bugün
- kaka'nın eşinin boşanma gerekçesi10
- saraca silsüpüroğlu15
- diamond tema34
- ups boobss nickli yazar20
- özge özacar'ın memeleri12
- anın görüntüsü18
- thusneldaa11
- türkiyeyi mülteci kampına dönüştüren abd11
- true bir martı olsa olacaklar8
- ülkesi savaştayken başka ülkede keyif süren kansız9
- çinliler her şeyi üretebiliyor türklerin neyi var23
- evlenmeyenlerin seks yapmadan ölüp gitmesi9
- ne zaman evleneceksin diye soran akraba11
- oktay kaynarca'nın türkiyeliyim açıklaması22
- kayseri de atatürk heykeline baltalı saldırı13
- millet öğle yemeğine çıkarken yeni uyanan tipler8
- özgür özel13
- abber'ın ruh hastası olması26
- babalar günü17
- kitap okuyan erkek10
- sevgiliyle aynı evde yaşamak9
- diyanetin türkleri araplara şikayet etmesi14
- sözlükteki 11 yaşında yazar olması19
- buralarda dinsiz denen bir tarzan varmış17
- ne hissediyorsun8
- larisalisa12
- steven s power law10
- gideon reid morgan jj25
- kurban eti dağıtmak mecburi mi12
- yazarların başarılı olduğu dersler11
- kendini hunharca teşhir eden liberal türk kızları12
- ismeti yazar yapan moderatör13
- memati1923'ün gelişiyle başlayan süreç13
- yatakta fırtına gibi esen erkek12
- inciden yazar nakli13
- yazın göt boyunda şort giyen kızlar9
- dünyanın en güzel kızlarının olduğu ülkeler9
- yazarlarin orgazm olurken kurduklari cumleler8
- 15 haziran 2024 macaristan isviçre maçı9
shovel headed kill machine dan çok daha verimli olduğu ve hız yapma amacından çok riffler üzerinde düşünülmüş bir albüm olduğu kesin.
albümü dinlemeye başladığımda ilk olarak dikkatimi çeken nokta gitar tonları oldu her zamanki gibi.. yahu ben mi çok muhafazakarım yoksa bu işte anlayamadığım başka bir nokta mı var bilemiyorum ama bu tonları sevemedim bir türlü. albüm ne kadar thrash olursa olsun; melodileri net olarak algılamamızı engelleyen ve daha çok riffler ve sert - düz ritmlerde vuruculuk kazandıran metalcore etkileşimli tonlar eski thrash grupları tarafından kullanıldığında gerçekten sinirleniyorum.
hayır, gerçekten sert, modern ama tüm riffleri en ince ayrıntısına kadar kadar duymamızı sağlayan binlerce ton var..
albümde ikinci dikkat çeken nokta, şarkıların uzunluğu.
keşke chorus ve bridge riffleri bu kadar tekrarlanmasaydı dedirtiyor bazen.
bir diğer nokta; yeni vokalist hakkını vermiş gerçekten ama steve souza gibi karakteristik bir vokalisti aradı kulaklarım yine..
tüm bunlara rağmen yeni dönem exodus unun tempo of the damned den sonra en başarılı albümü olmuş diyebilirim.
ek : sözlere bakıldığında ise yoğun bir din karşıtı tema göze çarpmakta.
"Man creates the god
and the god destroys the man"
ayrıca islami teröre de ciddi anlamda saldırırken; amerika'nın ırak politikasını da yermiş babalar...
albümü dinlemeye başladığımda ilk olarak dikkatimi çeken nokta gitar tonları oldu her zamanki gibi.. yahu ben mi çok muhafazakarım yoksa bu işte anlayamadığım başka bir nokta mı var bilemiyorum ama bu tonları sevemedim bir türlü. albüm ne kadar thrash olursa olsun; melodileri net olarak algılamamızı engelleyen ve daha çok riffler ve sert - düz ritmlerde vuruculuk kazandıran metalcore etkileşimli tonlar eski thrash grupları tarafından kullanıldığında gerçekten sinirleniyorum.
hayır, gerçekten sert, modern ama tüm riffleri en ince ayrıntısına kadar kadar duymamızı sağlayan binlerce ton var..
albümde ikinci dikkat çeken nokta, şarkıların uzunluğu.
keşke chorus ve bridge riffleri bu kadar tekrarlanmasaydı dedirtiyor bazen.
bir diğer nokta; yeni vokalist hakkını vermiş gerçekten ama steve souza gibi karakteristik bir vokalisti aradı kulaklarım yine..
tüm bunlara rağmen yeni dönem exodus unun tempo of the damned den sonra en başarılı albümü olmuş diyebilirim.
ek : sözlere bakıldığında ise yoğun bir din karşıtı tema göze çarpmakta.
"Man creates the god
and the god destroys the man"
ayrıca islami teröre de ciddi anlamda saldırırken; amerika'nın ırak politikasını da yermiş babalar...
güncel Önemli Başlıklar