bugün

entry'ler (100)

anadolu yakasında yaşanacak mahalleler

ümraniyede; site mah. (nezihtir, toplu taşıma az, özel araç gerektirir. sakindir, tatlıştır. insanlarının ve çevresinin ümraniyeyle asla alakası yok (burda yaşadığım çok mu belli oldu))
kadıköyde; feneryolu, fenerbahçe, eğitim mah. (aşırı pahalı)
üsküdarda; kuzguncuk ve icadiye (aşırı pahalı 2)
diğer yerleri bilmiyorum

gürkan tekman

ya hiç unutmuyorum yıl 2010 falan biz 2. sınıftayız. bir gün toplandık birkaç arkadaş tiyatroya gitmişiz Nilüfer ilçesinde yanlış hatırlamıyorsam. anaa bi baktık Gürkan Hoca. Ben bi mutlu anlamsız. Neyse gittim Gürkan Hocanın yanına son derece minnoş ve sevimli bir şekilde "Merhaba Hocaaaaaam" dedim. Gürkan Hoca sadece göz ucuyla bakarak "hmmmm merhaba" dedi ve döndü gitti. ben şok. o sebeple Gürkan Hocayı dışarıda falan gördüğümde selam vermezdim o da zaten bakmazdı hiç. Aradan 9 yıl geçmiş hala o an gözümün önünden gitmez. Kalp kırdın be adam...

ersin kuşdil

2013 mezunuyum. özledim. yalan yok özledim

beklemek

ya bu ben değil miyim? aşırı özlemişim sözlüğü... En son üniversitedeyken falan entry girmiştim galiba.
neden bugünü bekledim bilmiyorum...

gecenin şarkısı

http://www.youtube.com/watch?v=xrPY3CZ5VdI&index=22&list=UUwyLoZTnErWkHLZq51v91Qg

net.

iz bırakan kitap cümleleri

paulo coelho'nun veronika ölmek istiyor kitabından gelsin; "her yeni gün mucizedir".
okuduğumda çok etkilenmiştim de şimdi o kadar şey olmadı sanki. kitabın sonunda böyle bi söz var, kitapla bütünleşince güzel oluyo demekki. valla bak. böyle direkt söyleyince dizi cümlesi gibi ama kitapla birlikte manidar oluyo. kitabı okuyun lan yani güzel kitap.

manuş baba

uzun zamandır gerçekten bu kadar ciğerime işleyenini dinlememiştim. aslında asıl favorim "bırak seveyim"di fakat biraz önce maalesef yeni keşfettiğim (benim cahilliğim) "geceler kara tren" şarkısı ile ciğerim paramparça olmuştur. ciğerini parçalamak isteyen varsa dinleyebilir; buyrunuz efenim;

http://www.youtube.com/watch?v=xrPY3CZ5VdI&index=22&list=UUwyLoZTnErWkHLZq51v91Qg

lütfü kaan özdemir

bir zamanlar zuhal topalın izdivaç programında psikologluk yapmış şahıs. aslında eğitimlerine baktığınızda müthiş eğitime sahip ama adamda bi şovmenlik edası var.
geçenlerde bi eğitimine katıldım; tam bir hüsran. şovmen yani bildiğiniz etraftan takdir toplamaya çalışıyor. mesela bi hareketini anlatayım; çözüm odaklı terapi eğitimindeyim, anlatıyo işte mucize sorular istisnalar falan... her cümleyi söyledikten sonra etrafına kısık gözlerle bakıp kafa sallıyor. yani kendi içinde şunu düşünüyor; offf çok iyi anlattım müthişim arkadaşlar. oysaki zannettiği kadar iyi bir eğitimci değil. böyle nasıl desem mezunlara göre çok aşırı konsantre eğitim bekleyenlere göre değil de öğrencilere göre eğitim verebilen daha soft geçen eğitimler. ayrıca çözüm odaklı terapide süpervizyon yapıyorum dedi, külliyen yalan. herkes etrafındaki arkadaşlarıyla grup olup birbirine terapi yapıyor güyaaaaa.

zorunlu din dersi kaldırılırsa olacaklar

(bkz: özgürlük)

ben en cirkini guzellerin

http://www.youtube.com/watch?v=K3KAYRJnIhI

eski sevgiliyi unutamamak

ilk'lerin onla çoksa unutamazsın. zaten unutmaya çalışmamak lazım, anıdır hatıradır. güzel günler geçirmişsindir beraber; o güzel günlerin hatrına bile olsa unutulmaz lan. olay aslında unutmak değildir öyle bir şey de mümkün değildir zaten; olay artık onu, onla geçen günleri hatırlayınca üzülmek değil de 'ne güzel günlerdi' diye mutlu olmaktır aslında. ana düşünce şudur ki; eğer ileride hayatına yeni girecek olan insanlarla mutlu olmak istiyorsan; eskiden çok mutlu olduğun çok sevdiğin insanı unutmaya çalışma ki nasıl mutlu olunacağını hatırla, nasıl aşık olunacağını hatırla.
(bkz: olum çok mu acıklı oldu la)

yılmaz özdil

fazlasıyla ulusalcı kişilik; izmirdeki türkan teyzeler bayılır kendisine; fütursuzca savunurlar. asla laf söyletmezler. ama görmezler ki; laf ettikleri kişilerin bazılarından daha faşisttir. ağzının ve kaleminin ayarı yoktur. belli bi kesimin özellikle izmirli türkanların beğenisini almak için çoğu insanı kendine düşman etmeye bayılır.

kürt isminin türk ten arak olması gerçeği

faşistliğiniz her yerde.

psikolog

4. sınıfta hatta yavaş yavaş 3. sınıfın sonlarına doğru başlar pişmanlık. hiçbir şey hayal ettiğiniz gibi değildir; hayal ettiğiniz gibi olmayacaktır. bölüme girerken hayal edilen şey; klinik açarım çılgınlar gibi parayı kırarım; hastalara da bol bol terapi yaparım hepsini çok güzel tedavi ederim ohhh miss. peki sonuç: klinik tabiki açamıyosun yüksek lisans+ tonlarca aşırı pahalı eğitimler alman gerekiyor. peki 4 yıllık mezun olan psikologlar napıyor? cevap: fellik fellik iş arıyor; batıda yaşıyosanız hele maaşlar çılıgn düşük; anaokulu, özel eğitim, bakım evlerinde falan çalışıyorsun. iş tatmini=0. yani olay şu ki; yazmayın, psikolog olmayın. çünkü istediğiniz gibi psikolog olamıyorsunuz hele ki bu ülkede sıfır sıfır sıfır.

akp döneminde 23 milyar ağaç dikildi

23 milyar dikildi de ondan önce kaç tane kesildi; ben size tahmini söyleyeyim nerdeyse iki katı.

berkin elvan

içimizi yakmıştır en derinden.
her şeyi herkesi geçin sağını solunu, dindarını ateistini hiç kimse zerre umrumda değil. emin olun o minicik çocuğun da umrunda değildi. yapmayın ey inanlar; çocuk ya bildiğiniz çocuk. daha bilgi işlemleme, bilişsel yapısı oluşmamış bir çocuk. 15 yaşında bu çocuk ey vicdansızlar, eyy allahsız yaratıklar; özür dile ya. halk senden özür bekliyo hatanı kabul etmeni bekliyor.
dün ve bugün bu çocuk hakkında ileri geri konuşan pis mahluklar; yok sapan yok başka amaçtır diyenler elinizi vicdanınıza koyun 15 yaşında çocuk, minicik melekti o.
o anasının feryadını duyup, feryat ettiği o fotoğrafı görüp de gözleriniz dolmuyor mu sizin de?

erkeklerin kadınları anlamaması

iki taraf da birbirini anlamaz aslında. çünkü beyinler, hormonlar, bütün hücreler bile farklı çalışır. erkekler bayılır yüzeyselliğe hele ki romantik bir ilişkiden söz ediyorsak ilişkinin 3. ayından sonra tam bir umursamaz, tanımaz, anlamaz olur. işte bunlar hep beyin çalışma farklılığı

yazar nicklerinden öğrenim durumu tahmini yapmak

hzengels: imam hatip lise 1 terk

ben bu yazıyı dedeme yazdım

DEDECiM
Hep derdin ya hep kızardın ya bize "de lav biraz sosyal içerikli olun" diye. Bugünlerde o kadar anlıyorumki ne kadar haklı olduğunu. Ki ben öyle çılgınlar gibi politikayı gündemi takip eden bi insan değilimdir.
Ama şu günlerde hayatımız değişiyor, ülke değişiyor, gündem sık sık değişiyor. bizi hepimizi ilgilendiren o kadar çok yolsuzluklar, haksızlıklar, zulümler oluyor ki. dünyadan bi haber insanların bile bu olaylara karşı tepkisiz (olumlu-olumsuz) kalması imkansız gibi geliyor. az çok yorumu olmalı insanın, farkında olmalı ülkedeki iğrençliklerden.
Ama öyle insanlar var ki sanki onlar bu ülkede yaşamıyor, bu ülkede olan bitenler onu ilgilendirmiyormuş gibi hala daha aşkım şöyle, gezdim böyle, fotograf çektim şöyle; fotografları oraya buraya koyayım insanlar görsün. yok dizi izleyeyim; diziyi tartışayım. mira napmış şarkı söylemiş, yağmur intikam almış o böyle şu şöyle.
Evet dedecim senin umursamaz torunun bile bunları söylüyor. Ve benim bile olanlara içim çok acıyor.

yolsuzluktan sonra göz göre göre akp yi savunmak

helal olsun derim. nasıl bir kör cahilliktir, nasıl bi hastalıktır? oğluş benim aklım almadı ya. bay