bugün

bir kısım antu artığı yazarın iki takıma laf sokmak için birbiriyle yarıştığı maçtır.antu değil olum burası; adam bi ayar verirler, iflah olmayı unutursunuz!
hakem hatalarının futbolun önüne geçtiği maç.
galatasaray'ın attığı ilk golde faul vardır. çünkü rüştü elini topun üstüne koymuş ardından servet kayarak golü atmıştır. nobre'nin birkaç hafta önce haklı olarak verilmeyen golünden hiçbir farkı yok.

servet'in golü kalecinin öncelikli olarak elini kullanma hakkına engel olduğu için açık bir fauldür. nizami değildir.

holosko'nun yaptırdığı penaltı çok açık bir penaltıdır. tartışmaya değmez.

delgado'nun ikinci sarı kartının sarı kartla uzaktan yakından alakası yoktur. cüneyt çakır bir futbol cinayeti işlemiştir. delgado bana bir defada kart gösterdin, bu adam kaç defa aynısı yaptı diye sorgulamaktadır. yani adama kart istemiyor, kendisine sarı kart gösterilen pozisyonu anlatmaya çalışıyor. atılması tam bir futbol cinayeti ve işgüzarlık. yani delgado'nun oyundan atılması haksızlık olmuştur.

holosko ve servet'in bir omuz omuza mücadelesinde holosko direk kaleye hareketlenecekken servet'in omuz omuza mücadelede başarısız olarak yere düşmesi sonucu galatasaray lehine verilen faul kararı yanlıştır. burada belki beşiktaş'ın bir golü harcandı.

uğur inceman'ın sebep olduğu penaltıda lincoln çok açık bir şekilde kendisini yere bırakmıştır pozisyon penaltı değildir. uğur inceman'ın tutması itmesi çekmesi yoktur sadece elini futbolcunun önüne koymuş o eli gören lincoln de kendisini yere bırakmıştır. pozisyon lincoln'e sarı karttır.

makarayı bir yana bırakıp gerçekçi olarak maçı yorumlarsak,

cüneyt çakır'la birlikte 12 kişi oynayan galatasaray'In ezeli rakibini zorlanmadan geçtiği maç olmuştur. hakem sonuca etki etmiş, galatasaray alışık olduğu üzere hak etmeden bir 3 puan daha almıştır.
öncelikle bedavadan göstrilen kırmızı karttan mı,havadan verilen penaltıdan mı,faulden atılan golden mi bahsedeceğimi bilemediğim maç.Hakem çakır Beşiktaş ı kıyma kıyar gibi kıydı,tebrik ediyorum emeği geçenleri.
hakemin yine ön plana çıkartıldığı maç olmuştur. televizyondaki anlı şanlı yorumcuları küçük dilimi yutarak dinledim.

1. arda'nın düşüşü - penaltı
2. lincoln'ün düşüşü - penaltı
3. servet'in golü - gol
4. delgado'nun kırmızı kartı - geç kalmış bir kırmızı kart. inceleyelim:

zât-ı âlilerinin barış'a yaptığı hareket kırmızı kart olarak algılanabilirdi. nitekim rıdvan dilmen, bence kırmızı kart dedi. diyelim ki ağır bir yorum olurdu. sarıya hepimiz razı olalım.

ikinci sarıyı gördüğü pozisyonda hemen herkesin anladığı gibi ben de "ben bir kez yaptım kart gösterdin" diye çıkıştı muhterem. e b ne demek? zaten fifa'nın söylediği de bu değil mi?

"kart göstermen lazım" demenin standart bir hâli mi var? adam bana bir yapışta gösterdin derken "ona kart göstermen lazım" dedi. e allah var bir hayli de sinirliydi.

yani şunu demek istedi diye yorumlayanları mantık hatasına düşmüş olarak görüyorum. demek istediği şey de bizzatihi kart sebebidir.

galatasaray muhteşem mücadelesi ile maçı sonuna kadar haketti. beşiktaş, oyuna göre kazanmalıydı diyecek kimse var mı?

her hafta bir hakemi (çoğunlukla suçsuz olduğu halde) medyanın önüne yem olarak atanlar, pazar akşamı oynanan karşılaşmayı perşembe yorumlayacağım diye "öfke biriktirenler" kendi takımlarını ne hâle getirdiklerine bir göz atsalarya...

100. yıl şampiyonluğu dışında her alanda geri kalmış, sıradanlaşmış bir beşiktaş'tır bu yönetimin yaptığı. inanın lige sivasspor kadar "değer" katmıyorlar. kayserispor kadar "renk" katmıyorlar. ankaraspor kadar "onur" mücadelesi vermiyorlar.

sonra kalkıp hakemi medyanın önüne yem atacaksın öyle mi? sen ucuz adamsın, medya ucuz... siz ne satsanız alınır be abi!
futbolun güzel tarafı yerine kargaşa ve kavga kısmını seven "leş yiyiceleri" gene pek tatmin etmiş maç. holosko'nun zımba gibi çaktığı o güzelim gol ya da milan baros'un yaptığı hat-trick konuşulmuyor da, olmayan hakem hataları gene saatlerce sıkılmadan bıkmadan konuşuluyor. roberto carlos 97'de yaptığı gibi topa gene 8 metre falso verip çaksa "güzel gol" deyip geçersiniz, ama yan hakeme kendi dilinde küfredince 2 hafta incelersiniz herifi... yazık bu ülkenin spor medyasına, anca leşle beslenin siz.
rüştü'nün artık futbolu bırakması gerektiğini gösteren maç. beşiktaş'In kalecilerden yana şansı yaver gitmiyor bu aralar. hayırlısı.
galatasarayımızın 4-2 galip geldiği karşılaşmadır.

ancak şunu da söylemeliyim ki öyle eze eze filan yenmedik açıkçası normal bi maç oldu, gerçi bjk nin yenmesi zaten şans olurdu ama neyse..

maçtan sonra mutluluğumu gölgeleyen olay tartışmasız türk futbolunun yıldızı olan arda turan ın kaptanlık hakkında kırgın olmasıdır, 'bu saatten sonra ikinci kaptanlığı asla takmam' açıklaması yapmıştır, canımı sıkmıştır, ne üzüyosun lan beni..
hakemin galatasaray ın attığı ilk gol haricinde ciddi sayılabilecek bir hata yapmadığı karşılaşmadır, ilk golde ise rüştü topu net şekilde kontrol etmiştir, bir benzerini istanbul bb maçında beşiktaş atmış fakat gol iptal edilmişti. aynı gol sonrasında beşiktaş taraftarı yine hakem ve federasyona saydırmış fakat haksız duruma düşmüşlerdi.

insanın galatasaraylı da olsa gerçekleri görebilmesi lazım, maç galatasaray ın hakkı olabilir; penaltılar ve kartlar kesinlikle doğru*, beşiktaş a geçmiş olsun diyoruz umarım bizim özhan dana kurtulduğumuz gibi tüpçülerinden kurtulurlar.
delgado'nun kartıyla ilgili makaleler yazan arkadaşlara götümle güldüğüm maç. aynı kart aynı durum için gs'li bir oyuncuya gösterilseydi ya da hakem delgado'ya kart göstermese ve 11'e 11 bir maçı delgado sayesinde bjk kazanmış olsaydı yine herkes objektif değil işine geldiği gibi yazacaktı.
kaldı ki bu " kart ver hoca " hareketine- sözüne kart gösterme işi başlı başına bir saçmalık. böyle gerizekalı bir kural hangi sivri aklın bir ürünü merak ediyorum. bu koca götlü adamlar hiç mi futbol oynamadı, saha içindeki topçunun haleti ruhiyesinden zerre kadar anlamıyorlar mı?

tabii bu sözlerimi delgadoyu savunmak için yazmıyorum. hali hazırda gerizekalıca olsa da böyle bir kural işlemekteyse sen de oyunu bu kuralı göz önüne alarak oynayacaksın.

benim sözüm denizli'ye. geldiğinde bu takım yenilgisizdi. şimdi üst sıradaki takımlardan 4 tanesine de yenildin. deplasmanda iğrençsin. oyuncuların en kritik maçlarda kırmızı kart görüp maçın içine sıçtılar. ( fb- cisse , ankara-sivok ve dün delgado )
siz orada ne iş yaparsınız? teknik direktörlük sadece maç kadrosunu belirlemek midir? bu adamları disipline etmek çok mu zordur.
eğer bir takım 3 kritik maçta da 10 kişi kalıyorsa kusura bakmayın ama bunu tek suçlusu sizsinizdir.

bana maval okumayın.
yok benim adım denizliyse, bu takım beşiktaşsa, biz sene sonunda görüşürüz de vs vs..

hayır bursa, kayseri ve anteple inter toto için yarışan bir beşiktaş'a doğru gidiyoruz. sonumuz hayrola.

çok dertliyim sözlük.
çubuklu formamıza, o kutsal renklere ihanet edenleri gördükçe sinirden ağlayasım geliyor.
bir fenerbahçe taraftarı olarak gayet rahat izlediğim maç. gönlüm beşiktaş'ın kazanmasından yanaydı ama olmadı. hakem 2 penaltıda da doğru kararı verdi, delgado'nun kartı biraz karışık tabi. delgado ben aynı şeyi bir kez yaptım hemen kart gösterdin demek istedi. yeni kurallara göre hakeme kart hareketi yapmak sarı kartı gerektiriyor. ama her nasılsa beşiktaşlı arkadaşlar bunları duyunca yine çıldırıyor, kafaları yiyor bu hakemlerle nereye kadar diye çıkışıyorlar. bu sene hakem hataları en çok beşiktaş aleyhine yapıldı kabul, ama dünkü maçta da hakem hatası yoktu sizde bunu kabul edin.
seyir zevki açısından güzel geçen karşılaşma. bir galatasaraylı olarak şunu söylemek isterim; hakem konusunda beşiktaşlılara hak veriyorum, fakat biraz abarttıklarını da söyleyeyim. delgado' nun ikinci sarı kartı kesinlikle fiyasko. hakemler bu "kart göster hareketi" dene olayın bokunu çıkartmakta kararlılar heralde. araladında anlaşmışlar. ayrıca adam zaten kart göster demiyor ki. ayrıca kuralda her kart işaretine sarı kart gösterilecek birşey yok. hakemi rencide edici, diğer takım üzerinde baskı oluşturacak, hakemin kararlarını etkileyecek şekilde kart istemek, sarı kartla cezalandırılır. kural budur. yazık oldu delgado' ya.

diğer pozisyonlar için kimse ağzını açmasın. arda' nın da, lincoln' ün de pozisyonu buz gibi penaltı. servet' in golü de tartışmalı olabilir fakat bana gol gibi geldi. bana göre tecrübeli isimler tartışsın bu konuyu. sokaktan geçen adamın çözeceği iş değil.

maçta tek üzüldüğüm şey beşiktaş' ın 10 kişi kalmasıydı. 11 kişi oynasalardı gerçekten çok daha güzel bir maç izleyebilirdik.

vay efendim galatasaray çok iyi oynadı, beşiktaş' ı ezdi falan demesin kimse. tamam güzel top oynadı, goller dışında bir de direkten dönen pozisyon var... fakat beşiktaş 10 kişiyken neredeyse bizden daha fazla pozisyona girdi. penaltılar olmasa adamlar maçı alıyolardı az kalsın. 10 kişilik takıma maç verecektik.

erman toroğlu' nun şu lafı da maça damgasını vurmuştur benim için; *
( hakemin delgado' ya gösterdiği ikinci sarı karttan sonra )

" cüneyt çakır' ın ingilizcesi biraz değişik. yani kanarya sevenler derneği ingilizcesinden konuşuyor heralde. "

laf yerine gitti heralde fazla da konuşmaya gerek yok. *

iki takımı da bu güzel maçı bize izlettikleri için teşekkür ediyorum. galatasarayımı da tebrik ediyorum. daha nice zaferlere...
tam olarak sevinemediğim maçlardan biriydi. bir galatasaralı olarak beşiktaşı kardeş takımımız olarak görüyorum. o yüzden sevincim biraz yarım kaldı. bu skoru fenerbaçeye karşı alsydık, işte o zaman tam olarak sevinirdim,ama yinede olsun sezon sonu fenerliler değil biz gülüceğiz.
lig tv'nin, güzel bir videosunu hazırladığı maç.

http://ligtv.com.tr/VideoHaber/?r=1&hid=50272
ozetinin 67. dk lincoln' un dusurulusu sirasinda yasananlar oldugu mac. inceman, lincoln ile bogusurken hemen arkalarindaki 2 besiktasli futbolcunun rahatligi... mac sirasinda tartisilacak kadar onemli bir konu olmali ne konusuyorlarsa artik... bir de aninda dudugu calan hakeme el kaldirip itiraz etmeleri yok mu...
Unutamayacağım maçlar arasında yerini almış derbi. Yeni açıkta yerimizi almışız ve takıma verilen sonsuz destek. Maçtan çok galatasaray taraftarı'nın, beşiktaş ile dalga geçiyor olması dikkat çekiciydi. Delgado'nun kırmızı kartı ile birlikte Beşiktaş'ın boşa harcadığı gol pozisyonları sonrası "oo oo gerizekalı" tezahüratı devamında "yeter yıldırım demirören yeter" ve skor 4-2 olduktan sonra "daşşak geçiyoruz" tezahüratı yılın önemli tribün ayarlarından birisiydi. Maçın bitiş düdüğünden sonra Kapalı, Eski açık ve Yeni açık üst'ün stadı boşaltmayarak beşiktaş taraftarı ile tekrardan dalga geçmeye devam etmesi ayrıca yardırmıştır. Geldi geçti ve güzeldi..
galatasaray taraftarının değil cüneyt çakır'ın beşiktaş ile taşşak geçtiği maçtır.
"koy, koy x takıma, koy y takıma, hepsi z olsun, kara kartal'ım şampiyon olsun! in-şal-lah!.." tezahüratını, "inşallah"lı nakaratı dahil olmak üzere araklama midesizliği gösterenlerin ancak kendileriyle dalga geçebildiği maçtır. gerçek dalga 33. hafta inönü'de olacaktır. tıpkı 02-03 sezonunun 33. haftasında olduğu gibi.. *
sadece türkiye'de uygulanan çok sikik bi kural sonucu delgado'nun kırmızı kart gördüğü maç.
bir sonraki entarisi ama bizim uefa kupamız var olacak avuntu manyağı taraftar söylemi.