Bizdeki garibanlık da başkaydı.
Küçüklüğümde, ablam ve ben hem psikolojik hem de maddiyat olarak çökmüştük.
Ama bir ablam olamadım hiç. Şimdi anlıyorum nasıl böyle hırslı olduğunu.
Hatta bir ara okulda eziklendim falan, sonra baktım harbi harbi zengin oluyoruz.
Bir daha yaşamamak üzere...
soğuk ankara kışında üniversite yıllarıydı, memur çocuğuyuz tabi üniversite okuyan bir kardeşim daha var babam her ay göndere bildiği kadar gönderiyor bi yandan da kız kardeşime yolluyor. haftada bir arıyor cebimde para olmasada var diyorum kardeşime daha çok yollasın diye. ben idare ediyorum ama o kız çocuğu idare edemez diye düşünüyorum.

bi gün yine çıktım çarşıya cepte 5 lira var ayakkabımın altı nerdeyse bozuk para kadar delinmiş. cebimdeki paraya bakıyorum ayakkabı falan etmez bu paraya yapacak bi şey yok dedim ay sonuna kadar idare edecek bu ayakkabı. gittim 5 liralık tütün aldım eskiden kalmada çarşaf var sarıp içiyorum anuda.

3 yıldır konuştuğum bir sevgilim var memlekette bir gün gece aradı nerdeyse 1 saat boyunca ağladı telefonda. yanına gitmek istiyorum otobüse vericek param yok bir yandan içim içimi yiyor yanında olamadığım için, ne yapsam da gitsem diye düşünüyorum, gece bi vakti gözlerim dolmuş sinirden kendi kendimi yiyorum arka arkaya sarıp sigara içiyorum. gözümü kararttım artık gideceğim memlekete sabah erkenden çıkıp otostop çekmeyi düşünüyorum.

ankaralı bi oda arkadaşım vardı, gece uyanmış geldi yanıma. ne yapıyorsun burda falan dedi anlattım olayı dedim gidicem sabah otostopla.
beni vazgeçirmeye çalıştı kış vakti bulamazsın falan diye. dedim başka yolu yok gideceğim. tamam şimdi biraz yat dinlen öyle gidersin dedi götürdü beni odaya, uykum falan yok ama nasıl ağır geldiyse artık olaylar gözlerim kapanmış uyumuş kalmışım.

sabah gözümü açtım hemen üstümü falan giyiyorum odanın kapısı açıldı içeriye girdi bizim ankaralı , iki avcunu birleştiemiş hiç bişey söylemedi yatağın üstüne bi avuç ceplerinden iki avup 1 tl yi çıkattı bıraktı hiç bişey söylemeden gitti.

meğer sabahın köründe kalkmış bütün yurttan 1 tl 1 tl benim bilet paramı toplamış.

gittim memlekete kızla oturuyoruz bir parkta, bacak bacak üstüne attım ayakkabıdaki delik görünüyormuş farkında değilim.

-tatlım millete ayıp olur yaşlılar var düz otur dedi. önce garipsedim tamam aşkım dedim sonra sırıldı bana çok güzel bir gün geçirdik. ben yıllar sonra farkına varabildim o gün neden bana "ayıp olur tatlım düzgün otur" dediğini.

ben seni sevmeyeyimde kimi seveyim güzel kadın.
bilenler bilir. önce 1999 depremi, anayasa kitapçığı ve akabinde 2000 ve 2001 krizleri.
ev, araba, yazlık, kışlık, para iş güç sermaye ne varsa gitmiş. evdeki eşyalar alacaklılar tarafından alınıyor. buzdolabını bir alacaklı, çamaşır makinesini diğer alacaklı, televizyon ve süpürgeyi diğer alacaklılar alarak sözde paralarını kurtarmaya çalışıyorlar. tabii herkes kendi canının derdinde. tabii bunlar 9 sene sürecek açlık, sefalet ve bilimum yoksulluğun başlangıcıydı da konu o değil. 1999 benim orta okula başlayacağım seneydi. bilirsiniz galatasaray lisesine kura ile öğrenci alınırdı. eğitim ortaokuldan başlardı. 1999 yılında 50₺ idi başvuru ücreti. babamın " hazırlan, seni galatasaray lisesine yazdıracağız. " demesi hala dün gibi gözümün önündedir, sesi ise lisenin her önünden geçtiğimde kulaklarımda çınlar acı acı. milyonlarca kez yanından geçtim, önünde fotoğraf çektirdim (ergenlik zamanlarımızdı taksimde heyecanlı heyecanlı fotoğraf çektirirdik.) ama göğsümün ortasında yanan ateşi söndürmeye yetmedi. yetmeyecek de. hayatımda hiçbir insanı kıskanmadım o lisede öğrenim gören adamı kıskandığım kadar. hala uktedir hala bi burukluktur. En acısı ise gittiğim lisedir. tamam ortaokulda pek parlak bir öğrenci değildim ama kötü de değildim. gittiğim lise hayatımı siken lisedir. günlerce beddua ettiğim lisedir. gitmek istemediğim ağlayarak gün geçirdiğim okulumsu ahırdır. siz siz olun lise'yi evladınıza çok iyi seçtirin.
Benim içimde ah olarak kaldı galatasaray ama allah nasip ederse evladımı oraya yazdırıcam.
öğrenci olarak giremedim; ama veli olarak giricem allahın izni ile
Baba paran var mı diye sormuştum.

Cebindeki tüm parayı çıkardı. 2 tane 10 lirası vardı.

Bana Sadece Birini verebilirdi ama ikisini de verdi.

Oysa 50 tl lazımdı, bir şey diyemedim. Arka ı dönüp gittim.
üniversite birinci sınıf, abimle bekar evindeyiz o zamanlar.. para pul her şey suyunu çekmiş, evde erzak diye bir şey kalmamış.. ertesi gün paramız gelicek ama bize o gün lazım, deli gibi açız.. pantolonların montların ceplerine bakıyoruz belki çıkar üç beş bir şey diye..
yıllardır giyinmediğim montumun iç cebine bir attım elimi 7 tl bozuk para çıktı. ulan evde bir dans etmediğimiz kalmıştı o kadar sevindik.. bim'e gidip mantı yoğurt kola falan almıştık..
kimileri için hala devam eden kimileri için de bak nereden nereye geldik dedirten anlardır.
tam akbilin sınırsız ve sadece belediye araçlarında geçtiği zamanlarda cebimde param olmadığını düşünüp üzüldüğümü sonra da akbilimin sınırsız olduğunu hatırlayıp sevindiğimi hatırlıyorum.
dedemi kanserden kaybetmiştim,Aradan 2 gün geçmeden aylarımı verdiğim kızın başka birini sevdiğini öğrendim gece 2-3 gibi ellerim cebimde yürüyorum sokakta köpek gibi sigara istiyor canım ama hem cepte para yok hemde açık büfe yok oturdum bi banka başımı iki elimin arasına aldım derin derin düşünmeye başladım sonra ileride benden yaşca büyük bi kaç kişi oturup sohbet ediyorlar sigara içiyorlardı normalde kimseye ağız eymem cebimdede sigaram eksik olmaz fakat olmayınca olmuyor be sözlük ellerimden destek alıp kalkıp yanlarına gittim utana sıkıla

+Selamın Aleyküm,Rahatsız ettim ama fazladan bi dal sigaranız var mı ?

-Sigaranın fazlası olmaz kardeş hadi bak işine..

+Peki

Yüzüm Kıpkırmızı Oldu Ağlayacak Gibi Oldum iki Elimi Bu Sefer Cebime Koydum Ve Karanlık Sokağın Birisine Girerek Gecenin Sessizliğinde Kayboldum
Hatırlandıkça fakirlikte master yapmışım ya laa demeye neden olur.
lise yıllarımın hepsi okula yürüyerek gider gelirdim sigara parası çıksın diye her gün toplamda 7 km falan yürürdüm yani .
https://yandex.com.tr/vid...%C3%A7in%20restoran%C4%B1
Kendi garibanlık anım değil ama kendi anım olmuşçasına iç burkan bir anı da ben paylaşayım;

Yıl 1915, yer 43. Alay 1. piyade taburu, 1. Bölük

Yemek menüsü

Üzüm hoşafı. Öğlen: Yok. Akşam: Yağlı buğday çorbası ve ekmek.

26 Haziran Sabah: Yok. Öğlen: Yok. Akşam: Üzüm hoşafı, ekmek.

18 Temmuz Sabah: Üzüm hoşafı. Öğlen: Yok. Akşam: Yarım tayın ekmek.

21 Temmuz Sabah: Yarım ekmek. Öğlen: Yok. Akşam: Şekersiz üzüm hoşafı, ekmek YOK
Parasızlıkdan dolayı fırından borç yapılarak alınan ekmeği a101 margarini ile birlikte yemiştim. 1 hafta boyunca nefesim margarin kokmuştu.
Bugün duyduğum bakiyeniz yetersiz sesi.
Yere bakarak yürürdük, hey yavrum hey.
böyle anılardan mahrum kalmış bir insan olmak istemezdim. yargılamıyorum doğma büyüme zengin olanları elbette. sadece üzülüyorum onlar için. insanı olgunlaştıran ve insana erdem katan tecrübelerdir.
lisede öğlen menemen yediğim tavayı yıkayıp müzik provasına götürüp kendime bateri zili yapmıştım aq.

(bkz: yazar bu entrysinde duygulanıyor)
(bkz: hatta kalkıp bi sigara yaktı)
çocukken anneme anneler gününde alacağım hediye için yemedim içmedim 8 ay para biriktirdim, o da meyve sıkacağı için yani. neyse bir heyecanla dükkana girip meyve sıkacağını alıp çıktım hop eve geldim. annemin elini öptüm ve hediyeni açar mısın dedim. bir anda ortam çok duygusallaştı ve sesizdi.. paketi bir açtı markası 'fakir'!!! vay amk dedim.
bi keresinde okula gitcektim baktim cuzdanimdaki parayla bi defalik yol param cikiyo sonra dedim ki bugun 3 saat ders var yarin 6 saat ders var en iyisi yarin gidiyim.
Bu başlığı ne zaman görsem aklıma universite de ki ilk zamanlarim ve aksama kadar yataktan cikmadan sadece sigara ictigim zamanlar geliyor. Hafta sonu para gelmez malum. O zamanlar arkadastan da isteyemiyorsun zaten orada da yenisin evini özlüyorsun falan cok ağlamıştım.

Ama bu sefer farkli acidan bakiyorum. Tek garibanlik anım universitede parayı yetirmeyu beceremedigimden ac kalmak. Cok şükür ailem hep yanimdaydi hala da öyleler hic muhtac kalmadim onlar sayesinde.
pogaca almanin luks olmasi ve ilk yenen pogaca. 25 kurustu sanirim ve hala tadi aklimda.
Babamın üniversitedeyken gonderdiği paranın daha ilk günden arkadaşlardan aldığım borç ya da kira gibi şeylere harcanmasıydı... herzaman...
Zamanında samsung e250'si olup kütür kütür mp3 dinleyen arkadaşların telefonundan ses kaydı yapıp amr formatında şarkı dinlemeye çalışmak.
Türkçe pop şarkılar black metal gibi oluyordu amk.
yedi sekiz yaşlarında bir abim bana cornetto almıştı.tek başına yemeğe kıyamadım.altı arkadaşımla beraber sırayla yaladık.

Edit: Ali - Bahadır - Barış - Buğra - Yasin - Burak siz mi beğendiniz lan *
Yerlerden yarım kalmış sigara izmariti toplardık lan.
Arkadaşlarla alan paylaşımı yapardık amk.
Ortak noktada buluşurduk en son.
Birlikte oturur parkda içerdik amk.
Ne günlerdi be.
ilkokul zamanları..

salam yeni yeni meşhur oluyor filan. bizde nerde görüp de yicez. her sabah köyden gelen peynir, işte alındıysa zeytin.. anne'nin bahçedeki vişne ağacından topladıkları ile yaptığı reçel.

okulda beslenme çantasındaki ekmek arası da domates salatalık.. bi arkadaşınkinde gördüm salamı ama nasıl merak ediyorum. bi kaç hafta sonra anneme dedim bizde salam alsak ya diye.. mahçup mahçup baktı. e kooperatif borcu, ev biterse yeni eşya alırız diye para biriktirme telaşı. zaten kriz var ülke boktan..

babama anlatınca içine dokunmuş böyle upuzun olanından 1kg salam almış maaşı alınca getirmiş annem gösterdi biraz da kesti yedim filan ama böyle bi tat yok.

yorganin altına girip onlar uyuyuca uçtum mutfağa bi ucundan açıp tv karşısına geçip hepsini yedim. tabii sonrasında bi mide bulantısı baya bi yiyemedim.

şu aç bitirleri açarken hep aklıma gelir bi burkulurum..