bugün

hephaistos

zeus ve hera(kahpe hera, kancık hera, orospu hera)'nın oğludur.
aslında sadece hera'nın oğlu olduğu da rivayet edilir.
zira, zeus'un athena'yı kendi kendine doğurmasına öykünen hera'nın hephaistos'u kendi başına doğurduğu söylenir.

tabi hera, zeus kadar kudretli olmadığı için bu tek başına doğurma/çocuk yapma işlemi arızalı olmuş, hephaistos sakat olarak dünyaya gelmiş.

bu hera adlı kancık da kendi doğurduğu evladından utanmış, diğer olymposlu tanrılar "aaa hera'ya bak bir çocuk yapamadı" derler, kendisiyle dalga geçerler diye de hephaistos'tan kurtulmak istemiş ve çocuğunu uçurumdan atmış ve böylece hephaistos'un diğer ayağı da sakatlanmış.

hephaistos'a kıyamayan zeus, o'nu akhilleus'un anası olan thetis'e emanet etmiş, hephaistos'u da thetis büyütmüş, o'na analık yapmış.
tabi hephaistos daha sonra thetis anasına olan borcunu, akhilleus'a bir zırh yaparak ödemiş, akhilleus'a öyle bir zırh yapmış ki ok işlemez, kılıç saplanmaz, mızrak delmezmiş. böylece akhilleus yenilmez bir savaşçı olmuş.

hephaistos mühendislik ve zanaat tanrısıdır.
müthiş silahlar, zırhlar yapar, tanrılar için saraylar, tahtlar inşa edermiş.
zaten kendisini sakat bırakan anası hera'dan da bu şekilde intikam almış.
zeus, biricik zevcesi hera'yı sürekli aldatır ve yakalanırmış, her yakalandığında da hera'ya hediyeler verir gönlünü alırmış.

bir aldatma sonrası yine hera'ya yakalanınca, hera tarafından affedilmek için ona muazzam bir taht yaptırmaya karar vermiş, bu konuyu hephaistos'la paylaşmış ve ondan bir taht yapmasını istemiş.
hephaistos kafayı çalıştırmış, hera için bir taht yapmış ve olympos'a göndermiş.
hera tahtı çok beğenmiş, fakat tahta oturur oturmaz bir mekanizma çalışmış ve hera'yı tahtın üzerine kelepçelemiş.
ne yapsalar bu kilidi açamamışlar.
sonuçta hephaistos'u çağırmışlar.
hephaistos kilidi zinhar açmayacağını, hera'nın o'nu sakat bırakarak kötülük ettiğini söylemiş.
tabi karısının bu durumuna dayanamayan zeus devreye girmiş yine.
hephaistos'a, hera'yı bırakması karşılığında ne isterse vereceğini söylemiş. (ne istediler de vermedik lafının kökeni buradan gelmektedir.)
hephaistos'ta zeus'tan afrodit'i istemiş...

tabi teklif afrodit'e sunulmuş, afrodit; "lan manyak mısınız, ben alemlerin en güzel kadınıyım, topal bir demirciye varamam" dediyse de, zeus'un fevkalade israrlarına boyun eğmek suretiyle hephaistos'la evlenmek zorunda kalmış.

afrodit hephaistos'la evlenmiş evlenmesine ama, gönlü yok tabi, başlamış kocasına boynuzu takmaya.
bir ares ile düşüp kalkmış, bir hermes ile.
tanrılar afrodit'i kesmemiş, ölümlüler ile de birlikte olmuş, adonis ile yatmış kalkmış, ankhises ile pompiş yapmıştır.

neyse, tabi her gizli şey birgün ortaya çıkar hesabı, hephaistos'un pampası helios bir gün ares ile afrodit'i fofeynk yaparken görünce gitmiş hephaistos'a ispitlemiş, hephaistos'ta onlara bir tuzak hazırlamış.
hazırladığı bu tuzak bir yatakmış, işte bir gün afrodit ile ares bu yatakta pompiş yaparken yatak birden katlanmış ve bu iki zani kendilerini zincirlere vurulmuş bulmuşlar.

tabi hephaistos almış bunları olympos'a götürmüş, zeus'a göstermiş. "bu ne yarram" demiş, "adalet istiyorum, yıkarım bu olympos'u başınıza" demiş.
poseidon felan da devreye girmiş, hem afrodit'e, hem ares'e ağır bir zina cezası verilmiş, ayrıca hephaistos'a da yüklü bir tazminat ödenmiş ve konu kapatılmış...

hephaistos'un büyük bir mühendis ve zanaatkar olduğundan yukarıda bahsetmiştik.
yaptığı en önemli eser ise şüphesiz ki pandora'nın kutusu'dur.

işte böyle, hephaistos doğuştan gelen fiziksel kusurlarını ve çirkinliğini aklıyla, sanatıyla, bilgi ve becerisiyle kapatmış.
olympos'un bütün kudretli tanrılarının -ki bunlar hephaistos ile birlikte 12 tanedir- hephaistos'a işi düşer, ona muhtaç kalırlarmış.
zaten ilk başlarda bunu hep küçümsemişler fiziksel kusurlarından ötürü, ama o aklıyla, sanatıyla azmetmiş ve bu büyük olympos tanrıları arasına girmiş.

ha bu arada hephaistos anadolu orijinli bir tanrıdır. yunanistan değil anadolulu kabul edilir...

#mitoloji