bugün

sözlük yazarlarının itirafları

kız kardeşime boyama kitabı beğendiremedim. kapağı süslü püslü olan, pembeli, kalpli, çiçekli, kelebekli ne kadar kitap varsa gidip eline aldı, içine baktı, çok beğendi. sonra baktım hepsini kucağına doldurmuş gelmiş yanıma. bir de tatlı olmuş ki kucağında gövdesi kadar kitaplarla… “ama sen onları okuyamazsın ki.” dedim. daha dört yaşında. “sana boyama kitabı alacağız ya.” “ama bunlar daha güzel :(” He amk, çok güzel saçma ergen aşk kitapları… neyse, okuma bilmediği için almayacağımı, sadece çocuk kitapları ya da boyama kitabı alacağımı söyledim, bu sefer de morali bozuldu. gidip kitapları raflara geri koydu. sonra çocuk kitaplarına baktı, bir tane çıkartma kitabı mıdır nedir, saçma sapan bir şey getirdi pembeli. baktım, tüm sayfalarında tablet resmi var, tabletin içinde saçma sapan şeyler. yani resmen kitaba tablet bilgisayar resmi koyup güya oyuncak kitap tablet gibi saçma sapan bir ürün çıkarmışlar ortaya… ulan bunlara harbiden para veren aileler var mı ya?.. bu aileler olmasa böyle ürün sıçmıkları piyasaya sunulmayacak. çok sinir oldum. hatırlıyorum benim küçüklüğümde ne güzel büyük resimli masal kitaplarım vardı. resimlerine bakıp merak ederek yazılarını da okuyabilmek için can atardım ve okumayı bir an önce sökmek isterdim. şimdiki çocuklar elinden tablet denen illeti zaten düşürmüyor, bir de kitaplara bunu sokmanın alemi nedir Allah aşkına? kız da çok beğendi. kapağını o kadar cezbedici yapmışlar ki benim bile kendime alasım geldi anasını satayım ya… şimdi sıkıysa kızı vazgeçir. bir elime boyama kitabını aldım. diğerine tablet kitabını. (tablet kitabı amk yazarken bile illet oluyorum ya) dedim ki; “bak tavşanım. bu kitabın dışı içi rengarenk. üstelik çok güzel renkleri var, bu yüzden senin çok hoşuna gidiyor biliyorum. ve boyama kitabının içi renksiz. fazla ilgi çekmiyor. güzel gözükmüyor diğerleri gibi. ama diğerlerinin içindeki renkleri başkaları doldurmuş, kendi istedikleri gibi. kendi zevklerine göre. yani sen onları aldığın zaman başkaların renklerini almış olacaksın. ama bu boyama kitabının içini istediğin renklerle doldurabilirsin. bu kitabı renklendirecek olan sensin…” tabii ki dediklerimi tam olarak anlayamıyordu, zaten ne dediğimin pek de bir önemi yoktu. önemli olan benim ona boyama kitabının daha güzel olduğunu anlatmamdı. sordum. “şimdi söyle bakim küçük sincap. buna rağmen bu kitabı mı istiyorsun, yoksa boyama kitabını mı?” “boyama kitabını!” dedi… evet, burada bir zafer kazanmış olabilirim. ama bu kız büyüyecek ve istekleri de öyle. ilerleyen zamanlar için (özellikle ergenlik zamanları) şimdiden endişeleniyorum. bi on yıl sonra boku yemiş, arası kardeşiyle bozuk, kötü, anlayışsız, moruk bir abi olabilirim yani. düşünüyorum ve o günlerin olabildiğince geç gelmesini istiyorum. o zamanlar geldiğinde bugünleri hatırlayıp özlerim.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar