bugün
- cumaya gidenlerin çok azalması23
- sözlük kızından gelin olmaz8
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim15
- ayça tilki9
- bik bik'in balona binmesi34
- vatandaşlık farkı alan otel19
- anın görüntüsü16
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız10
- aleyna tilki'nin en seksi fotoğrafı8
- alınan en güzel iltifat11
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- türkiyede çok abartılan arabalar11
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim8
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan10
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım28
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- integralin müfredettan kaldırılması15
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı19
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
Çarpıtılan ve gizlenen tarih
1821’de başlayan Yunan isyanının mimarı, Rum Patrik Gregoryus, Rus Çarı Alexandr’a yazdığı tarihî mektubunda şu izahata yer veriyordu:
“Osmanlıları maddî yönden ezmek ve yıkmak imkânsızdır. Çünkü Osmanlılar Müslüman oldukları için çok sabırlı ve mukavemetli (dayanıklı) insanlardır. izzet-i îman sahibi olduklarından dolayı gayet vakarlıdırlar.
Bu hasletleri (ahlâkları) şu hususiyetlerden kaynaklanmaktadır:
1) Dinleri olan islâmiyete samimî olarak bağlı olmaları.
2) An’anelerinin (geleneklerinin) köklü, sağlam ve kuvvetli oluşu.
3) Kadere rıza ve büyük ölçüde teslimiyet göstermeleri.
4) Padişahlarına, devlet adamlarına, kumandanlarına ve büyüklerine karşı son derece saygılı ve itaatli oluşları.
5) Zeki, çalışkan ve gayet kanaatkâr oluşları.
“Onların bütün bu meziyetleri, hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da dinlerine ve geleneklerine bağlılıktan kaynaklanmaktadır.”
Patrik Gregoryüs, adı geçen Rus çarına şu tavsiyelerde bulunur:
“Yapılacak iş, onlara hissettirmeden bünyelerini tahrip etmek gerekmektedir. Meselâ, evvelâ dîni duygularını zayıflatmak ve mânevî bağları parçalamak dolayısıyla onlardaki itaat duygusunu zayıflatmak icap eder. Bunun da en kısa yolu, millî an’anelerine (geleneklerine) ve maneviyatlarına (inançlarına) uymayan fikir ve hareketleri aşılamaktır.”
Gizli emellerin tatbikatı
Batılılar Lozan Antlaşmasıyla (1923) bu fırsatı yakaladılar! Kendi maşa ve piyonlarıyla Müslümanların dinine, itikadına, kılık-kıyafetine, düşünce ve an’anesine varıncaya kadar el atıp genlerini bozmaya çalışmışlar, hâlâ da çalışmaktadırlar!
Bunun bir çok misallerinden biri; 1950’li yıllarda neşredilen Büyük Doğu mecmuasının yirmi dokuzuncu sayısında “Lozan’ın içyüzü” başlıklı makaleden:
“(….) Türk Murahhas (Temsil) Heyeti Başkanı bulunan ve henüz hakikî kasıtları anlamayan ismet Paşa, bir aralık, bütün Hıristiyan emellerinin Türkiye’yi mâzisindeki ruh ve mukeddesâtı kökünden ayırmak olduğunu sezdiği halde, şu gizli ivaz (taviz) ve teminatı veriyor ve diyor ki; ‘Eskiden beri kökleşmiş ve köhne (eski) engellerden, yani an’ane-i islâmiyet’ten (islâmî gelenekten) kurtulmak’ hususunda besledikleri –yani ismet’in beslediği– azmin, inkâr edilmez delilidir.
“(….) Artık her şey Türkiye hesabına çantada hazırdır. Yani dîni terk ile her şey yapılacak. Yeni hizbin (Kemalizm ve ismet hükümeti) bundan böyle hudut dışı değil de, hudut içi ve millî irade yaftası (etiketi) altında çalışacağı şüpheden vârestadır (şüphe götürmez).“ (….) bunun üzerine her şey apaçık anlaşılıyor, değil mi?”1
ibret alınacak bir hatıra
1933 yılında Hitlerden kaçarak Türkiye’ye sığınan Alman asıllı Ord. Prof. Fritz Neumark (1900-1991), istanbul Üniversitesi iktisat ve Hukuk fakültelerinde dersler vermiştir.
Bir gün, talebelerinden biri Fritz’e şöyle bir soru sorar:
“Hocam, Avrupalılar Türkleri neden sevmezler?”
Fritz, şu enteresan tesbitleriyle cevap verir:
“Çok samimî olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir! Asırlardır kilisenin Türk ve islâm düşmanlığı, Hıristiyanlar’ın hücrelerine işlemiştir! Sebeplerine gelince;
1- Müslüman olduğunuz için. Hatta, laik olmanız şöyle dursun, Hıristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam ederler!
2- Sizler farkında değilsiniz, ama onlar şu gerçeğin farkındadırlar; ‘Tarihten Türk çıkarılırsa, ortada tarih kalmaz! Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bu günkü tarihlerin yeniden yazılması lâzım!
3- Avrupa’nın pazarı idiniz. Şimdi Avrupa’yı pazar yapmaya başladınız.
4- En az 400 sene Avrupa’da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz!
5- Selçuklular Anadolu’yu, Osmanlılar ise Orta Avrupa’yı ve Balkanları Haçlı ordularına mezar yaptılar!
6- Sizi silâh ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağladılar. Önce giyiminizden hayat tarzınıza kadar ahlâkî değerlerinizi yıpratmaya başladılar. Sonra da kendi içinizde sizi bölmeye başladılar! (En büyük fitne!.)
7- Selçuklular ve Osmanlılar islâmiyet uğruna her şeylerini feda etmeseydiler, islâmiyet belki de bugün sadece Hicaz’da varlığını devam ettirecekti! Kaldı ki Vehhabiliği kuranlar da ingiliz Müstemlekât Bakanlığı’nın adamlarıdır. Batı her yerde islâmiyeti sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlılılar ‘Asr-ı Saadet’i devam ettirdiler!
8- Bu sebeplerden ötürü, kilise size kan kusmaktadır!
9- Ben Türkiye’ye geldiğimde 2 üniversiteniz vardı. Osmanlı Devrinde ise her yerde bir medrese vardı! Tarihinize bakın, her medresede ilim tedrisatı vardı! ilk denizaltı gemisini Osmanlıların yaptığını çoğunuz bilmiyorsunuz belki, ama Avrupalı bunu biliyor!
10- Sizler gerçek hüviyetinize döndüğünüz zaman, Avrupa’nın refahı ve medeniyeti yıkılır!”2
Hülâsa: Bu canlı misallerden uyanarak, “Medar-ı iftihar mazimizi” ne zaman öğrenip, yeni nesile öğreteceğiz?!..
Dipnotlar: 1- Said Nursî, Emirdağ Lâhikası, s. 277 vd., 2- Raşid Erer, Türklere Karşı Haçlı Seferleri, Tarih-Hatıra-inceleme Dizisi, Bilgi Yayınevi, 1947 ve 1993.
1821’de başlayan Yunan isyanının mimarı, Rum Patrik Gregoryus, Rus Çarı Alexandr’a yazdığı tarihî mektubunda şu izahata yer veriyordu:
“Osmanlıları maddî yönden ezmek ve yıkmak imkânsızdır. Çünkü Osmanlılar Müslüman oldukları için çok sabırlı ve mukavemetli (dayanıklı) insanlardır. izzet-i îman sahibi olduklarından dolayı gayet vakarlıdırlar.
Bu hasletleri (ahlâkları) şu hususiyetlerden kaynaklanmaktadır:
1) Dinleri olan islâmiyete samimî olarak bağlı olmaları.
2) An’anelerinin (geleneklerinin) köklü, sağlam ve kuvvetli oluşu.
3) Kadere rıza ve büyük ölçüde teslimiyet göstermeleri.
4) Padişahlarına, devlet adamlarına, kumandanlarına ve büyüklerine karşı son derece saygılı ve itaatli oluşları.
5) Zeki, çalışkan ve gayet kanaatkâr oluşları.
“Onların bütün bu meziyetleri, hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da dinlerine ve geleneklerine bağlılıktan kaynaklanmaktadır.”
Patrik Gregoryüs, adı geçen Rus çarına şu tavsiyelerde bulunur:
“Yapılacak iş, onlara hissettirmeden bünyelerini tahrip etmek gerekmektedir. Meselâ, evvelâ dîni duygularını zayıflatmak ve mânevî bağları parçalamak dolayısıyla onlardaki itaat duygusunu zayıflatmak icap eder. Bunun da en kısa yolu, millî an’anelerine (geleneklerine) ve maneviyatlarına (inançlarına) uymayan fikir ve hareketleri aşılamaktır.”
Gizli emellerin tatbikatı
Batılılar Lozan Antlaşmasıyla (1923) bu fırsatı yakaladılar! Kendi maşa ve piyonlarıyla Müslümanların dinine, itikadına, kılık-kıyafetine, düşünce ve an’anesine varıncaya kadar el atıp genlerini bozmaya çalışmışlar, hâlâ da çalışmaktadırlar!
Bunun bir çok misallerinden biri; 1950’li yıllarda neşredilen Büyük Doğu mecmuasının yirmi dokuzuncu sayısında “Lozan’ın içyüzü” başlıklı makaleden:
“(….) Türk Murahhas (Temsil) Heyeti Başkanı bulunan ve henüz hakikî kasıtları anlamayan ismet Paşa, bir aralık, bütün Hıristiyan emellerinin Türkiye’yi mâzisindeki ruh ve mukeddesâtı kökünden ayırmak olduğunu sezdiği halde, şu gizli ivaz (taviz) ve teminatı veriyor ve diyor ki; ‘Eskiden beri kökleşmiş ve köhne (eski) engellerden, yani an’ane-i islâmiyet’ten (islâmî gelenekten) kurtulmak’ hususunda besledikleri –yani ismet’in beslediği– azmin, inkâr edilmez delilidir.
“(….) Artık her şey Türkiye hesabına çantada hazırdır. Yani dîni terk ile her şey yapılacak. Yeni hizbin (Kemalizm ve ismet hükümeti) bundan böyle hudut dışı değil de, hudut içi ve millî irade yaftası (etiketi) altında çalışacağı şüpheden vârestadır (şüphe götürmez).“ (….) bunun üzerine her şey apaçık anlaşılıyor, değil mi?”1
ibret alınacak bir hatıra
1933 yılında Hitlerden kaçarak Türkiye’ye sığınan Alman asıllı Ord. Prof. Fritz Neumark (1900-1991), istanbul Üniversitesi iktisat ve Hukuk fakültelerinde dersler vermiştir.
Bir gün, talebelerinden biri Fritz’e şöyle bir soru sorar:
“Hocam, Avrupalılar Türkleri neden sevmezler?”
Fritz, şu enteresan tesbitleriyle cevap verir:
“Çok samimî olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir! Asırlardır kilisenin Türk ve islâm düşmanlığı, Hıristiyanlar’ın hücrelerine işlemiştir! Sebeplerine gelince;
1- Müslüman olduğunuz için. Hatta, laik olmanız şöyle dursun, Hıristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam ederler!
2- Sizler farkında değilsiniz, ama onlar şu gerçeğin farkındadırlar; ‘Tarihten Türk çıkarılırsa, ortada tarih kalmaz! Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bu günkü tarihlerin yeniden yazılması lâzım!
3- Avrupa’nın pazarı idiniz. Şimdi Avrupa’yı pazar yapmaya başladınız.
4- En az 400 sene Avrupa’da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz!
5- Selçuklular Anadolu’yu, Osmanlılar ise Orta Avrupa’yı ve Balkanları Haçlı ordularına mezar yaptılar!
6- Sizi silâh ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağladılar. Önce giyiminizden hayat tarzınıza kadar ahlâkî değerlerinizi yıpratmaya başladılar. Sonra da kendi içinizde sizi bölmeye başladılar! (En büyük fitne!.)
7- Selçuklular ve Osmanlılar islâmiyet uğruna her şeylerini feda etmeseydiler, islâmiyet belki de bugün sadece Hicaz’da varlığını devam ettirecekti! Kaldı ki Vehhabiliği kuranlar da ingiliz Müstemlekât Bakanlığı’nın adamlarıdır. Batı her yerde islâmiyeti sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlılılar ‘Asr-ı Saadet’i devam ettirdiler!
8- Bu sebeplerden ötürü, kilise size kan kusmaktadır!
9- Ben Türkiye’ye geldiğimde 2 üniversiteniz vardı. Osmanlı Devrinde ise her yerde bir medrese vardı! Tarihinize bakın, her medresede ilim tedrisatı vardı! ilk denizaltı gemisini Osmanlıların yaptığını çoğunuz bilmiyorsunuz belki, ama Avrupalı bunu biliyor!
10- Sizler gerçek hüviyetinize döndüğünüz zaman, Avrupa’nın refahı ve medeniyeti yıkılır!”2
Hülâsa: Bu canlı misallerden uyanarak, “Medar-ı iftihar mazimizi” ne zaman öğrenip, yeni nesile öğreteceğiz?!..
Dipnotlar: 1- Said Nursî, Emirdağ Lâhikası, s. 277 vd., 2- Raşid Erer, Türklere Karşı Haçlı Seferleri, Tarih-Hatıra-inceleme Dizisi, Bilgi Yayınevi, 1947 ve 1993.
güncel Önemli Başlıklar