bugün
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur11
- yazarların cinsel tercihi15
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü17
- hangi sözlükçüyü dövmek istersiniz21
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması8
- peygamberlerin yahudi olması9
- zalbert ramstein18
- güçlü kadınların ortak özellikleri19
- herkesle iyi geçinmek10
- bugün yaşadığınız en üzücü olay13
- anın görüntüsü11
- dini eleştirmeyi dün düşmanlığı ile bir tutmak8
- elini cebine atınca en az 5000 lira olmalı14
- meral akşener14
- kadir mısıroğlu mezarı13
- albay kemal21
- karıncaları öldürmeden evden uzaklaştırma yöntemi15
- sokak ortasında ilişkiye giren muhafazakar çift22
- kablosuz sütyen20
- icardi190537
- arkadaşlar sizce yakışıklı mıyım31
- müge anlı ile anadolu irfanı8
- seni allaha şikayet ediyorum erdoğan8
- meral akşener'in sarı saçları10
- gizli samyel23
- 6 haziran 2024 meb ile ilgili skandal iddia25
- kuresel ikinma'nın sözlüğe dönüşü10
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız11
- estetikle 30 yaşına dönen teyze8
- belediye otobüsüne kaçak binme yöntemleri10
- türklere peygamber gönderilmemiş olması19
- türk tarihinin en büyük komutanı rte dir18
- kadınlar konusunda bilmek istediğiniz ne var12
- okula gidiyorum sözlük9
- ronaldo'nun fenerbahçe'ye gelme ihtimali12
- kadir mısıroğlu üstadın hoplattığı oğlanlar18
- zalbert ramstein'in kürt olması15
- jose mourinho27
- sarılma ihtiyacı8
- havalar ısınınca orospu gibi giyinen kadınlar19
- kaç tane gerçek istanbullu tanıdınız17
- biz bu hayata çalışmaya mı geldik8
- sözlüğün bağımlılık yapması11
- 48 cm penisi olan adam12
- türk kadınlarındaki en büyük sorun19
- türk polisinin güzel kızlara karşı olan nezaketi21
- merve boluğur11
- nude isteyen kız12
- şanlıurfa da damattan istenilenler listesi13
- sözlüğün en iyi iki erkek yazarı12
(bkz: karl marx) ın damadı olan (bkz: Paul Lafargue) den eğlenceli bir kitap, özellikle tembelseniz..
Kapitalist uygarlığın egemen olduğu ulusların işçi sınıflarını garip bir çılgınlık sarıp sarmalamıştır. Bu çılgınlık, iki yüzyıldan beri, acılı insanlığı inim inim inleten bireysel ve toplumsal yoksunluklara yol açmaktadır. Bu çılgınlık, çalışma aşkı; bireyin, onunla birlikte çoluk çocuğunun yaşam gücünü tüketecek denli aşırıya kaçan çalışma tutkusudur. Rahipler, iktisatçılar ve ahlakçılar bu akıl sapıncına karış çıkacak yerde, çalışmayı kutsallaştırmışlardır. Bu gözü kapalı, bu dar kafalı adamlar, Tanrılarından daha bilge olmaya kalkıştılar; bu güçsüz ve zavallı yaratıklar, Tanrılarının ilendiği şeyi yeniden saygınlığa kavuşturmak istiyorlar. Ben ki, ne Hıristiyan, ne iktisatçı, ne de ahlakçıyım, onların yargılarını Tanrıların yargısına; din, ekonomi ve özgün düşünce konusundaki vaazlarını da, kapitalist toplumdaki çalışmanın korkunç sonuçlarına havale ediyorum.
Kapitalist toplumda çalışma, her türlü düşünsel yozlaşmanın, her türlü örgensel bozukluğun nedenidir. iki elli uşak takımının baktığı Rothschild ahırlarının safkan atlarını, Normandiya çiftliklerinin toprağı süren, gübreyi taşıyan, ekini ambarlayan ağır yük hayvanıyla karşılaştırın bir. Ticaret misyonerlerinin henüz Hıristiyanlıkla, frengi ve çalışma dogmasıyla kokuşturamadıkları soylu vahşilere, sonra da, bizim o zavallı makine uşaklarına bir bakın hele. (3)
Bizim uygar Avrupamızda, insanın doğal güzelliğinin izini bulmak isteyince, onu, ekonomik önyargıların henüz çalışma düşmanlığını kökünden söküp atamadığı uluslarda aramanız gerek. Ne yazık ki, şimdi yozlaşan ispanya, bizden daha az fabrika, daha az tutukevi ve kışlası olmakla övünebilir. Ama sanatçı, kestaneler gibi esmer, çelik bir çubuk gibi dümdüz ve esnek, gözüpek Endülüslü'yü seyretmekten zevk duyar, hele delik delik (capa)sına görkemle bürünmüş dilencinin Ossuna düklerine amigo diye seslenişi karşısında insanın yüreği yerinden oynar. içindeki ilkel hayvanın körelmediği
ispanyol için çalışma, köleliklerin en kötüsüdür. (4)
O büyük çağın Yunanlıları da, çalışmayı hor görüyorlardı, yalnızca köleler çalışabilirdi, özgür insan, bedensel devinimlerden, zekâ oyunlarından başka şey bilmezdi. Bu, aynı zamanda, Aristoteles'in, Phidias'ın ve Aristophanes'in üyesi oldukları bir ulusun içinde insanın dolaştığı, soluk alıp verdiği bir dönemdi. bu, çok geçmeden iskender'in fethedeceği Asya'nın göçebe sürülerini bir avuç yiğidin Marathon'da yenilgiye uğrattığı dönemdi. Eskiçağ Yunan filozofları, özgür insanı alçaltan çalışmayı aşağı görüyorlardı. Şairler, Tanrıların armağanı olan tembelliği övüyorlardı, O Melibae, Deus nobis hoec otia fecit. (5)
isa, Dağdaki Söylevinde tembelliği öğütlemişti:
Tarlalardaki zambakların gelişip serpilişine bakın. Onlar ne çalışıyor, ne de yün eğiriyorlar. Buna karşın söyleyeyim size, Süleyman, o görkemi içinde daha göz alıcı giysilere bürünmüş değildi. (6)
Sakallı ve ürkütücü Tanrı Yehova, hayranlarına ideal tembelliğin en üstün örneğini vermiş, altı günlük çalışmadan sonra sonsuzluğa dek dinlenmiştir. Buna karşılık, çalışmayı organik bir zorunluluk sayan ırklar hangileridir? Overnyalılar (Auvergneliler), Britanya adalarının Overnyalıları iskoçlar, ispanya'nın Overnyalıları Gallegoslar, Almanya'nın Overnyalıları Pomeranyalılar, Asya'nın Overnyalıları Çinliler. Bizim toplumumuzda çalışmayı çalışma olarak seven sınıflar hangileridir? Toprak sahibi çiftçilerle küçük kentsoylular. Birileri toprakları kapmış, öbürleri dükkânlarına sıkı sıkıya bağlanmış, yeraltı dehlizlerinde köstebekler gibi devinip dururlar, gönüllerince doğaya şöyle bir bakmazlar hiç.
Ne var ki, işçi sınıfı, bütün uygar ulusların üreticilerini bağrında toplayan o büyük sınıf, bağımsızlaşarak insanlığı kölece çalışmadan kurtaracak ve insan-hayvanı özgür bir varlık durumuna getirecek olan işçi sınıfı, tarihsel görevini unutup içgüdülerine ihanet ederek, kendini çalışma dogmasına kurban etmiştir. Cezası sert ve korkunç olmuştur. Tüm bireysel ve toplumsal yoksulluk, çalışma tutkusundan doğmuştur.
Kapitalist uygarlığın egemen olduğu ulusların işçi sınıflarını garip bir çılgınlık sarıp sarmalamıştır. Bu çılgınlık, iki yüzyıldan beri, acılı insanlığı inim inim inleten bireysel ve toplumsal yoksunluklara yol açmaktadır. Bu çılgınlık, çalışma aşkı; bireyin, onunla birlikte çoluk çocuğunun yaşam gücünü tüketecek denli aşırıya kaçan çalışma tutkusudur. Rahipler, iktisatçılar ve ahlakçılar bu akıl sapıncına karış çıkacak yerde, çalışmayı kutsallaştırmışlardır. Bu gözü kapalı, bu dar kafalı adamlar, Tanrılarından daha bilge olmaya kalkıştılar; bu güçsüz ve zavallı yaratıklar, Tanrılarının ilendiği şeyi yeniden saygınlığa kavuşturmak istiyorlar. Ben ki, ne Hıristiyan, ne iktisatçı, ne de ahlakçıyım, onların yargılarını Tanrıların yargısına; din, ekonomi ve özgün düşünce konusundaki vaazlarını da, kapitalist toplumdaki çalışmanın korkunç sonuçlarına havale ediyorum.
Kapitalist toplumda çalışma, her türlü düşünsel yozlaşmanın, her türlü örgensel bozukluğun nedenidir. iki elli uşak takımının baktığı Rothschild ahırlarının safkan atlarını, Normandiya çiftliklerinin toprağı süren, gübreyi taşıyan, ekini ambarlayan ağır yük hayvanıyla karşılaştırın bir. Ticaret misyonerlerinin henüz Hıristiyanlıkla, frengi ve çalışma dogmasıyla kokuşturamadıkları soylu vahşilere, sonra da, bizim o zavallı makine uşaklarına bir bakın hele. (3)
Bizim uygar Avrupamızda, insanın doğal güzelliğinin izini bulmak isteyince, onu, ekonomik önyargıların henüz çalışma düşmanlığını kökünden söküp atamadığı uluslarda aramanız gerek. Ne yazık ki, şimdi yozlaşan ispanya, bizden daha az fabrika, daha az tutukevi ve kışlası olmakla övünebilir. Ama sanatçı, kestaneler gibi esmer, çelik bir çubuk gibi dümdüz ve esnek, gözüpek Endülüslü'yü seyretmekten zevk duyar, hele delik delik (capa)sına görkemle bürünmüş dilencinin Ossuna düklerine amigo diye seslenişi karşısında insanın yüreği yerinden oynar. içindeki ilkel hayvanın körelmediği
ispanyol için çalışma, köleliklerin en kötüsüdür. (4)
O büyük çağın Yunanlıları da, çalışmayı hor görüyorlardı, yalnızca köleler çalışabilirdi, özgür insan, bedensel devinimlerden, zekâ oyunlarından başka şey bilmezdi. Bu, aynı zamanda, Aristoteles'in, Phidias'ın ve Aristophanes'in üyesi oldukları bir ulusun içinde insanın dolaştığı, soluk alıp verdiği bir dönemdi. bu, çok geçmeden iskender'in fethedeceği Asya'nın göçebe sürülerini bir avuç yiğidin Marathon'da yenilgiye uğrattığı dönemdi. Eskiçağ Yunan filozofları, özgür insanı alçaltan çalışmayı aşağı görüyorlardı. Şairler, Tanrıların armağanı olan tembelliği övüyorlardı, O Melibae, Deus nobis hoec otia fecit. (5)
isa, Dağdaki Söylevinde tembelliği öğütlemişti:
Tarlalardaki zambakların gelişip serpilişine bakın. Onlar ne çalışıyor, ne de yün eğiriyorlar. Buna karşın söyleyeyim size, Süleyman, o görkemi içinde daha göz alıcı giysilere bürünmüş değildi. (6)
Sakallı ve ürkütücü Tanrı Yehova, hayranlarına ideal tembelliğin en üstün örneğini vermiş, altı günlük çalışmadan sonra sonsuzluğa dek dinlenmiştir. Buna karşılık, çalışmayı organik bir zorunluluk sayan ırklar hangileridir? Overnyalılar (Auvergneliler), Britanya adalarının Overnyalıları iskoçlar, ispanya'nın Overnyalıları Gallegoslar, Almanya'nın Overnyalıları Pomeranyalılar, Asya'nın Overnyalıları Çinliler. Bizim toplumumuzda çalışmayı çalışma olarak seven sınıflar hangileridir? Toprak sahibi çiftçilerle küçük kentsoylular. Birileri toprakları kapmış, öbürleri dükkânlarına sıkı sıkıya bağlanmış, yeraltı dehlizlerinde köstebekler gibi devinip dururlar, gönüllerince doğaya şöyle bir bakmazlar hiç.
Ne var ki, işçi sınıfı, bütün uygar ulusların üreticilerini bağrında toplayan o büyük sınıf, bağımsızlaşarak insanlığı kölece çalışmadan kurtaracak ve insan-hayvanı özgür bir varlık durumuna getirecek olan işçi sınıfı, tarihsel görevini unutup içgüdülerine ihanet ederek, kendini çalışma dogmasına kurban etmiştir. Cezası sert ve korkunç olmuştur. Tüm bireysel ve toplumsal yoksulluk, çalışma tutkusundan doğmuştur.
güncel Önemli Başlıklar