bugün

1 litrelik coca cola cam sise

hayatımı kaydırandır, güzelim yunan tanrısı heykeli tabiatlı ficudumun deniz ayısına dönüşmesinin en birinci müsebbibidir.
çocukluğumuzda da içerdik zaman zaman lakin üzerimizde bulunan had safhadaki ebeveyn kontrolü ve o yıllarda pazarlamanın bu derece gelişmemiş olması sebebiyle her canımız istediğinde bulamazdık kolayı. zaten ne zaman babamla bir şeyler içecek olsak, sevgili babam 'bilinçli eğitimci' kişiliğine yakışır bir tavırla '' bizim oğlana da bi sarı aç'' diye yedigün' ü dayar, sonra da bana bakıp '' bunda vitamin var oğlum, dayın gibi kuvvetli olursun'' mazeretini sunardı onaylanmak ister bir tavırla. el mecbur sarıyı yuvarlardık biz de...
bir litrelik cam şişeler çok girmezdi eve zaten, bir süre sonra da tamamen ortadan kalktı, pet şişeler dönemi başladı. sonra efendim biz büyüdük, dünya iyice sardı kapitalizme ve ürün çeşitliliği siki sebebiyle coca cola tekrardan bir litrelik cam şişeleri piyasaya sundu. üstelik depozitosu hariç doksanbin lira gibi çok da uygun bir fiyatı vardı. takvimler 1997' yi gösteriyordu ve benim için sonun başlangıcıydı... çünkü buna paralel olarak hayatıma championship manager girmiş, sevgilimin frijit bir feminist olması sebebiyle eve kapanıp ekürim musti' yle beraber sabahlara kadar oyun oynamaya, acıkınca çift pide dürüm tantuni yiyip cam şişede kolaları yuvarlamaya başlamıştım. yıl 1997, aylardan aralıktı ve ben 73 kiloydum.

' daha içelim hey daha içelim hey' nidalarıyla şişeleri yuvarladıkça farkında olmadan bir kola junkiesi olmuştum adeta. sonra bu 1 litrelik şişeleri kaldırdılar aniden piyasadan. yorgan gitti kavga bitti misali bir daha içmeyeceğimi düşünmüş olanlar yanıldılar. çünkü tam tersine ben her aldığım kutu kolada, muhtelif ebatlardaki pet şişe kolalarda o tadı aradım.hangi şişeye baksam onu görmeye çalıştım, böyle bir aşktı aramızdaki. baktım hiç biri o tadı vermiyor, sarhoş olup unutmak, uyuşmak için daha daha çok içtim kolayı. böyle böyle yıl 2001' e geldi, hareketsizlikten yavaşlayan metabolizma daha fazla dayanamadı ve ben fazlalıkları yavaş yavaş yerleştirmeye başladım vücudumun türlü lokasyonlarına. ilk zamanlar heybetli bir görüntü sağlamış olması sebebiyle hoşuma da gitmedi değil hani, ama bir gün aynaya bir baktım ki bel çevremde can simidi oluşmuş, o sımsıkı vücutlu delikanlının yanları pantolon ceplerine kadar sarkıp e.t.' ye dönmüş.

takvimler 2008' i gösteriyor ve ben 108 kiloyum*... elime sağlam bir kızılcık sopası alıp, coca cola' nın formulünü bilen o iki kişiden başlayarak, muhtar kent' e varana dek bütün idarecilerinin kafalarını kırmak istiyorum.