bugün

nazım hikmet şişirilmiş bir sanatçıdır

nazım hikmet'i olduğundan daha büyük ya da daha küçük görmek sadece bakan kişi tarafından başarılabilecek bir şeydir.

birileri onu olduğundan daha küçük görüyor diye başkaları tarafından şişirildiğini iddia etmesi gayet doğaldır. tabii tam tersi de geçerli.

adam politikacı değil ki başkalarından hayatını dinleyesin. adam spiker değil ki başkalarının hayatını anlatsın. biz nasıl yazıp kendimizi ifade ediyorsak nazım hikmet'te işin temelinde aynen bizim gibi yazı yazıp kendini ifade etmiştir. eğer yazdığınız yazılar çok kişiye ulaşıyor ve çok kişi tarafından beğeniliyorsa bu şişirildiğiniz anlamına gelmez. sadece beğenildiğiniz anlamına gelir. yaptıkları, yazdıkları, hataları ile, kısaca tüm hayatı ile ortadadır nazım hikmet. ve peygamber soyundan ya da uzaydan gelmiş değildir. mutlaka hataları olmuştur.

herkes nazım hikmeti eşit derecede sevmek zorunda değil. çok sevenler ile nefret edenler zaten mevcut dünya üzerinde.

bir de nazım hikmet'in ülkeden kaçmasına kızılıyor. bizim ülkemizde sağda soldaki çapulcular tarafından ölüm tehditi almanız halinde polise başvurursunuz ve kurtulma şansınız olabilir.
ancak sizi tehdit eden polis ise, bizzat devlet ise, o zaman kalıp ölümü beklemek tamamen salaklık olacaktır. şimdi bana bu ülkede polis yasadışı olarak hiç adam öldürmedi derseniz o başka tabii... bir kesim tarafından vatan haini ilan edilmiş olmanız da işin tuzu biberi olmuş. kaçmak normalde çözüm değildir. örneğin fazıl say "ben bu ülkede sanatımı icra edemiyorum, gideyim" derse kızmakta haklı olabiliriz. "madem bu kadar seviyordun vatanını, doğru olduğunu düşündüğün şeyi yapsaydın" derdik. işte nazım hikmet de ilk başta aynen bunu yapmış, doğru olduğunu düşündüğü şeyi yapmaya çalışmıştır. ancak onun doğru olduğunu düşündüğü şey, bir çokları için yanlıştı. nazım hikmet ölüm tehditleri almıştı. vatan haini ilan edilişti. ve nazım kaçtığı yerden hepsine cevap verdi. öldürülseydi kaçamadan bugün bir çoğumuz onun gerçekten vatan haini olduğunu zannedebilirdik.

sonuç olarak nazım hikmet ne şişer, ne söner. sen ona yukardan bakarsan ufaldığını sanırsın. aşağıdan bakarsan olduğundan büyük görürsün. onun heybetini görebilmek için önce sen olman gereken yerde olmalısın.