bugün

sözlük yazarlarının itirafları

tedirginim.. kormuyorum ama evet tedirginim..

kız arkadaşım ilişkimiz hakkında konuşacağını söyledi, sanırım biraz zaman isteyecek.. istemem zamana bırakmasını, bitirsin daha iyi. saat 8 de buluşuyoruz, ne diyecek çok merak ediyorum.
belki fazla paranoyalardan kaynaklanıyor ama aklıma kötü kötü şeyler geliyor. aslında şuan bu durumu yaşayan anlar desem yeridir. canım sıkkın biraz, karnım falan ağrıyo.

bana sor.. sevdin mi diye.. cevabım;

küçük çocuğun elinden en sevdiği şeyi aldığınızda nasıl cıyak cıyak ağlar.. işte öyle bi durum. elimde değil, çok yoğum yaşarım bazı şeyleri. evet, yanlış olabilir ama sevgi bambaşka benim için.
nefes almak, gülmek, koşmak, yürümek.. şimdi ne diyecek? nefes alma, koşma, yürüme, gülme mi diyecek..
engel olamam.. olamam yani..

zaten hep böyle olmadı mı bu zamana kadar? hep susmadım mı? bir kere bile olsa ne kendimi ifade edebildim, ne de durumu toparlayabildim. hep sıçtım, hep batırdım. toparlayım derken dağıttım..
ben yapamadım sevdiğimle denge kurmayı başaramadım. 'seviyorum' kelimesi çok basit ama benim için büyük anlamlar ifade eden bir kelime.
herkese söylemem, herkesin seviyorum dediğine inanmam.. anlarım seveni, anlarım sevileni..

şimdi, gitmeyeydin desem ya.. kalk desem ya.. yok, konuşamıcam yine, gözlerinin içine bakıp gitmesini, uzaklaşmasını seyredicem..
hep böyle olmadı mı.. sadece gönül meselelerinde değil, hangi gidenin arkasından 'dur' dedim.. gitme dedim?
diyemedim.. korktum çünkü durumu daha berbat etmekten.. konuşursam dağılır her şey diye vurdum dibe..
şimdi sen, bana 'zamana bırakalım' dediğinde 'bırakmayalım sevdiğim, yapmayalım bunu.. tutunacak tek varlığım ailem ve sensin. gel kapatalım izleri, büyütmeyelim ufak konuları' diyemem.. diyemedim.. yapamadım..

mutluyum seninle.. istemem kabus gibi çöken gecelerde yaşamak. istemem, sabah kalktığımda boğazımın düğümlenmesini..
gel, tut elimden..