bugün

niyazi gül dörtnala

bu akşam gidilen.

yalan değil, şebnem bozoklu ya olan aşkım yüzünden filme zaten gidecektim. filmin birde izmirimde çekilmiş olması tam bir sürpriz oldu bana, bilmiyordum. izmirin çeşit yerlerinden güzel görüntüler vardı.*****
açıkçası sanatsal değeri olmayan kahkaha filmleri gözümde değersizdir ama bu filmde 4-5 sahnede ciddi kahkaha attım. filmin ilk sahnesinde çalan oynak türküde insanın içi schweppes gibi kıpır kıpır oluyor. peşinden okuldaki ayı sahnesi, bakkaldaki bukalemun sahnesi ve evdeki papağan sahnesinde ciddi ciddi kahkaha attık. birde ata demirer ile demet akbağ ın ilk tanışma sahnelerinden kaz sahnesine kadar olan süreçte ciddi kahkahalar vardı. filmin geri kalanında da güldüğümüz sahneler oldu.

tam bir absürd komedi aslında. filmin sonlarına doğru ata demirer in adeta king kongvari dönüşümü biraz saçmaydı ama ata yı anlıyorum, hayvan taklidindeki başarısını filme yansıtmak istemiş.

konu boş bir konu, ödüllük değil gişelik/hasılatlık/gülmelik/eğlenmelik bir film. bu kadar vasat konulu bir filmi güzelleştiren en başta şebnem bozoklu elbette. varoş gülü rolünü mükemmel oynarken hele o sevgi yolunda rüküş kıyafetler içinde ağlayarak yürürkenki hali harikaydı. mimikleriyle, gülüşüyle, doğal haliyle aşık olunası mükemmel bir kadın.

filmin eleştirilecek bir diğer yanıysa bu kadar para kazanan ata demirer in at yarışı sahnesini şirinyer hipodromunda çekmemesi ve ucuza kaçması. yarışın çayır benzeri alanda çekilmesi ve ata demirer in hipodromu kiralamayıp basite kaçması ağır eleştiri alması gereken bir konu.

sonuç olarak vakit geçirten, izmirin güzelliklerinden bir demet ortaya karışık yapan, şebnem bozoklu ya * bir kez daha hayran bırakan komedi filmi.