bugün

entry'ler (357)

soyut halk noel babasi

hala buralarda olduğunu, hala yazdığını görünce, öğrenince bir şaşırdım. allah allah çoktan bıkmıştır diyordum. neden bıkmıştır? çünkü ben bıkmıştım. ama o bıkmamış. ehe öhö çokomik.

şaka bir yana, kendisiyle uzun bir süredir görüşemiyoruz ve ben bu insanı da özledim. yarın özlememiş olabilirim, bu bugüne özel bir durum.

yazmayı hiç bırakmasındır. hep böyle kalsındır.

idioglossia

356. entry'mi şansına hediye ettiğim yazardır. ehe öhö çokomik. asıl olay özlemek. ve ben bu insanı özledim. kendisiyle konuşmayı yani. aaaa.

jolieist

bu kadar çok şey yazmasını beklemiyordum. hayat çok tuhaf. ve naber.

uludağ sözlük yazarlarının twitter sayfaları

http://twitter.com/ecivecivokke

lan yoksa? yoksa?

itü sözlük v3

arının götüne bez bağlayacaktır. merakla bekliyoruz.

murat ilkan

pentagram'dan ayrılacağını açıklayan, ve bizleri üzen efsanedir.

ehem. bir dakika, ağlamak yok brütüs sakin ol.

ben ki, "scorpions veda konseri veriyor, bir daha gelmeyecek adamlar, gidiyorlar brütüs!" diyerek sonisphere fest'den vazgeçmiş idim. şimdi öğreniyorum ki, bir efsane daha grubuyla sonisphere fest de bizlere hoşçakal diyor... ağlıyorum brütüs! yani pentagram hoşçakal demiyor, murat ilkan pentagram'a veda ediyor. Sonisphere'da murat ilkan'ın söylediği pentagram parçalarına hoşçakal diyoruz.

murat ilkan, sağlık sorunları nedeniyle grubu bıraktığını ve son konserlerini 1 gün sonra gerçekleşecek sonisphere festivalinde vereceklerini belirtmiş. ve murat ilkan'ın konuyla ilgili açıklamasıyla bitiriyorum, daha fazla dayanamıyorum brütüs.

“bundan ikibuçuk yıl önce fiziksel hareketlerimde farkettiğim bazı rahatsızlıklar sebebiyle doktora gittim.

yapılan tetkikler sonucu ms (multiple sklerosis) teşhisi konuldu. ms doğası gereği, zaman zaman geçirilen ataklarla, kişiden kişiye değişen bir seyir izler. bende rastlanan türü agresif olmadığı için şanslıyım.

şimdiye kadar pentagram’la çalışmalarımı aksatmadan sürdürdüm. ancak grup olmak birlikte hareket etmeyi gerektirir. rahatsızlığım nadiren de olsa bunu engellemekte.

bu sebeple, pentagram’a ve dinleyicilerine olan saygımdan ötürü, gruptan ayrılmanın en doğrusu olduğuna karar verdim ve grup arkadaşlarımla da kararımı bir süre önce paylaştım.

yönünü kendim çizebileceğim, kararları kendim alabileceğim bir oluşum içine girdim ve ilk olarak “murat ilkan akustik” projesini oluşturdum. bu projeyle ilgili gelişmeleri http://www.muratilkan.com ve facebook’taki murat ılkan – official page ‘ den takip edebilirsiniz.

25 haziran 2010 tarihinde inönü stadyumu’nda gerçekleşecek olan sonisphere festivalinde pentagram’la son kez sahne alacağım.

sonuç olarak hastalığım, şarkı söylememi engelleyen bir rahatsızlık değil. sadece şartlar ve etkinlik tarihihleri gibi ayrıntıların bana göre şekil alacağı yeni bir oluşumda müzik yaşamıma devam edeceğim.”

500 days of summer

http://bit.ly/dcxVuO
--spoiler--
summer: i think we should stop seeing each other. i mean this thing-- what are we doing? all we do is argue.
tom: that's bullshit.
summer: i mean, we've been like sid and nancy for months now.
tom: summer, sid stabbed nancy... seven times with kitchen knife. i... i mean, we have some disagreements, but i hardly think i'm sid vicious.
summer: no. i'm sid.
tom: oh. so i'm nancy?

summer: sanırım görüşmeyi kesmeliyiz. yanı bu-- ne yapıyoruz biz? tek yaptığımız tartışmak.
tom: saçmalıyorsun.
summer: yani, aylardır sid ve nancy gibiyiz...
tom: summer, sid nancy'yi bir mutfak bıçağıyla 7 kez bıçaklaşmıştı. ben.. yani, belki bazen tartışıyoruz ama kendimi sid'in yerine koyamıyorum.
summer: hayır. sid benim.
tom: hı. ben de nancy'yim öyle mi?
--spoiler--
erkek kızla tanışır. erkek aşık olur, kız olmaz. ve kızımız yani Summer yaşanan her şeyi bu diyalogla sonlandırır, bir anda, "ona ne olur" diye düşünmeden. ve erkek sadece şunu geçirir aklından; lan allahsız! Ve kızımız Sid ve Nancy'nin öyküsü gibi, erkeği 7 kez bıçaklamışçasına bu ilişkiyi sonlandırır.

azul

burada olduğunu duymamdan mütevellit hemen mahlas altına koştuğum yazardır. evet şaka maka, bunca zamandır burnumuzun dibindeymiş de görmüyormuşuz.

hoş sohbet iyi insandır kendisi, tespitleri de çohoştur gerçekten. benden büyük olduğunu büyük bir şevkle yüzüme vurmuş olsa da, katlanıyoruz işte ne yapalım. her neyse, iyi ki tanımışım dediğimdir, biraz da artizdir, koştursun dursundur. **
son bir şey daha, "i poke you!"

mdxtw

ben de tanıdım, ama o beni tanımadı. Nihahahha. Bunca zaman sonra buradaki varlığını keşfetmemden mütevellit bu kadar geç yazıyorum, affetsindir kendisi.

please please please let me get what i want

kısa ve öz şeyler her zaman daha anlamlıdır dedirten. loop'a alıp, durmadan dinlenmesi gereken şarkıdır.

phil21

merhabalar sayın yazar, nasılsınız?

kendisine hızlandırılmış çeviri dersi vereceğim. Hatta onu yanıma çırak olarak alacağım. Nasıl fikir ama?* Koştursun dursun bakalım.

sözlükçülerin last fm sayfaları

http://www.lastfm.com.tr/user/ecivecivokke

idioglossia

hala çaylak hala çaylak. bu sinirlenmeye başladı sözlük bak sonra demedi deme.

eko sözlük yazarlarının müthiş başarısı

çoğu kişinin beceremediği şeyi becermişlerdir.

küllerimizden doğuyoruz. evet var mı başka sözü olan?

uuserlerin deviantart adresleri

http://jamjamm.deviantart.com/

edgar allan poe

absinth bağımlısı ve çok değerli bir yazar, şair. idi.

sözlükçülerin formspring sayfaları

http://www.formspring.me/ecivecivokke

sor bakalım istediğini, söz cevaplıciğim.

tamtam

(#6960877) tamtam ekşiden kopi pest* yapmış, eneee.

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=1946979

peynirciks

6. nesil devrini bana bir mahlas altı girmeden kapamıştır. **

matematiğin çöktüğü an

bir kaç yıl öncesinde 2+2=5 i duyduğumda "harbi lan çökebilir galiba bu matematik" diyordum.

her sayının birbirine eşit olmasıysa * "çöküyor valla!" dedirtmişti bana.

üstüneyse galileo (sonsuzluk) paradoksunu öğrenişim "çöktü be! heheh." dedirtmişti.

tabi ki o zamanlar paradoksların eksik ve yanlış noktalarını bulamıyordum ve matematik benim için bitmişti. ama sonradan farketmiştim, matematik matematiği çökertemez.*