bugün

love in the time of cholera

hayranı olduğum iki başrole rağmen, ütopik bir aşka rağmen, harika bir yazarın romanına rağmen 'hadi ya ne uzun film' dedirtmeyi başarmış film, bir kez daha sinema edebiyata yenilmiş diyebiliriz. makyaj konusunda ne denilebilir bilemedim; 72 yaşında olupda o kadar dinç kalmayı aşk sayesinde başarıyor esas kızımızla esas oğlumuz sanırım...
bu arada öğrendik ki 1800lerin sonunda kadınlar histerikmiş yok evliyim, yok bakireyim, yok yol ortasında biri görür, yok elalem ne der falan hak getire... * * *