bugün

ermenistanın 1915i unutmaya türkiyenin ise hatırlamaya ihtiyacı var diyen agos gazetesinin ılımlı yazarı.

kahreden edit: ilk yazdığımda ılımlı yazarı demişim şimdi yazarıydı oldu. içim kan ağlayarak okudum entrymi. yazık o kadar üzgünüm ki " güvercin tedirginliği yaşıyorum ... ama biliyorum ki bu ülkede güvercinleri öldürmezler " diyen bir insanın ölümüne mani olamadık. bu tür konularda kıyas yapmak pek doğru değil, ama diğer bir kahredici olay olan danıştay saldırısında vakit gazetesinin hakimlerimizi hedef gösterdiğini ilan edip vakit gazetesini kınayanlar, şimdi hrant dinkin yazdığı yazıyı ters anlayıp hakkında dava açan savcılar, suçlu bulan hakimler ve mahkeme önünde gösteri yapan güruh hakkında ne şekilde yazılar yazmalı?
6 ay hapis cezasının ertelenme kararının yargıtay tarafından bozulduğu düşünür. kararın bozulmasından sonra dış basın olayı süpriz olarak nitelemiştir. dış basının kararı süpriz olarak görmesi de insana türkiyeyi hiç mi bilmiyorsunuz dedirtmektedir.
yazdığı makalede geçen bir cümle yüzünden "türklüğe hakaret"le* suçlanan ermeni aydını. "ben türkiye'de büyüdüm. türk'lüğe hakaret etmedim, etmem. o makalede türk'lüğe hakaret yok." demektedir.
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=166454
Ermeni asıllı Türk vatandaşı yazardır.
hakkında soruşturma üstüne soruşturma açılan yazar..
ismi zihminde hep bir ses efekti izlenimini uyandırmış kişi.
2005 eylül ayında Türkler için yazdığı " Türk'ten boşalacak zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan Ermeni'nin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur " diyen zevat. her seferinde türkleri aşşağılamaktan geri kalmayan kişi.

2012 edit :
http://www.yg.yenicaggaze...zargoster.php?haber=16610
http://www.yg.yenicaggaze...zargoster.php?haber=16624
gazetesinin önünde silahlı saldırıya uğrayarak öldürülmüştür.
Agos gazetesi önünde uğradığı silahlı saldırı ile ölmüş ermeni asıllı vatandaşımız, Allah rahmet eylesin...
Ermenice ve Türkçe olarak yayınlanan Agos Gazetesi'nin sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni olan Ermeni asıllı gazeteci.
allah rahmet eylesin.

bir fikre kurşun sıkan tüm zihniyetleri kınıyorum.
ne olursa olsun öldürülmesi hoş görülemeyecek fikir adamı, gazeteci.
sözde milliyetçiliğin, faşizmle karıştırılan milliyetçiliğin, kolayca gaza gelmenin kurbanı olmuş agos gazetesinin genel yayın yönetmeni, etnik kimliği ne olursa olsun içimizden biri.
bravo türkiye, şimdi atatürk'ün dediği gibi anılıyorsun değil mi??
fransa' nın 301' ine karşı çıkarken alkışlara mahzar, türkiye' nin 301' ine karşı çıkarken katli vacip! milliyetçi, şoven anlayışın gözü aydın!
öldürülmesi türkiye'nin sıkıntıya girmesine sebep olacaktır.
hrant dink, ermeni diasporasına soykırımdan daha yumuşak bir kelime kullanmaları yönünde uyarıda bulunmuştur. bu yüzden hiçbirşey göründüğü gibi değildir, bunda da olmayabilir. nitekim, güçlü diasporanın bir gazete yayın yönetmenini kurban edecek kadar imkanı da vardır. belki de agos gazetesini yerine geçirilecek insan nispeten daha sert mizaçlı olacaktır. ben, bu zamanlarda yapılan hiçbir suikastin kişisel bir nefretten hatta hatta bir ırka mensup diye işlenmeyeceği kanısındayım. katilse yüzlerce defa ezberletilmiş, papağan gibi "ermeniydi, ondan öldürdüm" gibi kelimeler kullanacak, bizim saf!! basın da üstüne sos döküp önümüze servis edecektir.
Yeni Çağ gazetesinin 2004 yılı içinde kendisi hakkında yazdığı bir yazıya kertenkele abdullah*'ın öyküsüyle yanıt vermişti Hrant dink.

yazı şu cümlelerle bitiyordu:
"Yıl 2004, Yeniçağ "Ermeniye bak" diye manşet atmış.
Birileri yine kertenkele avına çıkmış besbelli.
Ve ben şimdi - yanlış değerlendirilmesin ürktüğümden ya da sindiğimden değil elbet- kendimi "Kertenkele Abdullah" gibi hissediyorum, iyi mi?
Mazur görün, sürüngenlik işte!"

Yıl 2007... birileri yine kertenkele avına çıkmış besbelli
bu kadar kaliteli güzel aydın bir insanı öldürdünüzya yazıklar olsun!!! suan içim kan aglamakta ne diyecegimi bilemiyorum....böyle insanların kaderi oluyor ne yazık ki erken ölmek,öldürülmek! daha yapacagı, yasayacagı, türk-ermeni ilişkilerinin düzelmesi barış ortamının saglanması adına ugrasacagı,savasacagı kim bilir ne kadar yıl daha vardı? ama serefsizler, hainler izin vermedi... senin degerin bir gün gelecek daha iyi anlasılacak merak etme! rahat uyu hrant dink...
kahrolsun faşizm!!!!
yaşamı da öldürülmesi de nazım hikmetin bakkal karabeti gibi

"

affetmedi bu ermeni vatandaş
kürt dağlarında babasının kesilmesini
fakat seviyor seni çünkü sen de affetmedin
bu karayı sürenleri türk halkının alnına

"

(bkz: akşam gezintisi)
(bkz: nazım hikmet in ermenileri kestik demesi)
Son yazısı: Tıpkı bir güvercin gibiyim(...)Bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz

Dink, Ocak'ta Agos'ta yıynlanan son yazısında aldığı cezadan sonra 2007'nin kendisi için daha zor geçeceğini söylemekteydi.

işte yazının son cümleleri:

Muhtemelen 2007 benim açımdan daha da zor bir yıl olacak.
Yargılanmalar sürecek, yeniler başlayacak. Kimbilir daha ne gibi haksızlıklarla karşı karşıya kalacağım?

Ama tüm bunlar olurken şu gerçeği de tek güvencem sayacağım.
Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz.
Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler.

Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce.
son yazısı için http://www.hurriyet.com.t...id=3428&oid=1&l=1 insan üzülmeden duramıyor. başına gelecekleri hissetmiş,hissettirmiştir. keşke gitseydin buralardan demekten başka bir şey gelmiyor insanın elinden.
haince bir saldırıya kurban giden, malatya doğumlu, ermeni asıllı gazeteci yazar. birgün gazetesinde yazmış olduğu son köşe yazısı şöyledir:
tarihin cilvesi
önce haberi yineleyeyim: Restorasyonu geçen yıl tamamlanan, ancak açılışı adeta bir bilmeceye dönüşen Van'ın Ahtamar Adası'ndaki Surp Haç Ermeni Kilisesi'nin açılış tarihi üçüncü kez değiştirildi. Geçtiğimiz hafta sonunda Van Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, restorasyonu ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Ahtamar Kilisesi'nin 11 Nisan'da turizme açılacağı bildirildi. Uluslararası düzeyde konukların katılacağı açılış töreninin Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Van Valiliği'nin işbirliğinde düzenleneceği ifade edildi.
On yol önce Ahtamar amele taburu başlığıyla Vanlı yetkililere seslenmiş ve şöyle demiştim:
Turist çekmek için canavar yaratacağınıza, burnunuzun dibinde hazır duran tarihi eserlere özen gösterin. Ne gerek var böylesi yanlış işlere? Van dediğiniz, tarihsel eserler açısından bir derya. Niçin oturup da adam gibi Şu bölgeyi nasıl yapsak restore etsek diye düşünülmez. Ermeniler gelirmiş, varsın onlar da gelsin, görsünler atalarının yaşadığı yerleri, hasret gidersinler ne olur yani? Ve eklemiştim:
Eğer yardım ya da amele lazımsa biz hazırız.
Ey tarih... Ey gelecek!..
Türkiyeli, Ermenistanlı ve hatta Diasporalı gençler gönüllü.
Ahtamar amele taburu' emirlerinize hazır... Bilesiniz.
Gelin, Ahtamarın restorasyonunu salt bir bina restorasyonu olarak bırakmayalım, aynı zamanda yıpranmış ruhlarımızı da restore edelim.
Sonuçta aradan 10 yıl gibi uzun bir süre geçmiş olsa da nihayet Ahtamar'ın restorasyonu tamamlandı. Gönül arzu ederdi ki, restorasyon Türkiye ve Ermenistan ülkelerinin işbirliğinin ajandasına girsin ve birlikte yapılsın. Yazık ki öyle olmadı.
Yine de projeyi üstlenen Cahit Zeydanlı'nın titiz çalışmasını, Ermenistan'dan uzmanlar getirip onların görüşlerine ve tavsiyelerine başvurma çabasını ve projenin uygulama safhasına Türkiye Ermenilerinden mimar Zakarya Mildanoğlu'nu da katmasını zikretmek ve bu değerli ekibe teşekkür etmek gerekiyor.
Yapabileceklerinin en iyisini yaptılar ve mükemmel sayılabilecek bir iş çıkardılar.
Onlar mükemmeli yaptılar ama gelin görün ki bürokratlar ve siyasetçiler de içine ettiler. Bir türlü açılışı gerçekleştiremediler.
ilk etapta 4 Kasım 2006 olarak saptanan açılış tarihini, olumsuz hava koşulları gerekçesiyle 2006'nın Nisan ayına ertelediler. Derken Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç tarafından törenin 24 Nisan'da yapılacağı bildirildi.
Koç'un ilan ettiği açılış tarihine ise tepkiler gecikmedi. Ermeni Patriği Mutafyan Açılış 24 Nisan'da yapıldığı takdirde, kendisi dahil hiçbir Ermeni'nin törene katılmayacağını duyurdu.
Geçtiğimiz hafta konu Meclis'e kadar uzandı. CHP izmir Milletvekili Erdal Karademir açılış tarihinin Ermeni soykırımının yıldönümü olan 24 Nisan'a denkgetirilmesinin, AKP iktidarının politikasının bir sonucu olup olmadığını yazılı bir önergeyle sordu.
Milliyetçi basın ise Ahtamar Kilisesi'nin açılışının 24 Nisan olarak belirlenmesini Van'da intikam açılışı başlığıyla manşete taşıdı.
Ve şimdi de 11 Nisan tarihi açıklandı.
Doğru bir işi bu kadar yanlış mecraya kaydırmak ve de eline yüzüne bulaştırmak ancak bu kadar becerilebilirdi.
Gizlenemez gizli niyet ancak bu kadar sırıtabilirdi.
Tam bir komedi... Tam bir rezalet!
Hükümet "Ermeni sorunu" konusunda hâlâ doğru bir yöntem ve doğru bir yol tutturamadı. Derdi sorun çözmek değil, güreşe soyunmuş pehlivan gibi puan kazanmak. Neyi, nasıl yapıp, arkaya dolanacak da rakibini kündeye oturtacak. Tüm tasası bu.
Hiç ama hiç samimi değil.
Güya Ermeni tarihçileri tarih konuşmaya çağırıyor ama kendi aydınlarını Ermeni soykırımı konusunda muhalif söylemlere sahip oldukları için de yargılamaktan çekinmiyor.
Doğu Anadolu'yu turizme kazandırmak için Ermeni kilisesi'ni de restore ediyor ama bu işten nasıl daha fazla değişik siyasal yararlar sağlarım, dünyaya bunu nasıl pazarlarım? diye de işin tadını kaçırmakta bir sakınca görmüyor.
Ahtamar Kilisesi'nin açılışının 24 Nisan'a kaydırılması işte bu gayrisamimi niyetin nasıl vitrine taşındığının da bir göstergesidir.
Ve şimdi dikkat buyurun!
Milliyetçi cenahın ve hatta Ermeni Patriği'nin bu tarih üzerine koyduğu itiraz, yapılan yanlışın düzeltilmesi için bir fırsat doğuruyorsa da bu kez tarihin cilvesi devreye giriyor.
Takvim-i hakikat, O ki sen bir aymazlık yaptın, üstünü de ben tamamlayayım diyor ve yeni seçilen 11 Nisan tarihinin aslında 24 Nisan'ın ta kendisi olduğunu ortaya koyuyor.
Nitekim 1915'in 11 Nisan'ıyla, bugünün 24 Nisan'ı aynı takvime ve aynı güne denk düşüyor.
Zaten de 24 Nisan Ermeni literatürüne sonradan, yeni takvimle geçmiş bir tarih. O tarihin aslı diğer bir deyişle Ermeni aydınlarının ve önderlerinin toplatılıp bilinmezliğe gönderilişlerinin tarihi aslında 11 Nisan 1915.
Şimdi ortada bir soru var:
24 Nisan'ı önce yeğleyen sona mahzurlu bulan ve şimdi de 11 Nisan'ı belirleyen işgüzarlar bakalım bu açıklamamızdan sonra 11 Nisan'ı da değiştirecek mi?
isteyen soruyu şöyle de sorabilir tabi:
Emin misiniz? Son kararınız mı ?
kendisini öldüren(ler)den kesinlikle daha vatanperver olan merhum gazeteci-yazar.
ermeni soykırımı iddialarını desteklemesi, istiklal marşının bölücülük yaptığını belirtmesi eleştirilebilir. ermeni soykırımı da asılsız bir iddiadır, ancak bir insanın öldürülmesi için yeterli mi bunlar. "polatçılık" oynayan bir çocuğumuz vurdu anlaşılan, şu ana kadar böyle belirtilmekte..
papazı vuran çocuğun ailesinin nasıl bir tepki gösterdiğini biliyoruz, keza alparslan arslan ın ailesinin tepkisi de akıllarımızda. şimdi bu çocuk için farklı bir tepki beklemek olanaksız hale geliyor, tabii bekleyip göreceğiz. insan "komplo mu acaba, ortalığı karıştırmak için" demekten kendini alamıyor. ama tarihimiz bize öyle örnekler gösteriyor ki, komplo beklemek neredeyse iyimserlik oluyor.
adam -haklı veya haksız- ermenileri öldürdüğümüzü ve soykırım uyguladığımızı söylüyordu. biz de "yok öyle birşey" diyorduk, şimdi ne oldu, kim haklı çıktı. olacak iş değil, ama belki de olacak iş bu, biz farklı bir şekilde sorun çözemiyoruz. adamın yanlış davası, yine bizim tarafımızdan haklı olarak görülmesine yol açacak, avrupa dan aynı şekilde üstümüze gelinmesini sağlayacak ve hatta kendi insanımıza bile anlatamayacağız, soykırım uygulamadığımızı. inandırıcılığımız nasıl kalabilir bu durumda, kendi ipini çeken bir millet olarak.
adam evet ermenileri öldürdüğümüzü söylüyordu, sonu farklı kapıları da açıcak olsa, "ben sadece bunu ifade edebilmeyi istiyorum" diyordu ve aynı adam fransa da çıkan saçma sapan kararı protesto etmek için, ifade özgürlüğünü kaldıran "ermeni soykırımı" kararının alınması durumunda önce kendisinin fransa ya gideceğpini ve sırf ifade özgürlüğünü savunmak için görüşlerinin tam tersini söyleceğini ifade etmişti. biz, bize göre haksız olan ancak kendince bu denli mert olan bir adamı öldürdük, yazık, sadece hrant dink e değil ayrıca bize...
çalıştığı gazetenin çıkışında silahlı saldırı sonucu bugün hayatını kaybetmiş olan ermeni asıllı malatya doğumlu gazeteci. saldırıyı düzenleyen kişi 18-19 yaşları arasında bir kişi. avrupa'nın bu haber sonucu sarsılacağı kesin.