bugün

hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları

9 yaşına kadar ankarada büyüdüm babam askerdi o zamanlar durumumuz iyiydi. babam askeriyeden atılınca memlekete döndük. babam çalışmadı o yıl. ya iş bulamadı ya kendi çalışmadı bilmiyorum sonradan sormak istemedim. o yıl tazminatını alemlerle alkolle yedi. alkoliktir kendisi. sonra durumlar iyice kötüleşti tabi. ben başarılı bir çocuktum küçükken. sınav dershanesini kazanmıştım burslu. dershane ki en iyi sınıftayım. ama sınıfın geneli varlıklı aile çocuğu. bende yemek yemeyi çok seviyorum. dershaneye giderken bir unlu mamuller yeri vardı. sabah enfes kokardı orası. cebimde 2 tl param olurdu. 75 kuruştan 2 kaşarlı poğaça alırdım. meyve suyu da almazdım. kalan 50 kurusu dershanede fotokopi filan çekerlerse para topluyorlar ona verebilmek için saklardım. sonra dershaneye giderdim. teneffüs olurdu. diğer çocukların hepsi kantine koşardı.kantinde o zamanlar anlam vermezdim ama çok pahallı gelirdi bana. tabi çocuklar dönerdi sınıfa bir sürü bir şey almış olurlardı. bana ikram ettikleri halde ben utanır istemezdim. ama gözüm en çok etinin antepfıstıklı kalem gibi bir çikolatası var onda kalırdı. 2,5 tl idi ta o zaman bile. dershane zamanı boyunca onu bir kere yemek nasip olmadı. şimdi markette denk gelip gördüğümde hep o zamanlar aklıma gelir. sanki o yıllarda alıyormuş onu dershanedeki sınıfta yiyormuş gibi sevinirim hep.