bugün
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı27
- doğum gününde hatırlanmamak19
- düşün ki o bunu okuyor11
- anın görüntüsü20
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
- en havalı erkek meslekleri16
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok10
- jose mourinho23
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır10
- burçlara inanmak9
- kezo dili ve edebiyatı8
- zall beceremiyorsan bırak git24
- sözlüğe yeni gelen masum erkek12
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi26
- bugün hangi kadın yazara ne diksem15
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- en dindar özelliğiniz31
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin11
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak17
- ali koç9
- günahların takımı galatasaray13
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri9
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu20
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
- anneler günü18
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor13
- icardi19058
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- şizofreni11
- bacağa kramp girmesi10
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl14
Çarpıtılan ve gizlenen tarih
1821’de başlayan Yunan isyanının mimarı, Rum Patrik Gregoryus, Rus Çarı Alexandr’a yazdığı tarihî mektubunda şu izahata yer veriyordu:
“Osmanlıları maddî yönden ezmek ve yıkmak imkânsızdır. Çünkü Osmanlılar Müslüman oldukları için çok sabırlı ve mukavemetli (dayanıklı) insanlardır. izzet-i îman sahibi olduklarından dolayı gayet vakarlıdırlar.
Bu hasletleri (ahlâkları) şu hususiyetlerden kaynaklanmaktadır:
1) Dinleri olan islâmiyete samimî olarak bağlı olmaları.
2) An’anelerinin (geleneklerinin) köklü, sağlam ve kuvvetli oluşu.
3) Kadere rıza ve büyük ölçüde teslimiyet göstermeleri.
4) Padişahlarına, devlet adamlarına, kumandanlarına ve büyüklerine karşı son derece saygılı ve itaatli oluşları.
5) Zeki, çalışkan ve gayet kanaatkâr oluşları.
“Onların bütün bu meziyetleri, hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da dinlerine ve geleneklerine bağlılıktan kaynaklanmaktadır.”
Patrik Gregoryüs, adı geçen Rus çarına şu tavsiyelerde bulunur:
“Yapılacak iş, onlara hissettirmeden bünyelerini tahrip etmek gerekmektedir. Meselâ, evvelâ dîni duygularını zayıflatmak ve mânevî bağları parçalamak dolayısıyla onlardaki itaat duygusunu zayıflatmak icap eder. Bunun da en kısa yolu, millî an’anelerine (geleneklerine) ve maneviyatlarına (inançlarına) uymayan fikir ve hareketleri aşılamaktır.”
Gizli emellerin tatbikatı
Batılılar Lozan Antlaşmasıyla (1923) bu fırsatı yakaladılar! Kendi maşa ve piyonlarıyla Müslümanların dinine, itikadına, kılık-kıyafetine, düşünce ve an’anesine varıncaya kadar el atıp genlerini bozmaya çalışmışlar, hâlâ da çalışmaktadırlar!
Bunun bir çok misallerinden biri; 1950’li yıllarda neşredilen Büyük Doğu mecmuasının yirmi dokuzuncu sayısında “Lozan’ın içyüzü” başlıklı makaleden:
“(….) Türk Murahhas (Temsil) Heyeti Başkanı bulunan ve henüz hakikî kasıtları anlamayan ismet Paşa, bir aralık, bütün Hıristiyan emellerinin Türkiye’yi mâzisindeki ruh ve mukeddesâtı kökünden ayırmak olduğunu sezdiği halde, şu gizli ivaz (taviz) ve teminatı veriyor ve diyor ki; ‘Eskiden beri kökleşmiş ve köhne (eski) engellerden, yani an’ane-i islâmiyet’ten (islâmî gelenekten) kurtulmak’ hususunda besledikleri –yani ismet’in beslediği– azmin, inkâr edilmez delilidir.
“(….) Artık her şey Türkiye hesabına çantada hazırdır. Yani dîni terk ile her şey yapılacak. Yeni hizbin (Kemalizm ve ismet hükümeti) bundan böyle hudut dışı değil de, hudut içi ve millî irade yaftası (etiketi) altında çalışacağı şüpheden vârestadır (şüphe götürmez).“ (….) bunun üzerine her şey apaçık anlaşılıyor, değil mi?”1
ibret alınacak bir hatıra
1933 yılında Hitlerden kaçarak Türkiye’ye sığınan Alman asıllı Ord. Prof. Fritz Neumark (1900-1991), istanbul Üniversitesi iktisat ve Hukuk fakültelerinde dersler vermiştir.
Bir gün, talebelerinden biri Fritz’e şöyle bir soru sorar:
“Hocam, Avrupalılar Türkleri neden sevmezler?”
Fritz, şu enteresan tesbitleriyle cevap verir:
“Çok samimî olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir! Asırlardır kilisenin Türk ve islâm düşmanlığı, Hıristiyanlar’ın hücrelerine işlemiştir! Sebeplerine gelince;
1- Müslüman olduğunuz için. Hatta, laik olmanız şöyle dursun, Hıristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam ederler!
2- Sizler farkında değilsiniz, ama onlar şu gerçeğin farkındadırlar; ‘Tarihten Türk çıkarılırsa, ortada tarih kalmaz! Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bu günkü tarihlerin yeniden yazılması lâzım!
3- Avrupa’nın pazarı idiniz. Şimdi Avrupa’yı pazar yapmaya başladınız.
4- En az 400 sene Avrupa’da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz!
5- Selçuklular Anadolu’yu, Osmanlılar ise Orta Avrupa’yı ve Balkanları Haçlı ordularına mezar yaptılar!
6- Sizi silâh ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağladılar. Önce giyiminizden hayat tarzınıza kadar ahlâkî değerlerinizi yıpratmaya başladılar. Sonra da kendi içinizde sizi bölmeye başladılar! (En büyük fitne!.)
7- Selçuklular ve Osmanlılar islâmiyet uğruna her şeylerini feda etmeseydiler, islâmiyet belki de bugün sadece Hicaz’da varlığını devam ettirecekti! Kaldı ki Vehhabiliği kuranlar da ingiliz Müstemlekât Bakanlığı’nın adamlarıdır. Batı her yerde islâmiyeti sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlılılar ‘Asr-ı Saadet’i devam ettirdiler!
8- Bu sebeplerden ötürü, kilise size kan kusmaktadır!
9- Ben Türkiye’ye geldiğimde 2 üniversiteniz vardı. Osmanlı Devrinde ise her yerde bir medrese vardı! Tarihinize bakın, her medresede ilim tedrisatı vardı! ilk denizaltı gemisini Osmanlıların yaptığını çoğunuz bilmiyorsunuz belki, ama Avrupalı bunu biliyor!
10- Sizler gerçek hüviyetinize döndüğünüz zaman, Avrupa’nın refahı ve medeniyeti yıkılır!”2
Hülâsa: Bu canlı misallerden uyanarak, “Medar-ı iftihar mazimizi” ne zaman öğrenip, yeni nesile öğreteceğiz?!..
Dipnotlar: 1- Said Nursî, Emirdağ Lâhikası, s. 277 vd., 2- Raşid Erer, Türklere Karşı Haçlı Seferleri, Tarih-Hatıra-inceleme Dizisi, Bilgi Yayınevi, 1947 ve 1993.
1821’de başlayan Yunan isyanının mimarı, Rum Patrik Gregoryus, Rus Çarı Alexandr’a yazdığı tarihî mektubunda şu izahata yer veriyordu:
“Osmanlıları maddî yönden ezmek ve yıkmak imkânsızdır. Çünkü Osmanlılar Müslüman oldukları için çok sabırlı ve mukavemetli (dayanıklı) insanlardır. izzet-i îman sahibi olduklarından dolayı gayet vakarlıdırlar.
Bu hasletleri (ahlâkları) şu hususiyetlerden kaynaklanmaktadır:
1) Dinleri olan islâmiyete samimî olarak bağlı olmaları.
2) An’anelerinin (geleneklerinin) köklü, sağlam ve kuvvetli oluşu.
3) Kadere rıza ve büyük ölçüde teslimiyet göstermeleri.
4) Padişahlarına, devlet adamlarına, kumandanlarına ve büyüklerine karşı son derece saygılı ve itaatli oluşları.
5) Zeki, çalışkan ve gayet kanaatkâr oluşları.
“Onların bütün bu meziyetleri, hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da dinlerine ve geleneklerine bağlılıktan kaynaklanmaktadır.”
Patrik Gregoryüs, adı geçen Rus çarına şu tavsiyelerde bulunur:
“Yapılacak iş, onlara hissettirmeden bünyelerini tahrip etmek gerekmektedir. Meselâ, evvelâ dîni duygularını zayıflatmak ve mânevî bağları parçalamak dolayısıyla onlardaki itaat duygusunu zayıflatmak icap eder. Bunun da en kısa yolu, millî an’anelerine (geleneklerine) ve maneviyatlarına (inançlarına) uymayan fikir ve hareketleri aşılamaktır.”
Gizli emellerin tatbikatı
Batılılar Lozan Antlaşmasıyla (1923) bu fırsatı yakaladılar! Kendi maşa ve piyonlarıyla Müslümanların dinine, itikadına, kılık-kıyafetine, düşünce ve an’anesine varıncaya kadar el atıp genlerini bozmaya çalışmışlar, hâlâ da çalışmaktadırlar!
Bunun bir çok misallerinden biri; 1950’li yıllarda neşredilen Büyük Doğu mecmuasının yirmi dokuzuncu sayısında “Lozan’ın içyüzü” başlıklı makaleden:
“(….) Türk Murahhas (Temsil) Heyeti Başkanı bulunan ve henüz hakikî kasıtları anlamayan ismet Paşa, bir aralık, bütün Hıristiyan emellerinin Türkiye’yi mâzisindeki ruh ve mukeddesâtı kökünden ayırmak olduğunu sezdiği halde, şu gizli ivaz (taviz) ve teminatı veriyor ve diyor ki; ‘Eskiden beri kökleşmiş ve köhne (eski) engellerden, yani an’ane-i islâmiyet’ten (islâmî gelenekten) kurtulmak’ hususunda besledikleri –yani ismet’in beslediği– azmin, inkâr edilmez delilidir.
“(….) Artık her şey Türkiye hesabına çantada hazırdır. Yani dîni terk ile her şey yapılacak. Yeni hizbin (Kemalizm ve ismet hükümeti) bundan böyle hudut dışı değil de, hudut içi ve millî irade yaftası (etiketi) altında çalışacağı şüpheden vârestadır (şüphe götürmez).“ (….) bunun üzerine her şey apaçık anlaşılıyor, değil mi?”1
ibret alınacak bir hatıra
1933 yılında Hitlerden kaçarak Türkiye’ye sığınan Alman asıllı Ord. Prof. Fritz Neumark (1900-1991), istanbul Üniversitesi iktisat ve Hukuk fakültelerinde dersler vermiştir.
Bir gün, talebelerinden biri Fritz’e şöyle bir soru sorar:
“Hocam, Avrupalılar Türkleri neden sevmezler?”
Fritz, şu enteresan tesbitleriyle cevap verir:
“Çok samimî olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir! Asırlardır kilisenin Türk ve islâm düşmanlığı, Hıristiyanlar’ın hücrelerine işlemiştir! Sebeplerine gelince;
1- Müslüman olduğunuz için. Hatta, laik olmanız şöyle dursun, Hıristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam ederler!
2- Sizler farkında değilsiniz, ama onlar şu gerçeğin farkındadırlar; ‘Tarihten Türk çıkarılırsa, ortada tarih kalmaz! Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bu günkü tarihlerin yeniden yazılması lâzım!
3- Avrupa’nın pazarı idiniz. Şimdi Avrupa’yı pazar yapmaya başladınız.
4- En az 400 sene Avrupa’da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz!
5- Selçuklular Anadolu’yu, Osmanlılar ise Orta Avrupa’yı ve Balkanları Haçlı ordularına mezar yaptılar!
6- Sizi silâh ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağladılar. Önce giyiminizden hayat tarzınıza kadar ahlâkî değerlerinizi yıpratmaya başladılar. Sonra da kendi içinizde sizi bölmeye başladılar! (En büyük fitne!.)
7- Selçuklular ve Osmanlılar islâmiyet uğruna her şeylerini feda etmeseydiler, islâmiyet belki de bugün sadece Hicaz’da varlığını devam ettirecekti! Kaldı ki Vehhabiliği kuranlar da ingiliz Müstemlekât Bakanlığı’nın adamlarıdır. Batı her yerde islâmiyeti sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlılılar ‘Asr-ı Saadet’i devam ettirdiler!
8- Bu sebeplerden ötürü, kilise size kan kusmaktadır!
9- Ben Türkiye’ye geldiğimde 2 üniversiteniz vardı. Osmanlı Devrinde ise her yerde bir medrese vardı! Tarihinize bakın, her medresede ilim tedrisatı vardı! ilk denizaltı gemisini Osmanlıların yaptığını çoğunuz bilmiyorsunuz belki, ama Avrupalı bunu biliyor!
10- Sizler gerçek hüviyetinize döndüğünüz zaman, Avrupa’nın refahı ve medeniyeti yıkılır!”2
Hülâsa: Bu canlı misallerden uyanarak, “Medar-ı iftihar mazimizi” ne zaman öğrenip, yeni nesile öğreteceğiz?!..
Dipnotlar: 1- Said Nursî, Emirdağ Lâhikası, s. 277 vd., 2- Raşid Erer, Türklere Karşı Haçlı Seferleri, Tarih-Hatıra-inceleme Dizisi, Bilgi Yayınevi, 1947 ve 1993.
güncel Önemli Başlıklar