bugün

geçen gün dört arkadaşımla birlikte hepimizi göt eden,dumura ugratan bir lokantanın kapısında yazan yazı.
normalde bizim gibi olan her insan bu yazıdan aile salonları oldugunu ve yemek yenebilen bir bahçeleri oldugunu çıkartır.
neyse, arkadaşlarla lokantadan içeri girdik.
lokantanın sahibi buyrun efendim, hoşgeldiniz, nasılsınız filan diye karşıladı.
rus çarı oldugum hissine kapıldım bir an.
bu hoşgeldin-beşgittin konuşmalarından sonra abiye bahçeye geçelim biz dedik.
hay hay dedi ve bir kapı açarak bizi bahçeye çıkarttı.
bir romancı edasıyla bahçeyi betimlemek gerekirse;
2 metrekare, yemyeşil çimleri bulunan, tam karşıda küçük ve yana yatmış bir çam agacının huzurla uyudugu bir bahçeydi.
yani amiyane tabirle göt kadardı.
'abi nerde yemek yiyecegiz?' dedik.
'vallah içerdedir yemeek' dedi.
abi dedik bahçeli yazmışsın kapıya, bahçede masa yok mu?
heee dedi.
'yav bahçayı biz heyvanı olan müşteriler için yapmışah, heyvanları baglıyok, ara sıra da çoluh çocuk geliyo hava alsınlar diye çıkarıyok'

tabi abimin bu çılgın fikrini desteklememek, bu eylem karşısında amuda kalkıp saygı duruşunda bulunmamak bizim gibi gençlere, görgülü insanlara yakışmaz diye düşündük.
abimize hakettigi saygıyı gösterdik.
ardından 7 porsiyon koç taşşagı sipariş ettim.
abiyle beraber yedik.
4 porsiyon o yedi 3 porsiyon ben.
hesabı ben ödedim. *
"aile için masamız vardır" yazan salonlarda yazılı olma ihtimali yüksek olan yazıdır.