bugün

aman ateist bişey yazar müslüman cevap verir sonra? ya elinize hiç birşey geçmiyo bırakalım bu sohbetleri... memleketin konusulacak çok seyi var
'21. yy da allah'ın varlığını, 2.yy yöntemleri ile açıklama' şeklinde düzeltilmesi gereken başlıktır. Allah'ın varlığına inanma hali, herhangi bir buluş veya icad ile değişmez, ancak inanç sistemleri sorgulanır, dinler sorgulanır, dinler 2.yy daki gibi incelenmez, 21. yy olanakları ile incelenir.
orta çağ'da ateist olmakla aynıdır.
19. yy'da budist olmakla aynıdır.
18. yy'da şintoist olmakla aynıdır.
17. yy'da jainist olmakla aynıdır.
16. yy'da şaman olmakla aynıdır.

sorun inancın çağa göre değişmesinde değil, inancın temelinde yatan rasyonel düşüncende. inanıp inanmadığını temellendirmek önemli. temellendirdikten sonra istersen göte inan *.
teknoloji, evrim teorisi, büyük patlama gibi olmuş ve olacak tüm etkenlere rağmen tüm bunların allah'ın izni ile olduğunu düşünmek ve ona sonuna kadar inanmaktır.
benim asıl anlamadığım neden sanki birileri sizi allah'a inanmaya zorluyormuş gibi konuşuyorsunuz, üzerinizdeki baskı kendi kendinize oluşturduğunuz ve farkında bile olmadan hissettiğiniz allah korkusu mu acaba, bunu inanmamanıza rağmen mi yapıyorsunuz, ne garip?
(bkz: nabalım sana mı inanalım)
Maymundan geldiğini kabul edip Allah'ı reddedenlerin anlayamayacağı kadar güç bir durum.
ilkel çağlarda inanç olduğu yanfikirli önermedir fakat yanlıştır. zira ilkel çağlarda zaten inanç faktörü yoktu yani insanlar yalnızca hayvanlar gibi vahşi yaşayıp avlanıp hayatlarını idame ettiriyorlardı. inanma ihtiyaçlarını ilkel benlikleriyle bir şekilde karşılıyorlardı. dolayısıyla inanmak ilkellikle bağlantılı bir durum değildir. eğer öyle olsaydı allaha inanç onbinlerce yıl öncesinden günümüze gelen bir inanç olurdu.
hindistanda dogup anası babası dedesi dedesinin dedesi arkadasları inege taparken dogsalardı inegin tanrı olup olmadıgını hic düşünmeden tartişmadan süphesiz inanacak insanların türkiyede dogup anası babası dedesi arkadasları allaha ve muslumanlıga inandıgı ortamda dogmuş olmaları durumundada allahın varlıgına süphesiz inanması kaçınılmazdır.
ben allah yok demiyorum ama tartışın düşünün biraz kardesim körü körüne inanmayın..
bu yüzyılda Allah'a inanmak daha kolaydır. Ama aynı şekilde bu yüzyılda günaha dalmak da o kadar kolaydır. eski insanlar az bildiklerinden iman edemeyebiliyordu. ama şimdiki bilimsel gelişmelerden sonra Allah'ın varlığı daha kolay anlaşabilmektedir. geçmişte "beni melekler nasıl görüyor" diyene örnek yokken şimdi kullanılan kameraları görünce çok daha kolayca idrak edilebilir. ayrıca, dünyanın yuvarlak olduğu, döndüğü gibi gerçekleri anlatan kuran-ı kerim şimdi daha iyi anlaşılabilmektedir.
hadi biz yine allaha inanıyoruz da yirmibirinci yüzyılda taştan yapılmış buda heykellerine ve ineklere inananlar ne yapsın.
(bkz: ateist liseli)
inanç ihtiyaçtır.
21.yy'da allahı sorgulayan otistik söylemi.
inanmama olayını abartıp inananlarla dalga geçtigini sanan ahmaklardan çok çok zeki insanların yaptıgı olay.
ahir zamanda daha da kıymetli olan imanı, inancı yaşamaktır.
bu bize inancın ve yaratıcının zamanla eskimediğini, kalplerden silinemediğini kanıtlar.
21.yüzyılda doğan bir çocuğa izzettin ismini vermek gibi geliyordur bazı insanlara.onlara göre 21.yüzyılda şaban,maşallah gibi isimler mi konurmuş hiç.
değişen dünyayla inanclarını da değiştirmek için bahane arayıp kendini kandırma egiliminde bulunanların düşüncesidir.
herkesde ben farklıyım havası b. ok var sanki
sorma gitsin. daha trendy tanrılar var şu sıralar... onları denemekte fayda görüyor, en azından gidip bi bakmanızı istiyoruz.
dinli günler atlası'nı takip edin.
bu zamana kadar evrimini* tamamlamış her bireyin yapması gereken şeydir.
inanma nedenimiz bellidir. bellidir de inanmayanların inanmama nedenleri insanı güldürür. hem de gül gül..
basit şeyler ile "inanmak" gibi bir güzellikten, enginlikten mahrumlar. acıdım.

teknolojinin gelişmesi Allah'a inanmama nedeni olamaz. nedeni ise, her devrin kendisine has teknolojisi var. örneğin newton'un fiziği kabul gördükten sonra, artık fazla konuşulacak birşey kalmadığı iddia edildi. ama gel gör ki, izafiyet ve kuantum teorileri modern fiziğin öncü teorileri olagelmiştir. yani teknoloji devamlı gelişiyor. bunda bir beis yok.
ayrıca metafizik olaylara dikkat çekmesi bakımından ve zamanın göreceli olmasını anlatması bakımından bu modern fiziğin yeni teorileri, bizim inancımızın pekişmesinde rol sahibidirler.

bir fosil bulunması (ki evrim teorisini varsayımlar ile desteklemekten öte geçmemiştir bunlar) bir teorinin doğruluğunu ispat edemeyeceği gibi, bir teorinin doğruluğu kesin olarak da ispatlanamaz. kuram bu, bir çok felsefi varsayıma dayanır. bir fosil bulunması, milyonlarca fosil bulunması yine Allah'ın * varlığını sorgulamaya dahi ön ayak olamaz.

evrenin nasıl oluştuğu bellidir evet. evren big bang denen ilahi bir olay ile başlamıştır. yani bu evrenin başı ve sonu vardır.
big bang'i burada sabaha kadar anlatmanın lüzumu yoktur. ama bilenler bilir ki, evren yoktan var olmuştur.
big bang ile materyalist felsefenin en büyük dayanağı, nobel ödülü sahibi aynı zamanda, durağan hal (bkz: fred hoyle) teorisi geçerliğini kaybetmiş oldu. yani madde ezelî ve ebedî bir şey değildir. bir yaratıcısı vardır. kendi kendine de olamaz herhalde??

burada da inancımız devreye girer. bilim kendi yöntemleri ile açıklayamaz bu tür şeyleri. biz de diyoruz ki:

"bunları yaratan, alemlerin Rabbi, yüce Allah'tır.."
sonra da inancımızı yeniden tazeliyoruz:

"la ilahe illallah.. muhammedün rasulullah.."
22 nci yüzyılda da devam edilesidir.
"ilk hareketi kim başlattı" sorusuna cevap veremeyecek olan entrydir. En büyük ateistlerin bile ilk hareketi açıklayamadıkları düşünülürse yıl kaç olursa olsun tanrı inancı her zaman var olacaktır.
kainattaki gerçekleşen herşeyin tesadüf olabileceğine inanabilen varlık söylemi..
dünya hayatında kıyamete kadar olacak, ahiret hayatında sonsuza dek sürecek inançtır.
yar olmayanın balını tadacağıma, yârin zehrini içerim.
sana mı inanacaktık şeklinde cevap verilebilecek varlık söylemi.