bugün

hadis kutsayıcılığı

Müslüman toplumların yüzyıllara yayılan hastalıklarından sadece biri.

ilim otoritelerinin bir çoğunun siyasi baskılardan korkmaları, toplumdan gelecek tepkileri göğüslemekten çekinmeleri nedeniyle maalesef meydan din bezirganlarına kalmış durumdadır. Dini, bir ticari mal ve Müslümanları da bir müşteri gibi gören bu ahlaksız din bezirganları, Kur'an-ı Kerim'e söyletmeyi başaramadıkları bir çok konuyu maalesef Peygamberimize söyletmeyi başarmışlardır.

Hadis kutsayıcılığı denilen illet, işte bu din bezirganlarının baş marifetidir. Tüm sömürü sistemleri hadisler üzerine kurulu olduğu için hadislerin ilmi kritiğe tabi tutulmasını istemezler. Her kim ki, Kütüb-i Sitte başta olmak üzere hadis kitaplarını incelemeye ve hadis denilen sözleri analiz etmeye başlar, derhal onu dinsiz ve kafir ilan etmeye başlarlar. Hadislerin elenmesi, yıllarca çevrelerine topladıkları mukallitlerin gözünün açılmasına ve kandırıldıklarını fark etmelerine sebep olacağı düşüncesi, bu din bezirganlarının yüreklerini hoplatır.

Hadislerin toptan inkarı da, toptan kutsanması da yanlıştır. Geçmişte, alimler tarafından yapılan kritikler elbette önemli ancak yetersizdir. Günümüzde Diyanet işleri Başkanlığı başta olmak üzere Müslümanların güvenebileceği çeşitli heyet, kurum ve kuruluşlar hadisleri yeniden elden geçirmelidir.

Hadislerin analizi konusunda bireysel olarak gayret gösteren kişiler de kesinlikle desteklenmeli, görüşlerine kulak verilmelidir.

Hadisler 1400 yıllık islam medeniyetinin kültürel birikimidir. Yanlış ve kötü olanlar ayıklanmalı ve geriye kalanlar kültürel bir miras olarak değerlendirilmelidir.