bugün
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi27
- iğrenç bir his tarif et43
- sözlük yazarlarının abileri11
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks13
- hemşire kızlar nasıl oluyor22
- japonyada düşen insana yardım edenler11
- aşkta yaş farkı önemli midir15
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek18
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- insanlar melek mi şeytan mı8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi17
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız13
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- en yaşlı özelliğiniz17
- anın görüntüsü14
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz8
- emar15
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz43
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- yakışıklı ama zengin erkek12
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam14
- icardi190520
- özgür özel10
- suriyeliler suriye'ye dönsün16
- fake hesabım için nick önerileri9
- kruvasan ile kahvaltı yapmak8
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız12
- emmanuel emenike17
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- insana kendini kötü hissettiren şeyler14
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekler arasından seri katil çıkmaması8
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması15
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı13
- sözlüğün en götü güzel kızı21
- 1 mayıs8
- ahirette sorulacak ilk soru8
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması14
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
- kocamsunun hazırladığı sürpriz12
buna türkiyenin dış politikası demek lazım aslında, o başlık daha uygun ve öznel duruyor.
türkiye'nin dış politikasını açıklarken hatalardan bahsedicem bu yazımda.
dış politikayla özel olarak ilgilenmeyen ancak devlet meselelerine aklı yatan arkadaşlarım için de oldukça temel yazmağa çalışacağım.
a) türkiye cumhuriyetinin dış politikalarına bakışı değişkendir, zira hükümetler türk dış politikasına kendi pencerelerinden bakarlar ve bu dıştan bakıldığında çok büyük bir handikaptır.
ilk olarak kıbrıs ;
belki çoğumuz ıskalıyoruz ancak türkiye cumhuriyeti Lozan antlaşması ile kıbrıstaki haklarını tamamen ingilizlere devretmiştir. bu bir handikap olarak görülemez, zira o zamanın kaybedilmiş bir toprağıdır ve anavatan kendini zor kurtarmıştır.
ancak 1950 li yıllarda adadaki rumlar bağımsızlık isteyince, ingiliz politikacılar çok zekice bir haraketle adadaki türk "azınlık" dan dolayı türkiyeyi de adadaki duruma dahil etmiştir. yani kısaca bakarsak, hiç bir hakkımız olmayan bir yerde sonradan hak sahibi olmuşuz.
kısa kesmek için bu kısmı hızlı geçeceğim, yapılan görüşmeler, mulakatlar sonucu, ingiltere-türkiye ve yunanistanın garantör olduğu bir kıbrıs adasında, eşit stratejik ortaklıklı bir kıbrıs cumhuriyeti kurulmuştur. bu durum o zaman ki türkler için çok çok iyidir. düşünsenize hiç bir şeyiniz yokken, kendinizi yönetebilecek hale gelmişsiniz...
önemli bir nokta var o da madde q olsun ;"söz konusu kıbrıs cumhuriyeti bu üç garantör devletin içinde olmadığı bir ortaklığa, pakta, siyasi-askeri ittifaka giremez...
olayın devamında dışarıya sevimli görünen rumlar "enosis" adına katliamlara başlamışlardır, bu tarihsel bir gerçek. türkiye müdahale etmek istemiş ancak abd ve avrupa buna engel olmuştur, 74 de iş çığrından çıkınca alınan izinler vs. ile kıbrısa müdahale gerçekleşmiş, ve bugünkü konumunu almıştır. bugünkü konuma göre dünya kıbrısı 60 da kurulan cumhuriyet olarak görmekte, biz bölünmüş görmekteyiz.
şimdi gelelim analize, böyle eliniz boşken büyük bir koz elde ediyorsunuz. ve bakalım napıyorsunuz.
sene oluyor 90, ve kıbrıs rum kesimi, kıbrıs adası adına ab ile müzakerelere başlıyor... peki siz ne yapıyorsunuz? hiç bir şey... ama madde vardı hani (madde (Q)). ab bunu yok saymış sizde ab nin bunu yok saymasına göz yummuşsunuz ve ab nin hukuğu yok sayan tavrına seyirci kalmışsınız ve sonuç? kıbrıs 2002 den beri ab li... ya garantörlüğünü yaptığımız türkler??? 3 ün 1'i...
yunanistan meselesi ve nato gerginliği ;
bir kaçımız bilir ama söyleyelim, yunanistan 60 lı yıllarda cunta yönetimine girmiş ve sonuç olarak nato dan atılmıştır. akabinde bu süreç tamamnlanınca tekrar girmek istemiş ancak "natoya tekrar girebilmek için, veya yeni bir devletin alınabilmesi için tüm devletlerin oyu gereklidir" açıklamalı nato maddesine takılmıştır. peki biz ne yapmışız? bu açıdan bakınca, yunanlara siktirin kıbrıstan belki alırız nato ya diyebilir mişiz, değil mi? evet... ama... ilişkilerimiz iyileşsin diye onlara bir iyilik yapmışız. peh!!!
atina avrupa birliğinin içerisinde camii olmayan tek başkentidir. ve geçenlerde verilen insan hakları mahkemesi kararına rağmen, yunanistanda hala türkler içerisinde türk adı geçen vakıflar veya dernekler kuramazlar, peki biz ne yapıyoruz? fener-rum patrikhanesine, ruhban eğitimine müsaadeye kalkıyoruz... ayıp bize...
çok destansı oldu. kalanına sonra devam ederiz.
borcu.
türkiye'nin dış politikasını açıklarken hatalardan bahsedicem bu yazımda.
dış politikayla özel olarak ilgilenmeyen ancak devlet meselelerine aklı yatan arkadaşlarım için de oldukça temel yazmağa çalışacağım.
a) türkiye cumhuriyetinin dış politikalarına bakışı değişkendir, zira hükümetler türk dış politikasına kendi pencerelerinden bakarlar ve bu dıştan bakıldığında çok büyük bir handikaptır.
ilk olarak kıbrıs ;
belki çoğumuz ıskalıyoruz ancak türkiye cumhuriyeti Lozan antlaşması ile kıbrıstaki haklarını tamamen ingilizlere devretmiştir. bu bir handikap olarak görülemez, zira o zamanın kaybedilmiş bir toprağıdır ve anavatan kendini zor kurtarmıştır.
ancak 1950 li yıllarda adadaki rumlar bağımsızlık isteyince, ingiliz politikacılar çok zekice bir haraketle adadaki türk "azınlık" dan dolayı türkiyeyi de adadaki duruma dahil etmiştir. yani kısaca bakarsak, hiç bir hakkımız olmayan bir yerde sonradan hak sahibi olmuşuz.
kısa kesmek için bu kısmı hızlı geçeceğim, yapılan görüşmeler, mulakatlar sonucu, ingiltere-türkiye ve yunanistanın garantör olduğu bir kıbrıs adasında, eşit stratejik ortaklıklı bir kıbrıs cumhuriyeti kurulmuştur. bu durum o zaman ki türkler için çok çok iyidir. düşünsenize hiç bir şeyiniz yokken, kendinizi yönetebilecek hale gelmişsiniz...
önemli bir nokta var o da madde q olsun ;"söz konusu kıbrıs cumhuriyeti bu üç garantör devletin içinde olmadığı bir ortaklığa, pakta, siyasi-askeri ittifaka giremez...
olayın devamında dışarıya sevimli görünen rumlar "enosis" adına katliamlara başlamışlardır, bu tarihsel bir gerçek. türkiye müdahale etmek istemiş ancak abd ve avrupa buna engel olmuştur, 74 de iş çığrından çıkınca alınan izinler vs. ile kıbrısa müdahale gerçekleşmiş, ve bugünkü konumunu almıştır. bugünkü konuma göre dünya kıbrısı 60 da kurulan cumhuriyet olarak görmekte, biz bölünmüş görmekteyiz.
şimdi gelelim analize, böyle eliniz boşken büyük bir koz elde ediyorsunuz. ve bakalım napıyorsunuz.
sene oluyor 90, ve kıbrıs rum kesimi, kıbrıs adası adına ab ile müzakerelere başlıyor... peki siz ne yapıyorsunuz? hiç bir şey... ama madde vardı hani (madde (Q)). ab bunu yok saymış sizde ab nin bunu yok saymasına göz yummuşsunuz ve ab nin hukuğu yok sayan tavrına seyirci kalmışsınız ve sonuç? kıbrıs 2002 den beri ab li... ya garantörlüğünü yaptığımız türkler??? 3 ün 1'i...
yunanistan meselesi ve nato gerginliği ;
bir kaçımız bilir ama söyleyelim, yunanistan 60 lı yıllarda cunta yönetimine girmiş ve sonuç olarak nato dan atılmıştır. akabinde bu süreç tamamnlanınca tekrar girmek istemiş ancak "natoya tekrar girebilmek için, veya yeni bir devletin alınabilmesi için tüm devletlerin oyu gereklidir" açıklamalı nato maddesine takılmıştır. peki biz ne yapmışız? bu açıdan bakınca, yunanlara siktirin kıbrıstan belki alırız nato ya diyebilir mişiz, değil mi? evet... ama... ilişkilerimiz iyileşsin diye onlara bir iyilik yapmışız. peh!!!
atina avrupa birliğinin içerisinde camii olmayan tek başkentidir. ve geçenlerde verilen insan hakları mahkemesi kararına rağmen, yunanistanda hala türkler içerisinde türk adı geçen vakıflar veya dernekler kuramazlar, peki biz ne yapıyoruz? fener-rum patrikhanesine, ruhban eğitimine müsaadeye kalkıyoruz... ayıp bize...
çok destansı oldu. kalanına sonra devam ederiz.
borcu.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar