bugün

entry'ler (18)

ituro

Robotik meraklılarının kaçırmaması gereken, bu yıl 8-9-10 nisan tarihlerinde gerçekleşecek şahane organizasyon. Her ne kadar yarışmacı olmasam da izleyici olarak katılacağım.
Merak edenler için yenilenmiş sitesi http://www.ituro.org

u2 nun başbakana ipod hediye etmesi

içi boş durmasın diye şarkı yapmışlar

u2 feat recep tayyip erdoğan - van minuts beybi.

we could be the same

manganın 2010 eurovision şarkı yarışmasında söyliyeceği şarkıdır.

mangaya desteğim ve inancım tam. çok güzel bir şarkı ama aklımıza öyle düşünceler yerleşmiş ki beğenemiyoruz.
" türkiye birinci olamaz" bu yüzden her şeye bir kusur bulunmuyor mu?

"biz türküz türçe söylemeliyiz" tamam türkçeye lafım yok çok zengin ve çok güzel bir dil ama uluslar arası bir yarışmada dünya dili gibi her yere yerleşmiş olan ingilizcenin kullanılması daha uygun olur. hem şarkıda söylenenlerin diğer ülkelerin daha iyi anlaması için de uygun olur.

" biz türkler kendi içinde bir şeyler yapıyoruz ama kalitemiz avrupanın altında." dünyaca ünlü sanatçılardan gruplardan bir eksiğimiz yok fazlamız bile var. hem şarkıyı başka bir şey düşünmeden sadece ona odaklanarak dinlesen anlarsın onun kalitesini. getiremezsen karşılaştırmaya başla we could be the same'in sözleri gibi kaç parça bulabilirsin? -ses- canlı performansıyla kayıttaki sesi aynı, kayıttanda dinlesen canlıda dinlesen aynı çoşkuyu alırsın. melodi, içinde oryantal ezgilerine kadar geniş bir yelpaze açmış bize şarkı. şarkının yapısı.. ayrıca şarkı düz gidiyor diyorlar ama diyenler -I can see it in your eyes- ya da -For just one night- derken hiç mi bir çoşku gelmedi size..

ayrıca bu şarkı avrupa ülkelerinden birinde yapılsaydı "vauvvv şarkıya bak" denilecekti.ama markalaşma sorunu var napolyonun bu kadar çok tanınması ama onu bitiren adam(o yola sokmuş) arthur wellesleyin az tanınması gibiyiz napolyon markalaştığı için wellesleyin önemini anlamamak.. türkiyede de bazı bu düşünce tarzına sahipler var.onlara göre biz hep avrupanın altında olacağız çünkü onlara göre avrupa bir marka(!).ve markalar iyidir... acıyorum bi tek...

ayna nöronlar

ayna nöronlar kendileri bir harakete neden olmadan ama sanki haraketi yaptırıyormuş gibi olan nöronlardır. maymunun eliyle uzanıp bir meyve tutma eylemi sırasında beyninin bir bölgesinde ateşlenen nöronlar, hayvan aynı haraketi yapan başka bir maymunu seyrederken de ateşleniyor, sanki haraketi kendisi yapıyormuş gibi çalışıyor.ayrıca birini dans ederken gördüğümüzde içimizde dans etme isteğinin olması, daha önce yediğimiz bir tatlıyı gördüğümüzde ağzımıza o tatlının tadının gelip canımızın çekmesi,limon yiyen birini gördüğümüzde yüzümüzün ekşimesi, acı çeken birin gördüğümüzde yüzümüzün buruşması da ayna nöronlar sayesinde olur.

kaynak: yarı ben yarı ntv bilim.

sivrisinekten siktir olup gitmesini rica etmek

(bkz: obama nın tokatladığı sinek)
(bkz: obama nın sinek avlaması)

the kite runner

---spoiler---

"... yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. o da hırsızlıktır. onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlenmesidir....

.bir insanı öldürdüğün zaman bir yaşamı çalmış olursun, karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun..."

---spoiler---

sivrisinekle bakışmak

sivrisineğin nasıl ısırdığını öğrenmek amacıyla beni sokarken izlediğimde yapmakta olduğum faliyet.

asırlara meydan okuyan sözler

-ışık olması için karanlığın da olması gerekir.(vc andrews)
-kötülükler yalanların karanlık gölgelerinde yaşar ve belki bazıları inanmayacak ama gerçeklerin parlak ışığına asla dayanamaz.(vc andrews)

iyi baslayip kotu bitirmek

hayat ne güzel derken, zirveye ulaşmışken düşmek. önceki günün sevinciyle günü karşılayıp yarının mutsuzluğunu yaratmak.

yemekteyiz

yemekteyiz best of dedikleri çıkanların bir daha çıkmasıyla devam eden program ama sanırım tepki gelmişki adı en iyilere dönmüş.

number one

radyosunda hangi aklaysa ingilizce sunum yapmasıyla gözümden düşen kanal.

ilginç isimler

hastanedeki bir doktorun adı selim cankurtarandı.

asansörde olası garip davranışlar

asansörde insan varken ben inicem şimdi boşu boşuna çalışmasın diye açık kalması gereken havalandırmayı kapatmak.

sadece türkiye de görülen olaylar

bir televizyon kanalında piranayla canlı sohbet, davetiyeyle girilen bir yere davetiyesi olmayan bir kişinin 'davetiyeyi sadece gösteriyomuşuz siz yukarı çıktığında bana balkondan atsanız bende girsem' demesi, bir futbol takımı küme düştü diye takımın kendi sitesinde futbolcularla dalga geçilmesi...

amacina uygun kullanilmayan objeler

televizyon kumandası, şarkı söylemeyi sevenler için mikrofon görevi yapar.

tuvalette beste yapmak

hazır ortamın akustiği iyiyken bundan yararlanmak.

v c andrews

en çok sevdiğim aynı zamanda da kitaplarının karıştırılması konusunda çok üzüldüğüm yazar. kimileri çatı serisinin kitap sayısını arttırıyor kimisi de azaltıyor. gel de sinirlenme. öncelikle şunu düzeltmek gerekir çatı serisi beş kitaptan oluşmuş bir seridir(çatı, çatıdaki rüzgar, gazap tohumları, çatıdaki dikenler ve gölgeli bahçe). bazı bu seriyi okuyanlar 4 kitaplık seri sanır biraz da haklılar kitabın kahramanı cathy kitabın sonunda dollangergerlerin öyküsü bitti diyor ama aslında gölgeli bahçe diye bir kitaba daha sahip bu seri. burda 1.kitapta kötü büyükanne diye anlatılan kadının yaşamı anlatılıyor neden çocuklara öyle yaptı falan.ama işin asıl acınacak tarafı adı her çatı olan kitabı çatı serisinin kitabı sanmak. işi abartanlar da var bir sitede biri ' catı serisi 30 kitaptan oluşuyor hepsinide okudum' demiş. ne saçma şey 30 kitaplık seri..... yorum yok artık yani madem bu otuz kitabıda okudun anlamadın mı aralarında bir bağ olmayışını.

hayatın anlamı

kendine ayrılan sürede en iyiye ulaşmaktır.