bugün
- cumaya gidenlerin çok azalması12
- sel felaketinin nedeni cehapedir9
- tilki ailesi9
- insana kendini kötü hissettiren şeyler13
- oksijensizsu10
- düşün ki o bunu okuyor14
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar14
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı26
- çabuk vazgeçen insan10
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız12
- suriyeliler suriye'ye dönsün14
- özgür özel10
- fatih terim'in yuhalanması16
- ayça tilki10
- icardi190521
- memesi küçük olmak14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi14
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge37
- adolf hitler9
- anın görüntüsü9
- ben bu davanın savcısıyım8
- ideal duş alma sıklığı8
- sözlük kızından gelin olmaz23
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- vatandaşlık farkı alan otel24
- nazar değdi sözlük12
- hamas bir terör örgütüdür23
- güne bir şarkı bırak10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- icardi1905 silik olsun kampanyası11
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim14
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır19
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim21
- sabah aç karnına içilen bira12
- alınan en güzel iltifat13
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
hutbenin konusu ; EZAN-ÖZGÜRLÜĞÜN GÜR SEDASI
iLi : GENEL
TARiH : 09/01/2015
EZAN: ÖZGÜRLÜĞÜN GÜR SEDASI
Allahu ekber, Allahu ekber!
Bu nida, günde beş vakit, minarelerimizde yankılanırken, Rabbimizi tasdike, Ona itaat ve ibadete çağırıyor müminleri. Dünya meşgalesinden uyan! Kulluğun gereği olan namaz için kıyama dur! diyor ve zamanın kalbini tutuyor, islamın gür sedası. Kendisine icabet edenin elinden tutuyor; bireyden topluma, ümitsizlikten umuda götürüyor bu çağrı.
Kardeşlerim!
Rahmet Elçisi (s.a.s), vazifesini tamamladıktan sonra, ardında sevgisini bırakarak vefat etmişti. Doyamamıştı ona ashâbı. Bunlardan birisi de Kutlu Nebinin, müezzinlerin efendisi övgüsüne mazhar olmuş Habeşli Bilâldi. Üzüntüsünden duramamıştı Bilâl Medinede. Resûlullahtan sonra ezan okumayacağım/okuyamayacağım. diyerek uzaklaştı peygamber diyarından. Ancak iliklerine kadar işleyen peygamber sevgisi ve muhabbeti onu tekrar Medineye getirdi. Geldiğinde sabah namazı vakti girmek üzereydi. Doğrudan Ravzaya, Resûlullahın huzuruna gitti. Ağladı ve yüreğindeki hasreti gözyaşlarıyla dindirmeye çalıştı. Derken Efendimizin torunları Hasan ve Hüseyin çıkageldiler. Dedelerinin hatırasını yâd etmek üzere Bilalden ezan okumasını istediler. Kabul etti Bilâl ve peygamber zamanında olduğu gibi mescidin damına çıkıp, Allahu ekber dedi. Bilalin Resûlullah (s.a.s) zamanındaki bu nidasıyla Medinede yer yerinden oynadı. Bir tarih canlanıyordu. Bir şehir ağlıyordu. Hıçkırıklara boğulan Medine, o gün Allah Resûlünün vefatından sonra en hüzünlü günlerinden birini yaşıyordu.[1]
Kardeşlerim!
Bu olay, biz müminler açısından ezanın içeriğini, anlamını ve mesajını ortaya koymaktadır. Ezan her okunduğunda ve her okunduğu yerde; ilk gün okunduğu gibi, o gün Bilâlin okuduğu gibi, büyük manalar, coşkular ve hatıralar yaşatır gönülden dinleyenlere ve anlayanlara.
Ezan, Habeşli Bilalin namaz için atan kalbinin dudaklarından dökülen sesidir. Ezan, tevhidin sembolü, islamın ses ve söze dökülüşüdür. Müslümanın kalbini, beynini, ruhunu ve bedenini harekete geçiren sesli dokunuştur ezan. Ezan, Allah'a çağıran, salih amel işleyen ve Kuşkusuz ben Müslümanlardanım diyenden daha güzel sözlü kimdir?[2] buyrulan Kerim Kitabımızda taltif edilen en güzel çağrılardan biridir.
Kardeşlerim!
Ezan, doğum ile ölüm arasında boş bırakmaz insanı. Dünyaya gözlerini açan bebeklerin kulaklarına ezan okunur. Her mümin hayata merhaba dediğinde ezanla kendisine Rabbinin adı hatırlatılır ve adeta ilk manevi aşısı yapılır. Bu anlamda ezan, bütün manevî kirlerin, kötülüklerin ve sapkınlıkların hayatı boyunca o çocuktan uzak durması için yapılan bir duadır.
Ezan, islamın şiarlarından biridir. insanlar ezan okuma ve birinci safta yer almadaki sevabı bilselerdi, bunu yapmak için aralarında kura çekerlerdi.[3] sözüyle Efendimiz ezanın bu önemine işaret etmiştir.
Ezan, Ümmet-i Muhammedin simgesi ve ortak değerlerindendir. Ezan, dilleri, renkleri, ırkları ve bütün farklılıkları islam dilinde birleştirir. Bir kubbe altında omuz omuza bir ve beraber kılar müminleri. Çoğu zaman gündelik hayatın türlü meşgalelerine boğulan bizleri, Allahın huzurunda saf durmaya, diri olmaya çağırır; her daim yineler çağrısını:
Hayya alas-salâh, Hayya alal-felâh.
Kardeşlerim!
Ezan, aynı zamanda özgürlüğün sembolüdür, gür sedasıdır. Ezan, okunduğu beldenin özgürlüğünü, bağımsızlığını da haykırır. Bu yüzdendir ki merhum Mehmet Akif:
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli derken bu gerçeği dile getirmektedir.
Bununla birlikte gerçek özgürlük, imandadır. Gerçek hürriyet, Allaha kulluktadır. Gerçek özgürlük, fâni olanın esiri değil, hâkimi olabilmektir. işte ezan, dünya üzerindeki herkesi her daim, Âlemlerin Rabbine kulluğa ve hakiki özgürlüğe davettir.
Kardeşlerim!
Ne mutlu günde beş defa yapılan bu kutlu çağrıya rükû ile, secde ile icabet edebilenlere. Ne mutlu günde beş defa, Evet, Yâ Rabbi! Sadece seni yüceltiyoruz. Senden başka ilâh olmadığına, Muhammed Mustafâ (s.a.s)nın senin resûlün olduğuna, kurtuluş ve mutluluğun bu çağrıya uymakta olduğuna inanıyor ve şahitlik ediyoruz. diyebilenlere.
[1] Zehebî, Siyeru alâmin-nübelâ, I, 357-358.
[2] Fussilet, 41/33.
[3] Buhârî, Ezân, 9.
iLi : GENEL
TARiH : 09/01/2015
EZAN: ÖZGÜRLÜĞÜN GÜR SEDASI
Allahu ekber, Allahu ekber!
Bu nida, günde beş vakit, minarelerimizde yankılanırken, Rabbimizi tasdike, Ona itaat ve ibadete çağırıyor müminleri. Dünya meşgalesinden uyan! Kulluğun gereği olan namaz için kıyama dur! diyor ve zamanın kalbini tutuyor, islamın gür sedası. Kendisine icabet edenin elinden tutuyor; bireyden topluma, ümitsizlikten umuda götürüyor bu çağrı.
Kardeşlerim!
Rahmet Elçisi (s.a.s), vazifesini tamamladıktan sonra, ardında sevgisini bırakarak vefat etmişti. Doyamamıştı ona ashâbı. Bunlardan birisi de Kutlu Nebinin, müezzinlerin efendisi övgüsüne mazhar olmuş Habeşli Bilâldi. Üzüntüsünden duramamıştı Bilâl Medinede. Resûlullahtan sonra ezan okumayacağım/okuyamayacağım. diyerek uzaklaştı peygamber diyarından. Ancak iliklerine kadar işleyen peygamber sevgisi ve muhabbeti onu tekrar Medineye getirdi. Geldiğinde sabah namazı vakti girmek üzereydi. Doğrudan Ravzaya, Resûlullahın huzuruna gitti. Ağladı ve yüreğindeki hasreti gözyaşlarıyla dindirmeye çalıştı. Derken Efendimizin torunları Hasan ve Hüseyin çıkageldiler. Dedelerinin hatırasını yâd etmek üzere Bilalden ezan okumasını istediler. Kabul etti Bilâl ve peygamber zamanında olduğu gibi mescidin damına çıkıp, Allahu ekber dedi. Bilalin Resûlullah (s.a.s) zamanındaki bu nidasıyla Medinede yer yerinden oynadı. Bir tarih canlanıyordu. Bir şehir ağlıyordu. Hıçkırıklara boğulan Medine, o gün Allah Resûlünün vefatından sonra en hüzünlü günlerinden birini yaşıyordu.[1]
Kardeşlerim!
Bu olay, biz müminler açısından ezanın içeriğini, anlamını ve mesajını ortaya koymaktadır. Ezan her okunduğunda ve her okunduğu yerde; ilk gün okunduğu gibi, o gün Bilâlin okuduğu gibi, büyük manalar, coşkular ve hatıralar yaşatır gönülden dinleyenlere ve anlayanlara.
Ezan, Habeşli Bilalin namaz için atan kalbinin dudaklarından dökülen sesidir. Ezan, tevhidin sembolü, islamın ses ve söze dökülüşüdür. Müslümanın kalbini, beynini, ruhunu ve bedenini harekete geçiren sesli dokunuştur ezan. Ezan, Allah'a çağıran, salih amel işleyen ve Kuşkusuz ben Müslümanlardanım diyenden daha güzel sözlü kimdir?[2] buyrulan Kerim Kitabımızda taltif edilen en güzel çağrılardan biridir.
Kardeşlerim!
Ezan, doğum ile ölüm arasında boş bırakmaz insanı. Dünyaya gözlerini açan bebeklerin kulaklarına ezan okunur. Her mümin hayata merhaba dediğinde ezanla kendisine Rabbinin adı hatırlatılır ve adeta ilk manevi aşısı yapılır. Bu anlamda ezan, bütün manevî kirlerin, kötülüklerin ve sapkınlıkların hayatı boyunca o çocuktan uzak durması için yapılan bir duadır.
Ezan, islamın şiarlarından biridir. insanlar ezan okuma ve birinci safta yer almadaki sevabı bilselerdi, bunu yapmak için aralarında kura çekerlerdi.[3] sözüyle Efendimiz ezanın bu önemine işaret etmiştir.
Ezan, Ümmet-i Muhammedin simgesi ve ortak değerlerindendir. Ezan, dilleri, renkleri, ırkları ve bütün farklılıkları islam dilinde birleştirir. Bir kubbe altında omuz omuza bir ve beraber kılar müminleri. Çoğu zaman gündelik hayatın türlü meşgalelerine boğulan bizleri, Allahın huzurunda saf durmaya, diri olmaya çağırır; her daim yineler çağrısını:
Hayya alas-salâh, Hayya alal-felâh.
Kardeşlerim!
Ezan, aynı zamanda özgürlüğün sembolüdür, gür sedasıdır. Ezan, okunduğu beldenin özgürlüğünü, bağımsızlığını da haykırır. Bu yüzdendir ki merhum Mehmet Akif:
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli derken bu gerçeği dile getirmektedir.
Bununla birlikte gerçek özgürlük, imandadır. Gerçek hürriyet, Allaha kulluktadır. Gerçek özgürlük, fâni olanın esiri değil, hâkimi olabilmektir. işte ezan, dünya üzerindeki herkesi her daim, Âlemlerin Rabbine kulluğa ve hakiki özgürlüğe davettir.
Kardeşlerim!
Ne mutlu günde beş defa yapılan bu kutlu çağrıya rükû ile, secde ile icabet edebilenlere. Ne mutlu günde beş defa, Evet, Yâ Rabbi! Sadece seni yüceltiyoruz. Senden başka ilâh olmadığına, Muhammed Mustafâ (s.a.s)nın senin resûlün olduğuna, kurtuluş ve mutluluğun bu çağrıya uymakta olduğuna inanıyor ve şahitlik ediyoruz. diyebilenlere.
[1] Zehebî, Siyeru alâmin-nübelâ, I, 357-358.
[2] Fussilet, 41/33.
[3] Buhârî, Ezân, 9.
az önce dinlediğimiz hutbedir.
güncel Önemli Başlıklar