bugün

entry'ler (750)

enpara com

dibine kadar kullandığım oluşum.

ayın enparalısı barajını farketmeden geçmişim. zaten bütün bankacılık işlemlerimi buradan yapıyorum. ay başında günlük faiz hesabına tüm paramı atıyorum ihtiyacım olduğunda vadesize aktarıp kullanıyorum. bu şekilde şimdiye kadar 200 tl faiz gelirim bile olmuş.

steam, babil com, spotify üyeliği gibi şeylerden de kazancım oldu.

çektiğim ihtiyaç kredisinden de komisyon almamaları, erken ödediğim taksitlerden indirim alabilmek hoş şeyler.

steam kampanyası bitmiş. önemli değil kullanmak için hala yeterince sebep var. günlük faiz hesabının olması ve işlem ücretinin olmaması yeterli benim için.

fiat punto

bir haftadır kullandığım arabam.

1.3 dizel 2011 model olanını şehir dışından ilk sahibinden aldım.

dizel ve gerçekten de çok az yakıyor. bir depo doldurdum şehir dışı 450 kalanı da şehir içinde olmak üzere 700 km yol yaptım hala çeyrek depo mevcut.
ilk 100 kilometre içinde gayet atik. ama sonrasında performans olarak fazla tat vermiyor. çünkü 75 beygir benimki.
95 beygir üstündekiler daha performanslı olacaktır diye tahmin ediyorum.

aracı gösterdiğim motor ustası 1.3 multijet motorları çok övdü.600 bin kilometreyi rahatlıkla yapableceğimi söyledi. inşallah öyle olur.
triger kayışı yokmuş onun yerine zincir var. zincire de 120 binde iken baktırmanınız gerekiyor. eğer ses geliyorsa değiştirmeniz gerekiyormuş. gelmiyorsa 200 bin km de değiştir dediler. bakalım daha zamanımız var.

tipi çok hoş değil. iç malzemesi de fazla kaliteli değil haliyle. ama 2 yaşını henüz doldurmuş b segmenti ve dizel olup da fiyatı bu kadar uygun bir aracdan da fazlasını beklemiyorum açıkcası.
sırf adı vw diye aynı çaptaki araca 10bin tl fazladan veremezdim. kaldı ki henüz meslek hayatımın da oldukça başındayım.

araç alırken beklediğim şeyler:
az yaksın
sorun çıkarmasın
ilk elden olsun idi.
bu beklentilerimi de zaten karşıladı fazlasıyla.

ek: direksiyonu dual drive özellikli. düşük hızlarda özellikle direksiyon o kadar yumuşak ki döndürmek için neredeyse hiç güç harcamıyorsunuz. bunun için city özelliğini aktive etmeniz gerekiyor. bu özelliği hoşuma gitti oldukça kullanışlı.

ilk maaşla yapılabilecekler

borçlara gidecek olan boşa heveslenilmemesi gereken maaş. yaşadım oradan biliyorum.
insan öğrenciyken gözünde büyüyen maaş.

volkswagen scirocco

lüks tüketime karşı olduğum ömrüm boyu almayacağım araç.

maaşla çalışan hiçbir insanın da türkiye de vergiler bu kadar yüksekken almaması gereken araçtır aynı zamanda.

defalarca yurtiçi ve dışı tatil yapılır o parayla.

deodorant kullanımına rağmen ter kokmak

aşağıdaki önlemlerle önüne geçilebilecek durum.
günlük duş alın.
roll on kullanın.

popomu yazar yapsam dokuzuncu nesilden güzel yazar

ilginç bir iddia.
ben altıncı nesilim. uzun süredir yazmıyorum. son 3 yıldır tek tük işte.
aynısını bize de demişlerdi zamanında.

sözlük aynı bıraktığım gibi yani.

türkiye diyince akla gelmeyenler

demokrasi.

kürtlerden hesap sorulmalı

toprak gibi sessiz kalacaklardır.

yardım teklifi

bazen koz elde etmek için, karşındakini zor durumda bırakmak için yapılan eylem.her zaman ahlaklı tabi olmuyor tabi. içinde cinlikler hatta şeytanlıklar da barındırabiliyor bazen...

- gel bak buraya. ben sana ev de tutarım. maddi destekte bulunurum. her şekilde arkanda dururum. sen benim kardeşimsin.

+ sağol canım benim. desteğin için teşekkürler.

- bak gel işte. benim dediğimi yap. yapmazsan da defterden silerim seni.bak destek veririm dedim. ama sen reddettin. ben elimden geleni yaptım. suçlu olan sensin. sen yoksun arık benim için.

+ hmm...

- zaten zor duruma düşmeni bekledim yıllarca. ilk düştüğün anda da baştan destek verir gibi gözüküp yok dediğinde de kıçına tekmeyi basmayı bekliyordum. süper bi fırsat oldu benim için de...

görüldüğü gibi ben sana bakarım yardım ederim diyenler aslında fırsat kollamışlar. içten içe ne hesaplar dönüyormuş meğer de bilememişiniz.

yalnız olduğunu asla unutmayacaksın

ekşi sözlük

son olarak airlangga entrylerini silip gitti sözlükten.
daha önceden author, zenci gibi yazarlar da ayrılmıştı.
şu anda sözlüğe küskün bi çok başat yazar var.

bu yazarlar binlerce yazardan bi kaçı değil, on onbeş yazardan bi kaçı. yani sözlüğün kaybı görünenden çok daha fazlası.

özgürlük; milletin kutsalına alenen bayağı bi şekilde sövmek değil ki. alelade çok küfür gördük burada kutsal değerlere. neticede buna bi reaksiyon geleceği belliydi.
gözaltılara karşı da sözlük yönetimi dik bi duruş gösteremedi.
ee kolay değil. söverken filan kolay nick arkasından. ama savcılık da o söylediklerinin arkasında druurmak biraz zor olsa gerek yazarlar için.
sözlük yönetimi de en baştan belli etmiş tavrını; yazılanlardan yazarlar sorumludur diye...

en nihayetinde bi kaç yıldır zirve yapmış olan ekşi sözlük şu aralar tepe aşağı gidiyor, ve kan kaybediyor, sıradanlaşıyor. böyle devam ederse tüm orjinalliğini yitirecek ve devri son bulacak.

akp ye oy verme sebepleri

başbakanı görünce ayağa kalkmamanın aylarca hapiste geçirme sebebi olmasıyla devletimizin haşmetli, otoriter yapısını ensemizde hissetmemiz... yeter de artar bile

onun dışında internetin medyanın sıkı kontrole tabi olması.

kpss, polislik sınavlarının dağıtılması.

ösym de yaşanan kepazelikler, skandallar.

4 yıldır devam eden onlarca general ve basın mensubunun darbeci olduğu iddiasıyla tutuklandığı ama tek birinin bile kesinleşmiş ceza almadığı davanın hala sürüyor ve yıllarca da sürecek olması.

kürt sorununun giderek büyümesi hükümet tarafında açılım rezaleti ile daha körüklenmesi...
buna paralel artan terör olayları...

erciyes üniversitesi 2011 bahar şenlikleri

öğrencide çok teyzelerin, sanayi çalışanlarının katılacağı şenlikler.
sponsor baskısı fakülte yönetimi herkesi şenliğe almaya zorluyor neticede amele bir ortamda üniversite öğrencileri eğlenmek zorunda kalıyor.

sözlük yazarlarının itirafları

bundan üç dört yıl önce annem gil şehir dışındayken yani ev boşken arkadaşlarımı eve çeğırmış eğlenmiştik.
hepimiz erkektik tabi. hatun yok işte ne yapalım eve atabileceğimiz.
neyse bunu gören meraklı mahallenin dedikocusu komşularımız o gece gelip kapıyı bile dinlemişler.
annenm gil gelir gelmez böyle böyle oldu diye de hemen yetiştirdiler sağolsunlar.

babam hiç bişey demedi tabi ama sanki eve hayat kadını getirip alem yapmışım gibi hakkımda dedikodu yapıldı.

geçen gün apartmanın kadınları kavga ederken karşı koz olarak benim hakkımda hala bu konu dilendiriliyor. ''senin oğlında bunu yaptı'' dye.

dedikodu böyle bişey işte. gördüğüne duyduğuna sen de yorumunu katıp konuşunca töhmet altında bırakıyorsun birilerini.

voltran töhmet yani durumum anlayacağınız.

akp li milletvekillerinin genç bakış a çıkmaması

klasik olacak ama :
(bkz: orayı yıkarlar)

istanbul

hiç aklımda yokken bi anda yaşadığım şehir sorusuna vereceğim cevap olacak istanbul.
iç anadoluda sakin sessiz bi hayat sürerken o debdebenin içine ben de gireceğim.
sağolsun sağlık bakanlığı kadroyu açmış da açmış istanbula. geriye fazla seçenek kalmıyordu doğudan başka.
bi iki haftaya göreve başlayacağım.
meyil müddetimi kullanıyorum şu anda.
üst ihtisası istanbul da yapmak istiyordum ama şimdiden gitmeyi düşünmüyordum. ama böylesi daha iyi olacak beki de.

taner tolga tarlacı

survivor izleme sebebim.
sürekli ekşın yaşayıp gızlarla uğraşmasını ilgi ile takip ediyorum.

hacettepe tıpı ezen insan

bilkent, boğaziçi filan daha iyidir zannediyordur kesin. *

reklamlardaki üniversiteli genç profili

üstün dökmen demişti bi tv programında;
-üniversiteli gençlerinin çoğu bunalımda, psikolojik sorunları var. ama medikolarda onlara yardımcı olacak yeterli uzman yok diye...

onca masraf ama kısıtlı bütçeler, dersler, sınavlar, barınma sorunları vs vs...
reklamlardaki gibi olanlar çok elit bi zümreyi oluşturuyor galiba.

cristiano ronaldo dos santos aveiro

dünyanın gelmiş geçmiş en büyük takımında oynayan, günümüzdeki dünyanın en büyük oyuncusu.
edit: antipatik olması durumu değiştirmiyor...

doktorların tam gün iş bırakması

sağlığı ver kapitalizmin eline.
sağlık personelini ucuz işçi, hastayı da müşteri yap. tüketimi kışkırt.
harcamaları ona katla.
sağlık sigortası giderleri karşılayamasın. bunu da genel bütçeden sübvanse et.
kısacası sağlıkta yaptığın iyi şeylerin yanında sistemin altına döşe dinamitleri...

''devlet memuru mesai saatinde başka yerde çalışmasın''
buna aslında meslek örgütleri de itiraz etmiyor.

ama itiraz edilen onca nokta varken sürekli
''bunlar paracı muayenehane açmak istiyor'' diyip halkla doktoru kapıştıran zamanında muayene açıp para kazanmış sağlık bakanı var bu memlekette.
ek:
bi şey daha :

yoğun bakım hastalarının tedavisine devam edilecek.
acil hastalar acil servislerden geri çevrilmeyecek.
servislerde yatan hastaların tedavileri sürecek.

yani sadece poliklinik hastaları resmi tatil günlerindeki gibi poliklinik hizmetinden yararlanamayacak.

''bak hastalara bişey olursa karışmam haaa'' diyerek sürekli sindirmeye çalışmak da ne menem bişeyse artık...