bugün

afrika 2010' u izleyip de ortalama 20 li yaşlarda olan yazar söylemidir.

(bkz: ne maçlar vardı usta)
türkiye'yi sadece bir defaya mahsus dünya kupasında gören insanların hissettiği duygudur.
türkiye nin büyük başarısı vardır ve bu nedenler unutulmaz. 15 yaşında olan yazarlar da hatırlar.
2002de vuvuzela diye bi alet olmadığı için unutulmaz.
imanlılar atamıyordu, imansızlar atıyordu,
koreliler, bize avrupalılardan daha yakındı
rüştü, nerdeyse kaleye çaput bağlamıştı
hasan en karizmatik keldi
collina vardı bir de
unutmak ne mümkün.
ilhan Mansız'ın altın golünü her zaman açıp izlemek
japonya ve senegal maçlarında deliye döndüğümüz kupadır. diğer maçlarda da tabiki heyecan doruktaydı. ancak unutamamızın tek sebebi bizim maçlar değil tabiki. diğer maçlar da çok heyecan vericiydi ve tatmin ediyordu.
ilhan mansızın roberto carlosa attığı çalımı gördükten sonra başa gelendir.
bahsedilen türkiye' nin 2002 dünya kupasında gösterdiği performans ise, geçmişle yaşamaktır. evet, türk milli takımı bu turnuvada hepimizin göğsünü kabartan başarılar kazanmıştır ancak 8 sene önce yapılmış bir turnuvayı hatırlamak yerine bugünün tohunlarını ekersek daha yararlı olabilir.
unutulur mu vallaha unutulmaz. hayatı da güzel yapan bu unutulmayan ve hatırlandığında

göz de bir damla yaş değil dudaklarda bir parça gülümseme olan anlardır.

(bkz: yılmaz erdoğan tadında entry girmek)
lgs'den çıkıp koşa koşa bir berberin camından kosta rika maçını izlemektir.
Şu anda ilk Brezilya Türkiye maçını ve Hasan Şaş'ın attığı golü hatırlamaktır.
bir oluruz yolunda şarkısı ile özdeşleşmiş bir dünya kupasını unutamamaktır.
ortaokuldayken dersten kaçıp maç izlemeye gitmemize sebep olan dünya kupasıdır. büyük bir heyecandır. elbette unutamamak normaldir.
bizler için harika geçen bir turnuvayı anımsamaktır.

ancak genel anlamda en sıkıcı dünya kupalarından biri olduğunu da unutmamak gerekir.

1990 dünya kupasının eli olsa su dökemez açıkçası.
rivaldo nun yaptığı yavşaklığı da unutamaz bu insanlar.
50 yılda bir kere tekrarlanacak bir olay olduğun içindir.
gerçekten öyledir unutulmaz. brezilya-türkiye maçını okulun altındaki toplantı salonunda izlemiştik. müdür kral adamdı televizyon koymuştu, ortaokuldaydık peh peh biz büyüdük ve kirlendi dünya kupası.*
hakan şükür ün emre yi golden sonra kucağında salladığı görüntüleri unutmak mümkün değildir.
sulu boyalarla yüzümüzü kırmızı beyaza boyayıp, bir arkadaşın evinde toplanıp, ekran başına geçtiğimiz günlerdi. çocuktuk lan güzeldi. ne bilim işte. anlatılmaz yaşanır.
2010 dünya kupasındaki kötü futbol kötü seyirciyi görüp.2002 de sabah 10 kalkmanın bile güzel olduğunu anlamıştır çoğu kişi.
güzelim türkiyemiz'in bizi 6 senede bir kupalarda temsil etmesinden mütevellit bütün türk insanlarının yaşadığı olaydır.
nefret ettiğim hasan şaş ve ilhan mansız'a en çok sempati duyduğum zaman olmasından da kaynaklanabilir..
ilhan mansız ın carlos un aklını aldığı görüntüleri unutmak mümkün değildir.
ne zevkli maçlardı o sırada 11 yaşındaydım o maçların zevkini halen yakalayabilmiş değilim.