demokratikleşme ve başörtüsü

üniversite ya da kamu kurumları için, böyle bir kural koymanın kendisi siyaseti ikincil bir doğulu-batılı/ halk- elitler ikiliğine sıkıştırmanın yollarından biri oldu. sürekli sağ partilerin değirmenine su taşımaktan da başka bir işe yaramadı. özellikle gerçekten laik bir devlet kurmanın hiç bir zaman bu "güya cumhuriyetçi" aydın ve politikacıların işine gelmediği düşünüldüğünde. Gelelim Akp'li devletlulara, onlar ise hala berkin elvan uyandı mı sorusuna, türbanlı kardeşlerimizin üniversiteye girmediğini biliyoruz diyecek kadar, şaşkın ve panik durumdalar http://www.odatv.com/vid_video.php?id=8CAA2 Aynı insanlar, öğrenci evleri ya da alkol gibi mevzularda kültürümüz, ahlakımız diye dayatmacı bir üsluba balıklama atlayacak kadar da dayatmacılar. iki cenahtan da özgürlükçü ve halkçı bir atılım gelmeyeceğini göstermesi itibariyle de çözücü ve evet bir anlamda daha işlevseldirler. bakalım bu türbanlı kardeşleriniz güvencesiz, insanlık dışı yaşama koşullarına baş kaldırırsa ne yapacaksınız? Tekel direnişinde ya da gezi'de olduğu gibi muhalif saflarda yer aldıklarında ne yapacaksınız? kemalistler 1930'larda, son moda ideolojik dürtülerle tek tip insan yetiştirmeye çalıştılar. peki bunun islami versiyonunu bugün yaptığını zannedecek kadar zafer sarhoşu bu arkadaslar, bunun ters tepmeye mahkum olduğunu görebilecek mi bakalım.