bugün

bilim adamı

erwin schrödinger şöyle söylemiş;

etrafımdaki dünyanın bilimsel resmi oldukça eksiktir. bu resim bana bol miktarda gerçekçi bilgi sunmakta bütün deneyimlerimizi muazzam uyumlu bir düzen içerisinde bir araya getirmektedir.
fakat kalbimize gerçekten de yakın olan,bizi gerçekten de ilgilendiren şeyler konusunda pek birşey anlatmamaktadır. kırmızı ile mavi, acı ile tatlının yarattığı hisler. neşe keder duyguları hakkında tek bir kelime bile söylemez. güzel ve çirkin, iyi veya kötü, tanrı ile sonsuzluk hakkında hiçbir şey bilmez.
bilim bazen bu alanlardaki soruları cevaplıyormuş gibi görünür, fakat verdiği cevaplar çoğunlukla o kadar saçmadır ki bunları genellikle ciddiye almayız.
bilim bizlerin de bir şekilde bir parçasını oluşturduğumuz,ait olduğumuz büyük birlik söz konusu olduğunda sessiz kalır.
bu büyük birlik için günümüzde en yaygın kullanılan ve isim baş harfi büyük harfle yazılan ''tanrı'' kelimesidir.
bilime genellikle ateistlik damgası vurulur. söylediğimiz onca şeyden sonra şaşırtıcı sayılmaz.
eğer bilimin dünyaya dair çizdiği resim üzelliği neşeyi kederi kapsamıyoorsa eğer kişisellikten bilinçli olarak yoksun bırakılırsa bu resmin kendisini insan aklına sunan en yüce fikri kapsaması nasıl beklenebilir ki...

bilim adamlarının da a priori düşüncelere sahip olduğunu,
mevcut bilimsel camianın düşünce baskısına maruz kaldığını,
aynı verilerin herkes tarafından farklı yorumlanabileceğini ,
düşünürsek bilim adamlarına aşırı güvenmenin de anlamsızlığını ortaya koyabiliriz.

her konuda ''bilim şöyle diyor'' , ''bilim böyle diyor'' , ''bilim bunu da açıklayacak'' gibi toptancı yaklaşımlar sağlıklı değildir.