bugün

avrupa filmleri festivali

dün akşam saatlerinde ankara büyülü fenerde bilet sırasındaki izlenimlerim: gişede yorgunluktan bayılacak ama yine de kibar ve güleryüzlü olmaya çalışan kadının karşısında sinefil havalarında bir ablanin şahsında, tüm bir orta sınıf solcu kategorisinin içindeki tüketim canavarı hortlayıverdi. teyzemin coşkusu "yes", "yes" nidalarıyla, evet hadi şimdi de perşembeye geçelim itici şirinlikleriyle dalga dalga yayılırken, kızdaki bıkkınlığını örtme çabası da had safhaya ulaşıyordu. zaten hepimiz bu anı beklememiş miydik, işte sonunda araba, ayakkabı muhabbeti yapan arkadaşlarımızdakine benzer, doya doya bir alışveriş sefası, hem de bağımsız sinemanın güncel ve klasik örnekleriyle, "muhalif" duruşumuza halel getirmeden. demek 150 lira ayırdın da yalnızca 80 lira tuttu ablacım, aman ne güzel. izinlerini de festivale göre ayarlıyorsun demek, fedakarlığın gözlerimi doldurdu be ablam, hadi nolur devam et, bitsin bu sezercik filminde şeker alan çocuklarınkine benzer coşku ve mutluluk. tatlı mı? güzel mi? belki ilk ortak filmimizden çıkarken sorarım sana.