din kitlelerin afyonudur

din bireyin kendi iradesi ve vicdanında kalmayıp da kitleleri yönlendirmede devletin koyduğu kanunlar hükmünde olmaya başlarsa işte o zaman din bir afyon olur. zira böyle bir ortamda beyinler uyuşur ve kullanılamaz hale gelir.

hatırlayalım osmanlı nın son demlerini. olup biten her şeyi dini çerçevede izah etmeye çabalamak, insanları dini hükümlere göre cezalandırmak ne hale getirdi ahaliyi?
kaldı ki inandıkları dinin kutsal kitabında 'devletinizi şu rejimle yönetin, devletinizin kanunları şunlar olsun' diye hükümler de yokken gerçekleşti bu.

bugün kadınlarını ikinci sınıf vatandaş yerine koyan, zorla başlarını örttüren, zina yapanı öldüren rejimler hep bu hastalıklı zihniyet yüzünden bu girdabın içinde bocalamaktadırlar. bu noktada görüyoruz ki, din tek başına uyuşmaya sebep olan şey değil, onu kendine afyon yapan insan. kavramları anlamlandıran, hakkında değer biçen insan aklı ve iradesi olduğuna göre dini afyon haline getiren de insan oluyor.
yani bir din ortaya çıkıyor ama zamanla içine bir sürü hurafe sokuluyor, insanlar o dinin kutsal kitabını okumadan anlamadan kulaktan dolma, asılsız bilgilerle din yaşamaya çalışıyorlar. bu ise insanları yanlış bir dünya ve ahiret algılamasına itiyor.
dini nder diye peşine takılınan kişinin sözleri adeta kutsallaştırılıyor. onun sözü dışında yorum yapana, farklı izahta bulunana düşam gibi bakılıyor. o yüzdendir ki cemaat ve tarikatlerin üyeleri birbirlerini tasvip etmezler. edenler olsa da azınlıktır.

burada bir yanlış da dünyaya bakışta göz çarpıyor. insanlar herşeyi dini hükümlere göre anlama ve açıklama gereği duyuyorlar ve bu da insan iradesinin , aklının ortadan kalkması yerine belli kişilerin görüşlerinin mutlakiyet anlayışı içinde geçmesine sebep oluyor. laiklik ilkesinin dünya hayatındaki yeri ve önemi de burada ortaya çıkıyor. laiklik ve demokrasi birbirinden ayrılmaz iki önemli insan hakları koruyucusu oluyor.

afyondan korunmak, beynimizi uyuşturmak istemiyorsak yaratıcı nın verdiği aklı kullanmalı, laiklik ve demokrasiye içten inanarak insan haklarına saygılı bir ülke ve dünya için çabalamalıyız.