp da döllenmeye sebep olmayacak ve çocuk odasında sağlıklı, sıhhatli çocuklar uyuyacaktır.

aksi hâlde evin, olur olmadık yerinde ve çocukların gözü önünde çiftleşen anne-baba dolasyısı ile kafası karışmış, soru sormak ile isyan etmek arasında bağlantı kurmaktan aciz, bilincini, psikolojik travmalara kurban vermiş ve halıya bulaşmak suretiyle tahribata uğramış hammaddeye sahip çocuklar, odalarındaki bilgisayarın başında oturup da internete gireceklerdir.

velhasılı, laikliği; kimilerinin anlayacağı basitliğe indirgeyecek olursak "nerede neyin yapılacağını" bilmek adabıdır. yoksa ki tapu müdürlüğünde mevlüt okuyan da çıkar, camiide ihâle kapatan, uluslararası ticaret anlaşması imzalayan da. bilmem bu sefer anlatabildik mi?
kavramları karıştırmayla başlayan sacmasapan ve haksız isyandir.
musluman olmanın, turk olmanın devlet işleriyle alakası yoktur ve laiklik de tam olarak bunu söyler.

kime ne anlatıyoruz diye de düşünmedim degil.
laiklik devletin bütün inançlara eşit mesafede yaklaşmasıdır. fakat türkiye ye baktığımız zaman hçbir zaman aslında laik olmadığını görürüz. çünkü resmi ideoloji olarak her zaman laik sünni kimlik benimsenmiştir. bu ikisi birbirine zıt gibi görünebilir ama türkiye deki realite bu olmuştur. laiklik diye yutturulan şey yüzeysel modernizmin savunulmasıdır. çağdaş medeniyetler seviyesinde yaşayan toplumlar gibi bir forma bürünmek amacıdır.

sonuç olarak türkiyedeki laiklik ve bunu savunanlar, kılıcdaroğlu ve ekibinin yürüyen merdivenlere tersten binmeleri ve yanlış yerde olduklarını görmelerine rağmen bocalamaya devam etmelerinden ibarettir.
senin böyle sorular sorabilme özgürlüğündür canikom.
insanların dinlerini, inançlarını ve inanç özgürlüklerini koruyan, devleti de inanç sömürücülerinden koruyan kavramdır laiklik.
çok klasik tabirle din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, devletin dini kurallara göre çağın gereksinimlerini takip ederek yönetilmesidir ve tüm dinlere karşı tarafsız kalmasıdır. Yani '' bizim ülkenin %99'u müslüman ondan müslüman gibi yönetileceğiz'' saçmalığına karşı durur ve dindar kesimin hoşuna gitmez. laiklikte hristiyanından yahudisine müslümanına kadar kimseyi dine göre sınıflamadan hepsine eşit yaklaşan kurallar vardır. insanlar devlet tarafından dini zorunluklulara tabi tutulmaz. dinin kişinin kendisini ilgilendirdiğini düşünür. yani şimdi ki doğum kontrol hapını kimin aldığını fişlemek laik yönetime girmez. ayrıca devlet bir şeyi günah diye yasaklamaz. adam öldürmek günah olduğu için değil kişinin yaşam özgürlüğünü elinden aldığı için cezalandırılır. işte bundan dolayı çok dindar vatandaşlara kalın gelmektedir. ben özgürüm dinimi istediğim gibi yaşarım ama dışarıda mini giyen kadını dinen eleştiririm diyen çok dindarların beğenmemesi normal. beleyken bele.
kişisel inancı ve din yaşaşyışını asla sorgulamayan mahalle baskısıyla uzaktan yakında alakalı olmayan sadece yönetim ve devlet işleyişini yasaları dinden bağımsız olarak şekillendirmeyi benimseyen yani herkesin inancı kendinedir devletin dini olmaz mantığıyla yönetmeyi amaçlayan çağrdaş bir olgudur laiklik.

aksini söyleyenler laikliğin dine karşı bir olgu olduğunu düşünen zırcahil eğitimsiz yaşam formları açsın iki yazı okusunlar. kendileri gibi zırcahillerin benimsetmeye çalıştıklarını o dokmatik beyinlere 2 kelam okuyarak soksunlar en azından. karakterleri sorgulamaya öğrenmeye elvermeyen direk önyargı geliştirmeye ve geliştirtmeye müsait olan güruh seçtikleri bilgi fukaralarının demeçleriyle beyin girinti çıkıntılarını şekillendirdiklerinden mütevellit karşıdır bu olguya. tuzluğa anlatsam laiklik buydur diye gider araştırır bi amk.
çağdaşlık göstergesidir, devlet ve dinin farklı alanlar olduğunun anlatılmak istenişidir. türkiye de laik bir ülkedir diye bilinir.
'günahın' suç işleme anlamına geldiğini bilmeyenlerin anlam doldurmaya çalıştığı kup. medeni kanunların temelinde dinsel ve kültürel referanslar yattığı için bir ayırım yapmak mümkün değil. avrupada köpek yemek suç iken çin de ve uzak doğuda serbest. hindistanın bazı bölgelerinde sığır yasak. bu yasaklar insanı zarardan korumak için değil, toplumun genelinde rahatsızlık duyulduğu için konulmuş. medeni bir alman köpeğini asla yem yaptırmaz. herşeyi bilimsel ve robotik gören ve insan piskolojisini hiçe sayan biri köpekde olsa sığırda olsa et görür. protein deposu hepsi neticede. ama insanın beyin gücü muazam olduğu için komplex ilişkiler kurabiliyor ve doğasını daha ince ayarlayabiliyor. köpeğin insana bir çok faydası varken sığır ve tavuğun insana proteinden başka bir yararı yok.

sıcak ortadoğu da domuz eti çabuk bozulup insanları hasta ettiği için yasaklanmış. alternativi olduğu için insana bi zararı yok bu yasağın ve kolay uygulanır.

göçebeler binek hayvan yerken çoğu toplumda at ve deve yeme rahatsızlık yaratır. göçebeler zor durumda mecbur kalabiliyorlar (çölde bir şey bulamayınca) o yüzden o tabuyu yıkmışlar.

Yani çoğunluğun rahatsız olduğu hareketler yasaklanabiliyor. iki kişi ulu orta ilişkiye girince bu doğaldır diyemezsin nekadar mantiken doğal bir şey yapsalarda.

her devlet ayrıca mensup olduğu dine göre bayram yapıyor. peki laiklik devletin dinlere eşit durması anlamına geliyorsa niye avrupada noel tatil? türkiyede ramazan bayramı nedir? israilde 8 günlük hanukkah bayramı nedir? ben ramazanda bayram yapıp noel çalışamıyorum. bulunduğum toplumun geleneklerine ve kurallarına uymak zorundayım.

almanyada pazar günleri dükkan açma ve gürültü yasak. devlet cumartesi pazar tatil yapar. cumartesi yahudi tatili şabat pazar da hristiyanların kilise günü. borsa ve bankalar çalışmaz. bundan daha din referanslı kural olabilir mi?

laiklik diye atıp tutuyorsun ama ne köysün ne kasaba. laikliğin temeli avrupada klise ile kraliyetin çekişmesinde yatıyor. kraliyet sonrası bu çekişmeyi zengin ve okumuş kesim sürdürdü. klise hem maddi hem manevi inanılmaz bir güce ulaşmıştı. gidin kölnde domu görün. münihde toplum kararı denen kural var 80li yıllara kadar uygulunan. bir binanın frauenkirche klisesiden daha yüksek yapılması yasaktı. sonra kismen yasa belirli bir çevreye kısıtlandı.

türkiyede laikliğin oturmaması ve din karşıtlığına dönüşmesinin sebebi benzer bir güç çekişmenin yaşanmaması. din adamları her müslümandan vergi toplamıyor, günah çıkarma gibi bir uygulama olmadığı için piskolojik avantaj kazanmıyordu. martin luther incili tercüme edene kadar çoğu avrupa hristiyanı incilde ne yazdığını bilmiyordu. islam corafyasında gibi medresseler (islami yüksek okullar) yoktu avrupada. inançlı insanlara koyun gibi lakaplar bu yüzden takıldı avrupada. almanyada yerleşimi klise belirlediği için merkezdirler ve devlet görevindelerdi. düşünün insanlar klisenin etrafına yerleşerek bugünkü bütün alman köy, kasaba, şehir ve metropoların temeline oluşturmuşlar.

islam corafyasında yok böyle bir şey. yerleşim koşullara göre gerçekleşmiş. iskendiriye, bağdat, istanbul, horasan, buchara, medina, mekka, konya, bursa ve bayy zaten tarihi yerleşim yerleri. dini oluşumların yapısı ve yaptırımı çok farklı.

avrupa patlonu genişletmiş ki rahat etsin. sen o zayıf yapınla aynı patlonu giyince palyoçaya döndün. millet seninle eğleniyor haberin yok. salaksın, taklitcisin. başkaların götüne göre don giydiğin için...

laiklik bundan ibaret. adam öldürmek ve hırsızlık dinen neden suçsa 'medeni(medine haha)' kanunlara göre aynı sebepten suç. kuran ve incil gibi yazılı kanunları olmayan toplumlarda cinayet serbest mi? aynı kabileden adam öldürmek yada onun malına el koyman dışlanmana sebep olur. peki şehirleşmiş ve farklı kabilelerin yaşadığı ortamda 'mahalle baskısı' olmayınca cinayet vs. nasıl önlenilecek? tanrılarına kurban kesen ve onlardan çekinen insanları en mantıklı nasıl caydırısın?

faydalı bir şey faydalıdır. artının önünüe hangi rakamı koyarsan koy artıdır. adam öldürmeği illa senin görüşüne göre mi suç saymalıyım? netice mi hatice mi? kim pragmatik kim teoretik?

teoride sende beyini olan bir varlıksın. kimi beyin daha iyi işlem yapar. öbür tarafta yüzyılların tecrübesi.

'bir şey biliyorsam bir bok bilmediğimi' içimden geçiren, herkesin kendine göre cevapladığı soru.
çoğunluğu laikliklikten nefret ediyorsa, o zaman defolsun gitsin istediği bir yerde, laik olduğu şekilde yaşasın, tutan yok. bizler yerimizden ve yaşamımızdan memnunuz, istemeyen defolur gider o kadar basit. burası Atatürk'ün kurduğu bir ülkedir bizde onun ilkeleri ile yaşıyoruz, yaşıcağızda. kimse size neden buradasınız demiyor ise, sizde kimseye laf atıp kaşınmayın. ben beğenmeseydim defolur giderdim, arkamdan anam ağlardı. beğenmeyen anasınıda alıp gitsin. çok sevdiğiniz başbakanınızın tabiri ile.
boşverin herkes mutlu olsun.
laik olup avrupaya uyacağıma zalim olur ecdadım osmanlıyı örnek alırım arkadaş. adamlar çağ açıp kapatmışlar siz hala laiklikten bahsediyorsunuz.