bugün

Beatles şarkılarına aşinaysanız zevkle seyredebileceğiniz bir film. Ama Beatles hayatınızın ilk gençlik dönemlerinde hayatınızda şarkılarıyla fazlasıyla yer etmişse, şarkılarının hikayesini falan bilecek kadar ilgilenmişseniz,ingilizceniz biraz olsun varsa ve 68 ruhunu yaşayamamış ama yine de hissetmişseniz tadından yenmeyecek bir film. Benim seyrettiğim en güzel müzikallerden biri ki fazla da sevmem müzikalleri. Beatles şarkılarıyla bir dönem filmi oluşturarak bir hikaye anlatmak harika bir fikir olmuş. Oyuncular sırıtmıyor,aksine cuk oturmuş. Fiziği ile Paul Mc Cartney'i anımsatan Jim Sturgess Jude rolünde, Marilyn Manson'u erkek arkadaş olarak seçmekten başka bir kusurunu görmediğim Evan Rachel Wood ise Lucy karakterinde oldukça başarılı. Zaten her iki karakterin ismi de Beatles şarkılarında geçmekte. Bununla birlikte John Lennon'un antimilitarist ruhunu temsil eden Max karakterinde Joe Anderson da akılda kalacak bir performans çıkarıyor. Hem tekrar geçmiş günlerin hatıralarına sürüklediği için hem de verdiği mesajlarla seyredilmeyi fazlasıyla hakediyor film. Film zaten aynı zamanda Beatles'ın tarihçesini de sunuyor. ilk dönem şarkılarından son dönem şarkılarına doğru film ilerliyor. Öyle ki Beatles'ın dağılma kararı aldıktan sonra Apple'ın çatısında söyledikleri "Don't Let Me Down" şarkısı da gönderme yapılarak çatıda söyleniyor. Jude'un bundan sonra söylediği "All you Need is Love" şarkısı ise hem filmin ana mesajını veriyor hem de orjinalinde olduğu gibi sonunda bir başka Beatles şarkısı olan "She Loves You" filme de Jude'un yanına gelmeye çalışan Lucy'nin ortaya çıktığı ana yedirilerek çok tatlı bir sekans oluşturulmuş. Bunlarda yetmiyormuş gibi çeşitli ufak rollerde önemli sanatçıları görmek te mümkün. Dr. Robert rolünde ki o da bir başka Beatles şarkısıdır- Bono "I am the Walrus"u söylerken, Sokaktaki bir dilenci kılığında Joe Cocker'i bunca zaman sonra görmek harika.Sonlara doğru ise hemşire olaran Salma Hayek karşımıza çıkıyor. Filme adını veren "Across the universe" şarkısı ise zenci kiliselerinde neredeyse ilahi boyutuna varacak kadar sık söylenen bir şarkı. insanın aklına ister istemez Sezen Aksu şarkıları kullanılarak yapılmış "O kadın" filmi geliyor. Ne yazık ki o bu filmin yanında oldukça basit kalıyor. Bence seyredin,içiniz ısınır.
dünyanın en güzel şarkısı.
edit : dünyanın tartışmasız en güzel şarkısı.
fiona appledan dinlenildiğinde insanı günün bütün stresinden uzaklaştırabilir. o ne güzel bir cover öyle. sınav döneminde ders calısılarak geçirilen dönemlerin vazgeçilmezlerindendir.
müzik, devrim, savaş, aşk, ölüm... hem kulakları, hem gözleri zevkten eritecek bir müzikal.

(bkz: all you need is love)
"Is there anybody going to listen to my story, all about the girl who came to stay?"

Delisin. Dinlemez miyiz? Bak herkes sustu. Dinlemekteyiz. Hatta bak bu sefer izliyoruz da.

ingiltere vs Abd. Bir kadın bir adam bir aşk. Dönem dönem döneme damga vuranlar. 60'lar. Hayatı, hakkını vererek yaşayanlar. Kafası güzeller. Sanatlar ve sanatkarlar. Ve şarkılar. Ve bidılcanlar...

" Herhangi bir anlam ifade eden sadece müzik kaldı. Yeterince yüksek sesle çalarsan, kötü ruhları uzakta tutarsın."

Hadi...Tutalım o zaman. Önce nefeslerimizi...sadece müzik için kullanalım. Sonra bir de aşk için. Ne dersin? Aşka düşer misin? Düşelim.

" All you need is love "; Gerisi hakikaten teferruat be güzelim.

Ve biter. Film, huzurlarınızdan huzur vererek ve bünyelere kreativite enjekte ederek ayrılır. 1960'lardan önce yaşamış/ölmüş dolayısıyla Bidılcanlar'ı dinleyememiş milyonlarca şanssız atalarımız için dinleyin/izleyin evinizde bir kere de...Ben denedim güzel oluyor. Anlam buluyor. Tüm atalarınız sizlere şükran duyacak emin olun.

John Lennon...
Evrende bi yerlerdesin. Sonsuza dek herkes, sizi din'lesin.

Son olarak, konuyla fena halde kesişen, gözlerim dolu dolu oluyor bilinmez niye dolu dolu bakınızı:

(bkz: bir gun tum evren beatles dinleyecek)
nothings gonna change my world dizelerini zihnime mıh gibi çakmış süper şarkı.bir de where is my mindvardır placebodan buna benzer.
sevdicekle izlemesi her zaman daha eğlenceli olan muhteşem müzikal.
insana mutluluk hormonu salgılatan film. filmdeki tüm karakterlerin ismi beatles şarkılarından alınmıştır, fark edilebileceği gibi. all times top 5'a girer benim için, high fidelity yaklaşımıyla.
Dinlerken insanı farklı ruh hallerine sokar bu şarkı. bazen üzer bazen mutlu eder. ''beatles'' şarkılarının genel özelliğidir bu fakat en fazla kalbinize dokunandır belki. Aynı isimli filmi de vardır ''the beatles'' şarkılarından oluşan. izlenmesi gerekir diye düşünüyorum.
izledikten sonra jude yada max olmayı ve labutların arasından kaymayı istemene yol açan, beatles şarkılarından oluşan mükemmel film.
trenle istanbul'dan ankara'ya dönerken önümdeki iki tane çocuğun laptoplarında izlediklerini görmüştüm bu filmi. sualtı sahneleri çok ilgimi çekmişti lakin soramamıştım hangi film bu diye, sessiz sessiz takip ederken bitane asena kılıklı * kadın şarkı söylüyordu acayip merak ettim filmi.. tabi sonra unuttum, aradan aylar geçti ve kuzenim bir film var bende 21 deki çocuk oynuyor dedi. tabi direk atladık, başladık filmi izlemeye.. ulaaannn bu film o film laaannnn dedim filmin 10.dksında,acayip mutlu oldum , çok beğendim, aslında müzikalleri pek sevmesemde sonuçta film içinde ingiltere, the beatles, joe anderson ve jim sturgess barındırıyor. kaliteli bir film, herkese öneririm..
soguk havada, evde yalnız dinlenilmesi gereken sarkılardan.

filmi de vardır bunun. soundtracki de bambaskadır. evet.
en iyi müzikal filmlerden biri.the beatles'ın şarkısı.we beatles'ın en güzel şarkıları..we jim sturgess'ın muhteşem performansı(en çokta bowlingte ki hali)
beatles'ın 1970 let it be albümünün 3. şarkısı.grubun en tatlı şarkılarındandır.
flashforward dizisinin birinci sezon altıncı bölümünde çalan şarkıdır.
nasa tarafından kainata dinletilen beatles şarkısıdır.

bunun bir de çevirisi vardır ki o da şöyle*:

kelimeler, kağıt kaseye dökülen sonsuz yağmur gibi uçup gider
sürtünerek ilerleyip evren boyunca kayar.
kader sözcükleri sevinç dalgaları berrak zihnimden,
beni kucaklayarak öpüp okşayarak sürükler.

jai guru de va om

hiçbir şey dünyamı değiştiremez
hiçbir şey dünyamı değiştiremez
hiçbir şey dünyamı değiştiremez
hiçbir şey dünyamı değiştiremez

kırılan ışık hayalleri ,beni tekrar tekrar çağıran,
bir milyon gözün dansetmesi sanki
ve evren boyunca düşünceler bir posta kutusunun içindeki
dinmeyen rüzgar gibi amaçsızca dağılıyor

jai guru de va om

hiçbir şey dünyamı değiştiremez
hiçbir şey dünyamı değiştiremez
hiçbir şey dünyamı değiştiremez
hiçbir şey dünyamı değiştiremez

kahkaha sesleri, gölgeler
beni tahrik ve davet ederek gözlerimin önünde uçuşuyor
etrafımda parlayan bir milyon güneş gibi
ölmeyen sonsuz bir aşk , beni evren boyunca tekrar çağırıyor.

jai guru de va om

hiçbir şey dünyamı değiştiremez
hiçbir şey dünyamı değiştiremez
hiçbir şey dünyamı değiştiremez
hiçbir şey dünyamı değiştiremez

jai guru de va, jai guru de va
jai guru de va, jai guru de va
jai guru de va.

jai guru de va, jai guru de va.
Nothings gonna change my world söylemine inanmak istenilen, her dinleyişte dinleyene bir şeyler katan eser, kafanız ile bedeninizi ayrı ayrı yerlere götürür.
güzel bir beatles şarkısı olmasının yanı sıra aynı adlı müzikal bir film vardır. Filmde beatles şarkıları kullanılmıştır.
türkçeye saçma bi şekilde "seni istiyorum" diye çevrilen film.
modern zamanlar müzikali. hem müzikal hem de beatles sevenler için sorun yok, soundtrack olarak yolda dinleye dinleye gitmek de çok keyifli ama filmden herkesin haz duyacağını sanmam. işte öyle bir şey. hakikatten "seni istiyorum" nasıl bir çeviri harikasıdır film adı olarak o da başka bir tartışmanın konusu, gündemi, her bi şeysi.
Jim sturgess gibi bi insan evladının oynamasına ragmen bir türlü bitirilemeyen,konusu ve müzikleri gayet sıkıcı gereksiz filmdir.
uzaya yollanılan beatles şarkısı. uzaylılara dinletecek daha iyi bir şarkı bulamadınız mı derler adama .
sırf adını aldığı beatles parçasından kim bilir kaç film çıkabileceği düşünülerek kurban edilmemesi gereken-belki beatles parçalarına olan güvenle-hikayesi zayıf tutulmuş,ancak görsel olarak oldukça başarılı,''frida''dan tanıdığımız julie taymor'ın yönettiği 2007 yılına ait müzikal film.

jude ve max'in saddie ile tanıştıkları sahne çok hoştur.saddie onlara bir şarkıcı olduğunu söyledikten kısa bir süre sonra konuşmaları şu şekilde gelişir;

jude:''meşhur biri misin saddie?''
max:''yapma''
saddie''henüz değil,yüzleri kolayca hatırda tutabiliyor musunuz?''
max:''sanırım öyle,neden?''
saddie:''banyonuzda ayna yok.''
baş ucu filmidir. moraliniz bozuk olduğunda, biraz melankoli istediğinizde, hem görsel, hem müzikal bir şölen istediğinizde, bir dakika tereddüt etmeden kaçabileceğiniz son çıkıştır. sıkılmadan, usanmadan izlenecek sahneleri vardır. spoiler olmakla beraber en güzel sahnelerinden biri de aşağıdadır;

http://vids.myspace.com/index.cfm?fuseaction=vids.individual&videoid=32189033

(bkz: all you need is love)
değişik bir film. "çok güzel, müthiş" yorumları üzerine izledim, fekat o kadar beğenmedim. sanırım film izlemeden önce yorumlara bakmamak en iyisi. müzikler güzeldi, bi de ezilmiş çilek. *