bugün

vazgeçmek mi umut etmek mi

umut etmek, hem de sonuna kadar, çünkü en son umut ölür, insandan bile sonra, son nefesinde dahi insan ölmemeyi umacaktır, öleceğini bilerek, bir mucize, bir kurtuluş bekleyecektir.

hayallerini ve hedeflerini neyle beslediğine göre değişir umut ve umutsuzluk ölçekleri, benim de herkes kadar var hayallerim, kimseden farklı veya özel de değilim, ama tam üç senedir o hayallerin peşinde koşuyorum, çok yenildim, çok gece ağlayarak sabah ettim, ama her sabaha umutla uyandım, bazılarına göre bu beni 'saplantılı' yaptı bazılarına göre 'inatçı' bazıları bunu olumlu yordu 'hırslı' dedi bazıları tekrar dene derken bazıları yeter dedi.

boşverdim. ben ne diyordum? kalbim ne diyordu? aklıma mı güvenmeliydim tüm acizler gibi?

ben denemek istiyordum, mutluyum çünkü onların peşinde koşmaktan, koşarken düştüğüm zaman yara olan dizlerimi görünce mutluyum, o yaralar kanıtıdır koştuğum yolların.

yürümeyen insan düşmez.

ben düşün derim, çok düşün, ne kadar çok düşerseniz o kadar güçlü kalkacaksınız hayat sahnesine.

hem yenildim, ne olmuş ki? ne kaybettim? kazanmak ve kaybetmek nedir ki? utanmalı mıyım şimdi hayalimin peşinden koşarken kaybettim diye, hayır, kendimle gurur duyacağım, çoğunun korktuğunu ben denedim diye.

ve söz sözlük, eğer 'kabullenmek' için sözüm ona 'hayatın gerçekleri' için büyümek gerekiyorsa büyümeyeceğim, söz büyümeyeceğim.

40'ımda şort giyip hayallerimin peşinde olacağım.