bugün

Asgari ücretle yaşam mücadelesi veren ve ezilen insanların, birlik beraberlik duygusuyla kenetlenen tüm emekçilerin işçi bayramı kutlu olsun.
işçi bayramı.1886'da amerika'da greve giden işçilerden,4 işçi liderinin öldürüldüğü gün.
Bugün 1 Mayıs !

iscilerin, emekcilerin mücadele günüdür bugün. Bugünü " bahar bayrami " olarak asilime
edenlere inat, yasasin 1 Mayis !
1 Mayis iscilerin, emekcilerin ulusarasi dayanisma ve mücadele günüdür. Kapitalizme, emperyalizme,
fasizme karsi yoldaslarin kol kola, omuz omuza mücadele ettigi gündür. Bu önemli günü
bahar bayrami senligi olarak kutlamaya calisanlarin hedefi, ülkedeki bilincli yoldaslari
sinrdimek istemeklerinden kaynaklanir. 1 Mayis'ta polislerlerin darbelerine maruz kalan,
yoldaslar isimlendirilip ( Terörist ) iskenceden gecilip, hapse atilmistir.
Ama unuttuklari birsey vardir. Fasistlerin devrimci mücadeleyi sindirme politikalari asla
gerceklesmeyecektir. 1 sehit veriririz, 1000 nefer ile omuz omuza mücadele ederiz.

1 Mayis 1977 katliaminda yoldaslarimizi öldüren fasistlerin cezalandirilmadiklarini hatta
ödüllendirildiklerini biliyoruz. Bu yüzdendir ki hala 1 Mayis'ta sehitlerimizi anmak icin
Taksim'e girmemize engel olur bu cuntaci zihniyeti. 1 Mayis katliamini bile anmamiza karsi
cikiyorlar, bunun üzerini örtmeye calisiyorlar. Karsi cikanlari ise sindirmeye calisiyorlar.
BU bile dikta rejiminde oldugumuzun bir göstergesidir. Fikir özgürlügüne karsi cikan,
demokrasiyi amac degil arac olarak gören, isci ve emekci halkini sömüren, insanlari asilime
edip, kültür yozlasmasi icerisine iten ve bu haksizliga karsi cikanlari iskenceden geciren
bir rejimdir.

Halbuki bu rejim karsisindaki mücadelemiz devrimi gerceklestirene dek devam edecektir.
Bizim hedefimiz yine Taksim'dir. Bunun mücadelesini verecegiz bu baski devam ettigi sürece.
Bizim mücadelemiz esitsizlige, isci sinifinin, emekcinin, köylünün sömürülmesine,
yobazliga, dini siyasete alet edenlere hatta dini ülke meselerinin üzerinde tutanlara,
fasistleredir. Herkesin esit haklara sahip olabilmesi icin, tam bagimsiz bir ülke icin,
insanlarin sömürülmedigi, emek haklarinin cignenmedigi, fasizmin olmadigi bir ülke de
yasamak icin mücadele ediyoruz ve bu mücadelemizin sonucunu alacagiz.

Bugün, yeniden 1 Mayis alanlarindayiz.
Bugün, ellerimizde esitlik, özgürlük ve adalet isteyen bayraklarimiz var.
Bugün sesimize ses katma, yüreklerimizi yüreklerimizle birlestirme zamani.
Bugün, neoliberal politikalara ve onlarin yaraticilarina daha güçlü karsi durma zamani.
Bugün, gericilige ve irkçiliga karsi daha fazla dik durma zamani.
Bugün, dünyadaki kardeslerimizle birlikte bize dayatilan açligi, yoksullugu,
sömürüyü, savasi, gözyasini ve aciyi yenmek için, kendi yasamimizi ve gelecegimizi savunmak
için, mücadele bayragini daha da yükseltme zamani.
yasasin 1 mayis emek ve dayanisma gunu.
görsel
görsel
işin sağı solu bir tarafa, çok da fazla büyük olmayan bir meydan ve anıtı "korumak" için sayısı otuz bin civarında telafuz edilen polisin bir semte yığılmasının gerçekten komik durduğu gün. dünya üzerinde taşıdığı ve ifade ettiği anlamların aksine ülkemizde çok dar bir çerçevede yaşanması ne yazık ki üzüntü vericidir. ülkenin her tarafından uçaklarla dahi polisler istanbul'a taşınıyor. aynı şekilde bazı insanlar da ülkenin her tarafından istanbul'a geliyor. her sene aynı insanlar, aynı çatışmalar yaşanıyor. polis kaskını, gaz maskesini takıyor; diğerleri de yüzlerini kapatıyor. muhtemelen yayın arasında "iyi iş yaptık bugün hacı" diye ellerini sıvazlayan televizyonculara gün boyu, hatta birkaç gün boyu yetecek kadar malzeme çıkıyor. 75 milyonluk, uçsuz bucaksız türkiye'nin "1 mayıs"'ının afbuyurun kıçım kadar taksim meydanına indirgenmiş olması ne kadar garip, ne kadar saçma...
Babam hiçbir zaman eve geldikten sonra ellerini ayaklarını yıkamadan koltuğu oturmaz.Ben küçükken babam işten geldikten sonra bacağına yatar onunla birlikte haberleri izlerdik birgün bu rutin olayı gerçekleştirmek için babamın yanına gittim bira bitkin gördüm nedenini sordum işler biraz ağırdı dedi neyse ki ben yerimi aldım ve babamın bacağında haberleri izlemeye koyulduk babamın ayaklarını uzatmış şekilde duruyorken gözüm ayaklarına çarptı ve ne göreyim babamım ayaklarından duman geliyor bunu görünce o kadar çok şaşırmıştım ki kaç kez gözlerimi kapatıp açıp kaç kez baktım hatırlamıyorum bile babama baba ayağından duman geliyor diye söylenmiştim ve kafamı kaldırıp onun yüzüne bakınca bana ufak bir tebessüm etmişti yorgunluğunu gözlerinden o kadar iyi okuyabiliyordum ki bana nasıl anlatacağını düşünüp anlatamamıştı birşey diyememişti ve o an ki tebessümü hâlâ aklımın bir köşesindedir çıkmaz.

Bir dumanla Ve o tebessümle öğrendim ben şerefiyle namusuyla evine ekmek götürmek çocuklarını mutlu etmek isteyen bir babanın işçinin emekçinin ne zorluklar çektiğini ne kadar emek sarfettiğini benim emekçi babamın biz daha iyi yerlere gelelim diye nelerle mücadele ettiğini gördüm.

Ve babam gibi nice babaların anaların

alının akıyla
emeğinin karşılığıyla
kendi teriyle
şerefiyle namusuyla
çalmadan çırpmadan
aldığı paranın hakkını vererek çalışan işçilerin
işçiler bayramı kutlu olsun.
Bildiğim tüm işçi sınıfının çalışmaya devam ettiği (mesai adı altında) memurun tatil yaptığı gündür.
Güya işçinin, emekçinin, üretenin bayramıdır.
Sorunları ayyuka çıkmış kitlenin bayram kutlamaya mecali mi kalmıştır?
iliği, kemiği kurumuştur garibanın.

Yarın, konuşmalar, canım işçi cicim işçi nidaları, pohpohlamalar, güzellemeler, gaz vermeler ve gün bitecek.
Ne onlar erecek muratlarına ne de biz çıkacağız kerevetine!

Neyse adettendir, kutlayalım o zaman.
Haklarını sonuna kadar alabilen, güvenliği en yüksek seviyede korunan, iinsan olduğu hatırdan çıkmadan kutlayacağımız nice 1 mayıslar olsun, kutlu olsun!
ABD'nin Chicago kentinde işçilerin 1 Mayıs 1886'dan itibaren iş gününün 8 saat olması için başlattığı mücadele 1889'da Milletlerarası işçi Kardeşliği Teşkilatı'nın Paris Kongresi'nde "işçilerin ortak bayramı" olarak kabul edilen gün.

tüm işçi ve emekçilere kutlu olsun:

Türkiye işçi sınıfına selâm!
Selâm yaratana!
Tohumların tohumuna, serpilip gelişene selâm!
Bütün yemişler dallarınızdadır.
Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir,
haklı günler, büyük günler,
gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan,
ekmek, gül ve hürriyet günleri.

Türkiye işçi sınıfına selâm!
Meydanlarda hasretimizi haykıranlara,
toprağa, kitaba, işe hasretimizi,
hasretimizi, ay yıldızı esir bayrağımıza.

Düşmanı yenecek işçi sınıfımıza selâm!
Paranın padişahlığını,
karanlığını yobazın
ve yabancının roketini yenecek işçi sınıfına selâm!

Türkiye işçi sınıfına selâm!
Selâm yaratana!

Nazım Hikmet
" işçiler sizin kardeşlerinizdir. Allah onları sizin yardımınıza verdi. Isteseydi sizi onların yardımına verirdi. O halde onlara güçlerinin yetmeyeceği yükü yüklemeyin. Yüklerseniz de yardımcı olun. Onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin "

Hadisi şerif.

Gücünün yetmeyeceği yükü yüklemeyen patron: yani günde 8 saattan fazla çalıştırmayıp, 2 işçinin yapacağı işi tek işçiye yaptırmayan patron.

Onlara yediğinizen yedirin, giydiğinizden giydirin: ya patron işçi gibi tüketim yapacak, ya da işçisini kendi seviyesine çıkaracak.
Kaçar yolu yok bunun.

Malesef sermaye yalamacısı, zamanın hocalarınca buz edilmiş bir hadis daha.
Birçok işçinin köpek gibi çalışarak kutlayacağı bayram.
Sivil olarak yürüyüşlerine katılırdım bundan 3 4 yıl önce. Sonra baktım biz yürüyoruz şarkılar türküler meydana çıkmak için dar bir sokağa girdik inşaat var iskele kurulmuş. iskelede işçiler. Biz yürüyoruz. Onlar tozlar içinde tuğla taşıyor, biz yürüyoruz. O gün sanırım 18 17 yaşlarındaydım. Anladığım günlerdi. Bu dünyada adaletin olmadığının. Günlük maaşa çalışıyor belli. Akşam eve ekmek götürecek. Ne bayramı?... Bilmiyorum çocuklar bilmiyorum.
görsel
ah abim, sen ve senin gibi emekçilerin günü bu gün, umarım daha adil bir dünya için,

kutlu olsun.
sanayileşmesini tamamlayamadan tarih sahnesine karışan imparatorluktan sonra doğan türkiye cumhuriyeti nde, ülkenin kalkınması adına yapılan sanayi atılımları, sosyalist kitlelerin sayısındaki artış, 2. dünya savaşı ndan sonraki çift kutuplu dönemin yansımaları sonucunda anlam ve önemi artan tören.