bugün

daktilo

babamın bahçıvanlık yaptığı zamanlardan birinde, baktığı bahçelerin birinin sahibi avukattı. yaşlı bir amcaydı. * eski kafa olduğundan dolayı her zaman daktilo kullanırdı. hatta bir sürü daktilosu vardı.

olay şöyle oldu. bir gün yine bahçeyi düzenlemeye giderken babamı takip ettim. işte babam bahçeyle ilgilenmeye başladı. sonrasında balkona gittim. ve oradaydı. cilalanmış gibi gözlerimi alıyordu. ışıl ışıldı. gittim baktım. daha bilgisayar yüzü görmemiş olan benim için o alet o kadar hayran vericiydi ki... izlediğim türk filmlerindeki daktilolar aklıma geldi. etrafıma baktım, kimse yok. işte böylece içinde kağıt olan daktiloya giriştim. olanlar oldu...

meğer o kağıtta, avukat amcanın çok önemli bir müvekkilinin uzun süredir özenle hazırlanmış iddianamesi vardı. ve ben bunun içine etmiştim. amcadan da bayağı korkarım haa. birden onu görünce az kalsın altıma edecektim. avukat amca bi kağıda bir de sandalyesinde oturan bana baktı. o anki yüzünü asla unutamam... ve işte sonrasında tam bir şeyler söyliyecekti ki, içerinden tatlılar tatlısı onun tam zıttı olan eşi çıktı. ne yaptığımı anlayınca hemen beni oradan uzaklaştırdı. elime de bir kek tutuşturdu. sonra tekrar balkona gitti. ve kocası ile tartışmaya başladı. bende hem korkuyor hem de elimdeki keki yiyordum. unutulamayacak bir andı gerçekten.

sonuçta öylece geçti gitti o olay. ama aklımın ucunda her zaman daktilo görüdüğümde anımsadığım bir olay olarak kaldı...